08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kayıhan Keskinok hoca üzerine yazmak... Cumhuriyetin ressamı Trabzon’dan geçti

İnsan ‘birike birike’ insanlaşıyor. Sanat da bu birikimlerin dışa vurumları değil midir? O güzelim tabloları, Kayıhan Hoca’nın hayat serüvenine bakarak anlayabiliriz.

Kayıhan Keskinok hoca üzerine yazmak... Cumhuriyetin ressamı Trabzon’dan geçti
Kayıhan Keskinok, bir resmi üzerine çalışırken.
A+ A-
ERKAN ÖNSEL / GÖREV VAKFI BAŞKANI

Ressam Kayıhan Keskinok'un 100. doğum yılı nedeniyle "Kayıhan Keskinok 100 Yaşında" resim sergisi açıldı. 2015 yılında hayatını kaybeden sanatçı anısına düzenlenen sergi, Ankara'da Keskinok Sanat Vakfı binasında 18 Mart 2023 tarihine kadar gezilebilecek. Erkan Önsel'in, usta ressam hakkında FETÖ'nün Ergenekon kumpası sırasında Silivri L Tipi 1 Nolu Cezaevi'nden yazdığı ve Aydınlık'ta 26 Ocak 2013'te yayımlanan yazısını paylaşıyoruz.

Türkiye’nin ünlü  ressamlarından Kayıhan Keskinok’un “Acılardan Umut ve Güvene” adlı yaşam öyküsünü  anlatan kitabını, koğuş arkadaşım Genel Başkanım Doğu Perinçek gülümseyerek bana uzattı. “Tanır mısın, Kayıhan Keskinok’u? Bak Trabzon düğün tabloları var. Tam sana göre al, oku.” deyince nasıl tanımam diyerek kitabı aldım. Bir solukta okudum. Dalıp gittim çocukluğuma, gençlik yıllarıma...

Kayıhan Hoca üzerine yazmak, o zamanların Trabzon’unu yazmak anlamına geliyor. Ne güzel bir Trabzon’da yaşamıştık. Şehir bugünkü  gibi beton yığınına dönüşmemişti. Sahil, yüksek binalarla kaplanmamış, Karadeniz’in esintisi şehrin ara sokaklarına kadar ulaşır, şehrin soluk alıp verdiğini hissedersiniz.

Sotka, Faroz, Ortahisar, Erdoğdu, Kindinar, Yeni Cuma, Tekke, Arafil boyu, Çömlekçi, Ganita mahallelerinde birbirine tutkun arkadaşlıklar yaşanır, delikanlılık kültürü  önceki kuşakların efsaneleri ile birleşerek devam ederdi.

Mahallelerimiz, Cumhuriyetin mahalleleriydi. Mahallemizdeki her ev bizim evimizdi.

Kayıhan Hoca, böyle bir Trabzon’a gelmiş, ışık gibi geçmiş, şehrimizde iz bırakan öncülerden olmuştur. Trabzon Lisesi’nde Yetişenler Cemiyeti’nin ve Yeşil Yurt Oteli’nin duvarlarını onun çağdaş resimleri süslemektedir. Trabzon Lisesi’nde Kayıhan Hocanın bir grup öğretmen arkadaşıyla çekilmiş bir fotoğrafı var. Saydım. On bayan, beş erkek öğretmen. Öğretmenlerimizin yüzlerine saygıyla bakıyorum, ışıl ışıl. Kıyafetleri ve duruşlarıyla Cumhuriyetin aydınlık yüzlü  öğretmenleri. Kendilerine duydukları büyük güvenle gülümsüyorlar. Bayan öğretmenlerimiz erkek meslektaşlarıyla omuz omuza. Birçoğu “beyaz atlarına binip çekip gittiler”.  Arkada toplumlarına derin izler bırakarak.

Neyse ki Kayıhan Hoca aramızda. Üstelik partili yoldaşım, ağabeyim. En çok da buna seviniyorum. O, değerli öğretmen kuşağını Trabzon unutamaz. Bu yazıyı okuyabilen bizim kuşak Eda’lıların (6-Edebiyat A) kulaklarını çınlatmış olalım!

Birçoğu Kayıhan Hoca’nın da arkadaşları olan hocalarımızı, Fahri Bey’i, Ferit Osman’ı, İlhan Duman’ı Belkıs Hanım’ı, Ayşe Hanım’ı, İdris Bey’i (Badi İdris), Yılmaz Bey’i (Ergun) Coşkun Bey’i, Nebahat Hanım’ı, Zühtü  Ellezoğlu’nu, Sabahat Hanım’ı, Kemal Ülker’i, Ali Kalfa’yı, Deli Sabahattin’i, Alaittin Bey’i, Teoman Bey’i, Ağa Remzi’yi, Hayri Beyi, Süleyman Tekcan’ı Zal Mahmut’u saygıyla ve özlemle anıyoruz. Yazamadıklarımızdan özür dileyerek...

Neredesiniz heey Eda’lılar! Ses verin! Siz değil misiniz, Mili Eğitim Bakanlığı’nın not sistemini (hatırlayın 49,5) protesto etmek için binlerce öğrenciyi, koca Trabzon Lisesi’ni sokaklara döken. Türkiye’de bir ilk gerçekleştiren, büyük lise eyleminin öncüleri.

Sizi gidi altı kol iskambilcileri sizi. Kayıhan Hoca’nın geldiği Trabzon Lisesi, Türkiye’nin en köklü  liselerindendir. Yüzüncü yıl kutlamasına (1980’li yıllar) kulakları çınlasın Rektörümüz Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve arkadaşları öncülük yapmıştı.

