Karadeniz’den Umman Denizi’ne tek cephe
ABD,İngiltere,Rusya,Çin, İran ve Hindistan’ın Doğu Akdeniz’de kıyısı yok, ama hepsinin Doğu Akdeniz siyasetinde kıyısı var. Herkes, Kıbrıs’la komşuymuş gibi ilgili olmak durumunda. Çünkü Kıbrıs, Doğu Akdeniz’in enerji ve doğal zenginlikleri yanında, stratejik konumu nedeniyle herkes için önemli.
Kıbrıs Akdeniz’de bir ada. Ancak yükseklerden bakarsak, Kıbrıs yalnız başına bir ada değil, büyük devletler arasında rekabetin ve bölge devletleri arasındaki çıkar çatışmaları ile egemenlik iddialarının yoğunlaştığı ilgi odağı. Bu açıdan Kıbrıs, Akdeniz’in de ötesinde okyanuslar çapında bir konuma sahip.
ABD’nin, İngiltere’nin, Rusya’nın, Çin’in, İran’ın veya Hindistan’ın Doğu Akdeniz’de kıyısı yok, ama hepsinin Doğu Akdeniz siyasetinde kıyısı var. Herkes, Kıbrıs’la komşuymuş gibi ilgili olmak durumunda. Çünkü Kıbrıs, Doğu Akdeniz’in enerji kaynakları ve doğal zenginlikleri yanında, stratejik konumu nedeniyle de herkes için önemli.
DOĞRU STRATEJİ İÇİN TEK CEPHE GERÇEĞİ
Kırım, Abhazya, Karabağ, Ege, Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Suriye’nin kuzeyi, Irak’ın kuzeyi, Filistin, İran, Hürmüz Boğazı, Yemen ve Umman Denizi, ABD emperyalizmi ile Gelişen ve Ezilen Dünya arasındaki belli başlı çatışma alanlarıdır. Her parça birbirinden ayrı gibi gösterilebiliyor, ancak hepsi tek cephede birleşiyor. Gerçeklik düzleminde Karadeniz’den Umman Denizi’ne uzanan tek cephe var. Türkiye’nin Vatan Savaşını ve Üretim Devrimini başarıya ulaştırması için de stratejiyi bu tek cephe kapsamında kurmak gerekiyor.
Yalnız Türkiye için mi, Rusya, Kırım, Abhazya, Azerbaycan, Suriye, Irak, İran ve Yemen için de tek cephe var. Diğer Akdeniz ve Dünya devletleri de bu tek cephede mevzileniyorlar, mevzilenmek zorundalar.
BÖLME STRATEJİSİ İLE BİRLEŞME STRATEJİSİ ARASINDAKİ ÇARPIŞMA
Karadeniz’den Umman Denizi’ne kadar uzanan cephede iki strateji çarpışıyor: ABD’nin bölme stratejisi ve Gelişen Ülkelerin birleşme stratejisi.
Cephenin rekabet alanlarına tek tek bakacak olursak, ABD emperyalizmi ve İsrail, hedef aldıkları devletleri bölmeyi esas alan bir strateji izlemektedir.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Gelişen Dünya Cephesinin ülkeleri ise, bağımsızlıklarını, toprak bütünlüklerini ve ekonomik gelişme olanaklarını korumak için, birleşmek durumundalar.
HEPİMİZ HER YERDE
Rekabet alanlarına tek tek bakacak olursak:
Kırım’da ve Abhazya’da Rusya yalnız bırakılamaz.
Karabağ’da, Azerbaycan ve Türkiye yalnız bırakılamaz.
Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de Türkiye yalnız bırakılamaz.
Hürmüz Boğazında, Yemen’de ve ABD yaptırımlarına karşı İran yalnız bırakılamaz.
Filistin’de Filistin yalnız bırakılamaz.
Tek cephenin her yerinde hepimiz olacağız.
Bu zorunluluğu İran basınına anlattığımız zaman, “Hepimiz her yerde” diye özetlemiştik. Gazete ve televizyonlar da bu başlıkla verdiler.
CEPHENİN MERKEZİNDE KIBRIS VAR
Yalnız bugün için değil, yüzyıllardan beri, hatta binlerce yıldan beri Kıbrıs’ın dünya ölçeğindeki konumu biliniyor. Burada tarihçesine girmiyoruz, bugün Kıbrıs, Karadeniz’den Umman Denizi’ne uzanan cephenin merkezinde bulunuyor. Denizlerdeki cepheleşme ile karalardaki cepheleşme, Kıbrıs’ta birbirine bağlanıyor. Bu açıdan Türkiye ve Suriye, cepheyi karada ve denizde birbirine bağlayan ülkeler olarak, bir bakıma kilit konumdalar.
KIBRIS İÇİN BAŞARI MODELİ
Karadeniz’den Umman Denizi’ne uzanan cephede, Gelişen Dünya ülkeleri birleştikleri halkada başarı kazandılar. O halka, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyidir.
Bilindiği gibi ABD, 1991 ve 2003’te Irak’ı silahla bölerek Barzanistan’ı kurmuştu. Ancak 2017 Eylül ayında sözde Kürdistan’ı resmileştirmek için tezgâhladıkları referandum girişimi, Bölge ülkelerinin ortak harekâtıyla bozguna uğratıldı. Böylece bir başarı modeli oluştu.
