23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Karadenizli ihracatçılar: Türkiye’nin yeri Asya

‘Yeni bir dünya kuruluyor ve yeni dünyada Türkiye’nin de yerini alması gerekiyor. AB kapısında beklerken Asya’da çok büyük değişimler oluyor. Gerek Çin’de gerek Güney Kore’de gerek Hindistan’da. Atatürk, ticaretimizi Asya topraklarında geliştirmemiz gerektiğinin altını çiziyor.

Karadenizli ihracatçılar: Türkiye’nin yeri Asya
A+ A-
İLYAS GÜMRÜKÇÜ / TRABZON

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Başkan Vekili Ahmet Hamdi Gürdoğan, Karadeniz’e en büyük kıyısı olan Türkiye’nin savaştan en çok etkilenen ülke olduğunu belirtti. Savaşın emperyalist güçlerle Rusya ve aynı zamanda Çin’le gerçekleştiğini belirten Gürdoğan, yeni bir dünyanın kurulduğunu, Türkiye’nin yerinin Asya olduğunu ifade etti. Aydınlık’a konuşan Gürdoğan, “Önceden sanayinin ağırlığı Avrupa’daydı ama bu ağırlık Asya’ya doğru gitmeye başladı. Dolayısıyla biz yeni İpekyolu diye bahsedilen Çin’in projesinde yerimizi almalıyız” dedi.

  • Rusya-Ukrayna arasındaki krizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hem Ukrayna hem Rusya’ya baktığımız zaman savaş olmaması Türkiye’nin çıkarlarına. Biz Ukrayna ve Rusya’yı 80’li yıllardan bugüne kadar tek devlet olarak görüyoruz. 1. ve 2. Dünya Savaşı’nda birlikte kol kola savaştılar. Dolayısıyla bugünkü savaş, Rusya’nın kuşatılmak istenmesi ve emperyalist güçlerin Rusya’yı kuşatmak istemeleri sebebiyle yaşanıyor. Geçmişte aynı şekilde Gürcistan’da oldu, Ermenistan’da oldu, Suriye ve Irak’ı anlatmama gerek yok.

TÜRKİYE’NİN ROLÜ KRİTİK

Rusya kendini korumak için refleks geliştiriyor ama Ukrayna içerisinde belli oligarklar var, AB’ye alınacaklarını söylüyorlar. Olan Ukrayna halkına oldu. Bugün nerede NATO? Nerede AB? Sadece para vermekle canın değeri olmuyor. Ölen ölüyor. Burada Türkiye’nin kilit rolü ortaya çıkıyor. Montrö ve Karadeniz’e en büyük kıyısı olmasından dolayı. Karadeniz’e en büyük kıyısı olan Türkiye hem Ukrayna hem Rusya’daki savaştan en çok etkilenen ülke durumunda.

  • Bu krizin bize ne gibi etkileri olacak?

Ekonomik olarak baktığımız zaman gerek enerji gerek hububat olarak Ukrayna ve Rusya’dan çok büyük ithalatımız var, ihracatımız da aynı şekilde. 15 milyar dolar Rusya’ya en az 15 milyar dolar da Ukrayna’ya yaş meyve ihracatımız var. İhracatımız hemen hemen durma noktasında. Özellikle Ukrayna’ya hiç yok diyebiliriz. Bunun dışında Rusya’ya ihracatımızın yanında ithalatımız da durdu. Araçlarımızın çıkışında sıkıntılar var. Yaş meyve, sebze, tekstil gibi ürünlerde de ihracatımız var. Toplam 20-30 milyar dolar civarında bir ihracat söz konusu.

RUSYA İLE EMPERYALİST GÜÇLERİN SAVAŞI

  • Rusya’ya uygulanan ambargo var. Türkiye nerede durmalı? Nasıl hareket etmeli?