Hıfzı Veldet Velidedeoğlu gibi isimleri mezun yapmıştı Trabzon Lisesi. Matematikçi değerli öğretmenimiz Enis Aslan sınıfta kalp krizi geçirerek hayata veda etmişti. En üst katta ve en sağdaki sınıfın adı Enis Aslan dershanesidir. O sınıfın önünde şamata yapılmaz, saygıyla geçilirdi. Şimdi Kayıhan Hoca’nın serüvenine devam edelim.

Kayıhan Keskinok hoca üzerine yazmak... Cumhuriyetin ressamı Trabzon’dan geçti - Resim : 1
Trabzon-1950

KAYIHAN HOCA’NIN HAYAT HİKAYESİ

Hazin bir aile hikayesiyle başlar. Babası Hüseyin Bedri (1908 toplu kıyıma yönelik Bulgar saldırısından Türkiye’ye göç edenlerden”). Babasını şöyle anlatır: “Bir göçmen treninden Sirkeci Garı’na ayak bastığında o henüz 12 yaşındadır ve yapayalnız kalmıştır. Çünkü  yolculuk esnasında aile birbirini yitirmiştir. Günlerce Sirkeci Garı’nda trenleri bekler.”

Bu hazin hikâyeden Kayıhan Hoca’nın çok etkilendiğini anlıyoruz. Mavi gözlü, sarı saçlı her kadında kayıp halalarını ve babaannelerini aramaktadırlar sonraki yıllarda. Yitirişlerin, vuslatların rengi nasıl olur acaba? Kayıhan Hoca’nın resimlerinde mavi ve sarı çok anlamlı geliyor insana.

Kayıhan Hoca, 26 Ocak 1923’te İzmir’in Karataş mahallesinde dünyaya geliyor.

1926’da Uşak’a göçüyorlar. Çocuk bilincini etkileyen bir olayı şiir gibi anlatır: “Arka sokakta iki odalı, tek katlı bir evde ince uzun boylu genç bir kadın yaşardı yapayalnız.” “Süngüleyerek öldürdükleri kocasıyla 9 yaşındaki oğlunun cesetleri yanında tecavüz etmişlerdi bu genç anneye. Bunalım anlarında saçını başını yolar, kafasını duvarlara çarpardı.”

Kitabın 65. sayfasındaki Kayıhan Hocanın karakalem çalışmasına bakıyorum. Çıplak kadının yüzündeki o korkunç ifadeye... Tam da bu kadındır. O kadını 11. sayfada kucağındaki çocukla tekrar görüyoruz. İnsan birike birike insanlaşıyor. Sanat da bu birikimlerin dışa vurumları değil midir? O güzelim tabloları, Kayıhan Hoca’nın hayat serüvenine bakar anlayabiliriz.

HOCAMIZI ETKİLEYENLER

Kayıhan Hoca, Adana Öğretmen Okulu’ndan sonra Gazi Eğitim Enstitüsü  Resim bölümünü  bitiriyor. “Resimde Refik Epikman ve Malik Aksel, grafik sanatlarda Şinasi Barutçu, modloyda Hakkı İzzet en fazla etkilendiği öğretmenleri.” Gazi Eğitim’de “Cezanne özgü  renkçiliği yeğliyordum” diyor. Mezuniyet sonrası Boğazlıyan Ortaokulu’nda görev yapıyor. Okulda Türkçe öğretmeni Rıfat Ilgaz, “Peyzajlar güzel ama insanı yap. Meselen insan ilişkileri olsun” önerisini yapınca hak veriyor Ilgaz’a ve “Hep insanla ilgili resimler yaptım” diyor. Yedek Subaylıkta onu Cehennem deresinde at üstünde görüyoruz. 1942’de Iğdır Piyade Alayı Dağ Birliği’yle Ağrı Dağı’na tırmanmaktadır. Enginliklere, yüksekliklere aşıktır. “Enginleri fethetme ruhuna sahiptir.” Havacılık eğitiminde “C” brövesi alıyor. Yedek Subaylıktan sonra Görele’ye geliyor. Görele’de erkekli kadınlı danslı bir yılbaşı gecesi, balo! Duydunuz mu ey Göreleliler!

1949’da Cumhuriyet Balosu var! Kayıhan Hoca sunuculuk yapıyor. Opera aryalarından birini, “Volga şarkısı”nı söylüyor. Ardından soruşturma açılıyor. Ver elini Kars Lisesi! Altı ay sonra Trabzon Lisesi’ndedir Kayıhan Hoca. Ankara-İstanbul dönemi; sergiler, ödüller birbirini takip ediyor! Kayıhan Hoca 1997’de önemli bir karar alıyor ve Vatan (İşçi) Partisi’ne üye oluyor. 16 senelik partili. Partinin resim dünyasındaki büyük ismi. Onunla gurur duyuyoruz.

Kayıhan Hoca’nın resmi, Cezan’dan başlayan, insana geçişle devam eden ve Kuvayı Milliye destanına kadar uzanan bir tarihi kesitin şiir duyarlılığıyla anlatımıdır.

Resim yapana kadar ressamındır. Sonrası bize aittir. Kayıhan Hoca’nın resim serüvenini naçizane ben de böyle okudum. Kütüphanenizde yer açın Kayıhan Keskinok’a! “Acılarda Umut ve Güvene” kitabında resim ve şiiri iç içe göreceksiniz.

Son Dakika Haberleri