En son Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Barış Pınarı harekâtından sonra fiilen oluşan Türkiye + Rusya + Suriye ittifakı, ikinci büyük başarıyı kazandı. Rusya Devlet Başkanı Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzaladıkları Soçi Mutabakatı, bu başarının belgesidir.
Aynı model, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs için de geçerlidir.
DOĞU AKDENİZ’DEKİ GİZİL GÜÇ
Türkiye, Suriye, Mısır ve Libya, Doğu Akdeniz’de en geniş kıyısı olan ülkelerdir.
Rusya’nın savunma stratejisi Doğu Akdeniz’den başlar.
İran, Hürmüz Boğazı’nı korumak için, Doğu Akdeniz’deki ABD ve İsrail tehditlerine karşı mevzilenmek durumundadır.
Çin’in enerji ihtiyacının karşılamada İran Arap Körfezi ve Hürmüz Boğazı stratejik önemdedir.
Umman Denizi’ne açılan deniz yolları, Güney Kıbrıs’taki Agratur hava ve Dikelya deniz üslerinden tehdit edilebiliyor. Bilindiği gibi bu İngiliz üsleri, NATO üzerinden aynı zamanda ABD’nin saldırı üsleridir. Bu durumda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Türk Ordusunun Kuzey Kıbrıs’taki varlığı, Doğu Akdeniz ülkeleri yanında Rusya, İran ve Çin için de güvence oluşturuyor.
Bütün bu nedenlerle Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz’de ABD-İsrail-Yunanistan-Güney Kıbrıs’ın oluşturduğu ittifakın askerî tehdidine karşı güçlü bir ittifak gizil gücüne sahip bulunuyorlar.
KARADENİZ-AKDENİZ DOSTLUK VE BARIŞ PLANI
Vatan Partisi olarak, Karadeniz ve Akdeniz’de ortak güvenliği sağlamak, barışı güvenceye kavuşturmak ve ortak ekonomik gelişme için hazırladığımız Karadeniz-Akdeniz Dostluk ve Barış Planı’na bölge ülkelerinin katılımını sağlamak amacıyla çalışmalarımızı yoğunlaştırmış bulunuyoruz. Partimiz, bu bağlamda ilgili devletler ile görüşme ve ziyaretlerden verimli sonuçlar almaya başlamıştır.
Planımız dört maddeden oluşmaktadır:
Bir: Rusya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyacak.
İki: Türkiye, Abhazya devletini tanıyacak.
Üç: Rusya, Karabağ’da Ermeni işgaline son verilmesi için ağırlığını koyacak.
Dört: Türkiye, Kırım’ın Rusya toprağı olduğunu kabul edecek.
DOĞU AKDENİZ’DE İNSANLIK CEPHESİ
Türkiye, Rusya, İran, Kırım, Abhazya, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Suriye, Irak, Filistin, Katar, Yemen ve diğer bölge ülkeleri, ABD emperyalizmine ve İsrail’e karşı İnsanlık Cephesini oluşturuyorlar. Çin Halk Cumhuriyeti ve diğer Asya ülkeleri de bu cephede yer alıyorlar.
ABD, Ukrayna, İsrail, Suudi Arabistan, Bazı Körfez Şeyhlikleri, Yunanistan, Güney Kıbrıs ise insanlığa karşı gerici cephede bulunuyorlar.
ABD, Batı Asya’da yenilgiye uğramıştır ve şimdi bu koşullarda kendisine yeni mevziler kurma çabası içindedir. Bu çabaların da başarısızlığa uğraması kaçınılmazdır.
Gelişen ve Ezilen Dünya, Batı Asya’nın her anlaşmazlık alanında birleşerek yaşamsal çıkarlarını koruyacak ve insanlığın önünü açacaktır.
İÇ CEPHEYİ SAĞLAM TUTMAK
Büyük Devrimci Önerimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de belirttiği üzere iç cepheyi sağlam tutmak esastır. Bu nedenle Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin oluşturduğu iç cephenin güçlendirilmesi, ittifak birikiminin hayata geçirilmesi açısından da belirleyicidir.
Ülkemizde ABD’nin Türkiye’ye karşı oluşturduğu bir cephe var. CHP yönetimi, HDP/PKK, FETÖ, İyi Parti yönetimi, Abdullah Gül + Babacan + Davutoğlu Ortaklığı, dikkat edilirse Doğu Akdeniz’de de Atlantik çıkarlarını savunmaktalar. Etkisiz hale getirilmeleri ve etkiledikleri halk güçlerinin kazanılması, millî siyasetin gereğidir.
İkincisi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde önümüzdeki Nisan ayında seçim var. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı gibi ABD bağımlısı unsurların elindeki iktidar olanaklarının alınması ve vatansever bir Cumhurbaşkanının seçilmesi, iç cephenin sağlamlaştırılması açısından şarttır. Vatan Partisi, bu amaçla üzerine düşen görevi yapmaktadır.
(*) Vatan Partisi Genel Başkanı.