Amerika’ya çok yaslanmak, Avrupa Birliği’ne çok yaslanmak… Geçmişte onların bizi yarı yolda bırakabildiğini ve diğer ülkelere de yaptıklarını göz önüne almamız gerekiyor. Her iki ülkenin de çıkarlarını korumamız lazım. Çünkü o ülkelere en büyük kıyısı olan komşu ülkeyiz. Asya pazarında Türkiye’nin tarihsel süreçteki yeri yadsınamaz çünkü milattan önce Türk Milleti vardı. Bugün dünyadaki devletlerin çoğu yokken Türk Milleti o zaman Asya’nın asıl sahiplerindendi. Oradaki köklerimize inmemiz gerekiyor. 80 öncesi komünist bloktaki ülkeleri tek tek NATO, AB altına alıp, belli sömürü düzenini de kurmak istediler. Gümrük Birliği’ne Avrupa Birliği’ne girmeden giren tek ülkeyiz, hâlâ kapıda bekletiliyoruz. Ukrayna örneğinde olduğu gibi.

YENİ BİR DÜNYA KURULUYOR

Bu, bana göre emperyalist güçlerle Rusya ve aynı zamanda Çin savaşı. Çünkü Çin’in güçlenmesiyle; Rusya’nın da oradan arka almasıyla dünyadaki dengelerin değişmesi, sermayenin değişmesiyle ilgili. Yeni bir dünya kuruluyor ve yeni dünyada Türkiye’nin de yerini alması gerekiyor. Türkiye’nin çıkarları söz konusu. Biz bugün AB kapısında beklerken Asya’da çok büyük değişimler oluyor. Gerek Çin’de gerek Güney Kore’de gerek Hindistan’da. Bizim burada her şeyden önce yeniden yapılanmaya gitmemiz, yeniden bir hamle başlatmamız lazım. AB’ye girmeden Gümrük Birliği’ne girdik. Bunun yeniden gözden geçirilmesinin çok doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü şu anda AB’ye girmeden Gümrük Birliği’ne girdiğimiz için bazı konularda ticarette önümüze engeller de çıkabiliyor. Artısına eksisine bakabilmemiz lazım.

UKRAYNA’YI YARI YOLDA BIRAKTILAR

Emperyalist güçler bugün Ukrayna’yı yalnız bıraktılar. Biz barışın bir an önce sağlanmasını ama Ukrayna halkının da dünya gerçeklerini anlamasını istiyoruz. Çünkü bugün baktığımız zaman Ukrayna’daki oligarkların, halka vaatlerle beraber halkı nasıl yarı yolda bıraktığını da görüyoruz. Olan halka oluyor. Bugün Ukrayna’nın yeniden yapılanması için İngiltere başbakanı Marshall yardımı diye bir yardım gönderiyor. Parayla can yerine gelecek mi? Marshall yardımını konuşanlar Ukrayna’nın yanında değiller.

ÇİN’İN PROJESİNDE YERİMİZİ ALMALIYIZ

  • Asya’da ve yeni bir dünya kuruluyor, Türkiye’nin orada yerini alması gerekiyor dediniz. Bu kriz Türkiye’ye yeni fırsatlar doğurabilir mi?

Doğru, dünyada dengeler yeniden belirleniyor. Türkiye’ye baktığımız zaman jeopolitik olarak üç tarafı denizlerle çevrili Avrupa-Asya arası Afrika’yı da katarsak köprü vazifesi görüyor. Bugün Amerika ve AB, farkındaysanız bize gül dağıtmaya başladılar. Türkiye’nin önemini anlamış oldular ama buna kanmamamız lazım. Önceden sanayinin ağırlığı Avrupa’daydı ama bu ağırlık Asya’ya doğru gitmeye başladı. Dolayısıyla biz yeni İpekyolu diye bahsedilen Çin’in projesinde yerimizi almalıyız. 20-25 senede bir ülkede çok şeyler olabileceğinin en büyük örneğidir Çin. Çin o kadar kalabalık nüfusun altında bunu yapabiliyorsa Türkiye’nin bunu çok daha fazla yapabileceğine inanıyorum.

