18 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kehanet, büyü ve ritüeller arasında Hititlerde tıp bilimi ve tedavi

Eski çağlarda geçerli olan düşünceye göre insanlık, ortak kültürün yerelden evrensele, ardından da evrenselden yerele doğru gerçekleşen bilgi akımı aracılığıyla gelişir. Hititlerin hüküm sürdüğü dönemde tıp biliminin büyü ve ritüel arasında seyreden yolculuğunu saptamak ve anlamak üzere düzenlendi.

Kehanet, büyü ve ritüeller arasında Hititlerde tıp bilimi ve tedavi
Dr. Eren Fırat

Eski Yakın Doğu’da ihtiyaç olması halinde, bir ülkeden başka bir ülkeye gönderilen kişiler arasında saray ve tapınağa bağlı olarak çalışan personelin, sanatçıların ve zanaatkârların yanı sıra hekimler de yer almaktaydı. Hitit hekimlerinin yetersiz kaldığı konularda, yabancı ülkelerden hekim istenildiği bilinen bir uygulama idi. Örneğin, Hitit kralı III. Hattuşili’nin hem kendisi hem kız kardeşi Matanazi hem de yeğeni Tarhuntaşşa Kralı Kurunta’nın rahatsızlıklarının tedavisi için Mısır’dan hekim ve ilaç talep ettiği kayıtlarda yer almaktadır.

HEKİMLER ÇOK DEĞERLİ

Hekimlerin yer değiştirmesi genel olarak, hekimin bir ülkeden başka bir ülkeye gitmesi ve orada bir süre kaldıktan sonra tekrar eski yerine geri dönmesi şeklindeydi. Metinlerdeki ifadelerde hekimlerin başka bir ülkeye gönderilmeleri, geri dönüşleri ve kalış süreleriyle ilgili sıkı kurallar getirilmiş olmasından, bulundukları ülkeler için çok değerli oldukları anlaşılmaktadır. Daha ziyade Mısır, Babil, Arzava ve Kizzuvatna gibi yabancı ülkelerden Hitit sarayına hekim gönderildiği bilinmektedir. Hitit devlet arşivindeki yazışmalar sayesinde adları bilinen yabancı hekimler arasında Zarpiya, Tuwatta-ziti, Raba-ša Marduk, Piha-datta, Pariamahu ve Lurma sayılabilir. Hititler bu yabancı hekimlere büyük değer vermişlerdir. Tabletlerde yabancı hekimlerin dışında isimleri geçen Hititli hekimler de bulunmaktadır. Bunlardan Hutupi ve Akiya, Hatti ülkesinin en meşhur hekimlerinden olup, saray halkını iyileştirme yetkisine sahiptiler. Hitit hekimleri, sadece saraydaki hekimlerle sınırlı değildi ve Hitit ülkesinde halkın tedavisiyle uğraşan pek çok hekim de vardı. Ancak Hitit devlet arşivindeki tabletlerde yer almadığı için bu halk hekimlerinin isimleri bilinmemektedir.

Hitit tabletlerinde “hekim” anlamına gelen Hititçe bir kelimeye rastlanılmamaktadır; ancak Sümerce’de “(erkek) hekim” karşılığında kullanılan LÚ A. ZU ve Akkadca’daki ASÛ terimleri, Hititler tarafından da kullanılmıştır.

DROGLARLA BÜYÜ EL ELE

Hekimlerin uyguladıkları majik tedavi örneklerini daha da arttırmak mümkündür. Mesela III. Hattuşili’nin başhekimi, aynı zamanda başkâtibi ve baş danışmanı olan Mitannamuwa’nın hem droglarla (bitki ve hayvanlardan genellikle kurutma yöntemiyle elde edilen ve tedavi amaçlı kullanılan maddeler) hem de büyü ile tedavi yaptığı bilinmektedir. Bu da Hititlerde hekimlik ve devlet adamlığının birlikte yürütülebildiğini ve hekimlerin büyü kullanarak da tedavi yaptıklarını göstermektedir.

Hitit kanunlarında, hekimlerin ücretleri ile ilgili maddeler de yer almaktadır. Uygulanan tedavinin zorluğuna ve hastanın sosyo-ekonomik durumuna göre hekim ücretlerinin değiştiği görülmektedir.

KADIN TABİPLER DE VAR

Hitit toplumunda erkeklerin yanı sıra, kadınların da tedavi işi ile uğraştığını biliyoruz. Hitit tabletlerinde SAL/MUNUS A.ZU (“kadın hekim”) ve SAL/ MUNUSŠU.GI (“yaşlı/büyücü kadın”) olarak ifade edilen şifacı kadınların büyü temelli şifa uygulamaları yaptıkları ve tedavi için drog kullandıkları anlaşılmaktadır. Erkek hekimler gibi, Hitit ülkesindeki bazı kadın hekimlerin ve şifacıların adları da tabletlerde geçmektedir. Buna göre kadın şifacılar arasında Ammihatna, Ašhella, Azzari, Maştigga, Makiya, Mammitum-ummi ve Tunnawiya’nın adları sayılabilir.

Boğazköy’den çıkarılan bir tablette (KUB XXX 42 I 8 vd.) Hurrili bir şifacı kadın olan Azzari’nin, ordu komutanını, askerleri, atları, savaş arabalarını ve savaş malzemelerini düşman saldırılarına karşı koruyabilmek amacıyla büyülü sözler söyleyerek yağladığı anlatılır.

Eldeki belgeler, Hititlerin, sağlığı koruma veya iyileştirme amacıyla, büyü temelli uygulamalar yapan kadın şifacılara da başvurduğunu göstermektedir. Bu şifacılar, kişinin kötü güçlere karşı korunması ve belki de psikolojik olarak rahatlatılması amacıyla, birtakım büyülü sözler ve hareketler eşliğinde verdikleri ilaçlarla yaralı veya rahatsız olan vücut bölgesini rahatlatmaya çalışmışlardır

Hitit Tıp hitit uygarlığı hitit medeniyeti tıp bilimi ritüel kehanet büyü