TARIMA DÖNELİM

İrade ve planlama yapmalıyız. Türkiye, kendine yeten 7 ülkeden biriydi. Bugün Hollanda’nın 180 milyar dolar gıda ihracatı var ama Türkiye 18 milyar dolarda. Hollanda bir Konya kadar. Demek ki biz artık her şeyden önce en az parayla üretim yapabileceğimiz tarıma dönmemiz gerekiyor. Dünya’da eskiden her şey özelleştiriliyordu ama şimdi kamulaştırılmaya başlandı. Almanya, Fransa, İngiltere ve Amerika’da olduğu gibi. Çin, bunun en büyük örneklerinden biri. Tarlaya gitmeyen çiftçinin ekinlerini nasıl yapacağını bugünden planlamamız; onlara o tarlalarda üretecekleri ürünlerin parasını dahi şimdiden verebileceğimizi söyleyebilmemiz ve avans vererek ekilmeyen tarlaları bir an önce ekmemiz gerekiyor. Gübre ve mazot yardımlarını da şimdiden düzenlememiz lazım. Seneyi geçirmememiz lazım. Çünkü 4 ay sonra bugün diktiğimiz ürünü alabileceğiz. Bugün bu planlamaların yapılması lazım. Buna bağlı olarak da sanayimizi yeniden dizayn etmemiz lazım. Bu da devlet eliyle olacak. İthalattaki dışa bağımlılığımızı da azaltırsak cari açığımızdaki fazlalığı da azaltmış olacağız. Bu da bize aynı zamanda ihracatta da artış olarak geri dönecek. Onun için bunların rahatlıkla olabileceği acil eylem planlarının bürokratik engellere takılmadan bir an önce sahaya çıkıp çiftçilerle eyleme geçmek lazım. Dünya gerçeği bu. Çin, Afrika’daki tarım topraklarının çoğunu eline geçiriyor ve aynı zamanda orada kendi işçilerini, mahkumlarını çalıştırarak kendi ekonomisine ve dünya ekonomisine katkı sağlıyor. Biz de Afrika’da varız ama istediğimiz kadar var mıyız? Biz kendi toprağımızı daha ekemiyoruz.

İPEKYOLU’NA BAĞLANALIM

Atatürk, ticaretimizi Asya topraklarında geliştirmemiz gerektiğinin altını çiziyor. Bugün geldiğimiz bu ortam tam da bunu işaret ediyor. Bugüne kadar Türk Cumhuriyetleri ve Türk topluluklarıyla beraber istediğimiz ilişkileri kurabilmiş değiliz. Lojistik olarak kurabilmiş değiliz. Asya’ya tren yolu bağlantımız yok. Asya’da tren yolu kullanım oranı yüzde 65, Türkiye’de yüzde 4. Biz diyoruz ki Hopa’dan yeni İpekyolu’na bağlanalım, 20 km ile Asya’ya bağlanalım. Türkiye Cumhuriyetlerine gönderebileceğimiz malları 1/6 fiyatına gönderebilme imkanına sahip olalım. Bugün biz lojistik üstünlüğümüzü kurarsak dünyada yeni bir dengeyi sağlarız. Türkiye’nin içerisinde çok büyük demiryolları yapmamıza gerek yok. Bypass sistemi dediğimiz, var olan rorolarımızın içine rayları dizerek limanlarımıza vagonlarımızı indirerek buradan yükleyip 24 saatte biz Rusya’ya ulaşabiliyoruz. Dolayısıyla 7 günde en ücra yere gidebiliriz. Bunun için çok büyük paralara gerek yok geçmişte de bunu söyledik. Çok az paralarla tüm limanlarımızın demiryolunu kurarak vagonları, Rusya’dan buraya getirir, buradan Rusya’ya götürürüz. Bunu Çin yaptı, Kore, Japonya yaptı. Lojistik kanunumuzun bir an önce çıkması lazım. İddia ediyorum dünyada Türkiye üretim ve sanayinin merkezi olur.

Rusya Ukrayna Çin doğu karadeniz ihracatçılar birliği ipekyolu karademiz