Eşini uçurumdan attı diyerek müebbet verilmişti: Şok gelişme!
Hakan Aysal, 7 aylık hamile eşi Semra Aysal'ı, Kelebekler Vadisi'nde uçurumdan attığı gerekçesiyle müebbet hapis cezasına çaptırılmıştı. Söz konusu cezaya Yargıtay Cumhuriyet Savcısı itiraz etti.
Muğla Fethiye'de bulunan Kelebekler Vadisi'nde, Hakan Aysal isimli şahıs, 7 aylık hamile eşi Semra Aysal'ı 400 bin liralık sigorta parasını alabilmek için uçurumdan aşağı itmiş, hem anne hem de bebek hayatını kaybetmişti. Hakan Aysal hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti. Karar, Bölge İdare Mahkemesi ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından onanırken Yargıtay Cumhuriyet Savcısı karara itiraz etti.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Taş tarafından yapılan itirazda, "Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan ‘kuşkudan sanık yararlanır’ ilkesi uyarınca sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz" denildi.
'VARSAYIMA DAYALI CEZA VERİLEMEZ'
İtirazda şu ifadeler yer aldı:
"Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır"
'GÖRGÜ TANIĞI YOK'
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazında da, "Somut olayda görgü tanığı bulunmamakta olup, sanığın atılı suçu işlediği şüphesini uyandıracak mevcut deliller ise olayın oluş anına ilişkin olmayıp olay öncesinde meydana gelen bir kısım işlem ve olaylara ilişkindir. Sanık aleyhine olan en önemli delil evlenmeden önce sanığın ölen eşi adına hayat sigortası yaptırması ve tek lehdar olarak sanığın belirlenmesi hususudur. Ancak bu sigortanın sanık tarafından yaptırıldığı kanıtlanamadığı gibi, poliçedeki imza ve yazıların ölene ve sanığa ait olmadığı tespit edilmiştir. Sanığın ölüm olayından sonra teminat bedelini almak için bir müracaatının olup olmadığı da anlaşılmamıştır" ifadelerine yer verdi.
'ARALARINDA HUSUMET TESPİT EDİLMEDİ'
Ayrıca itirazda sanığın öldürmeyi planladığı eşini hamile bırakmasının anlamsız olduğu belirtilerek sanığın suçu işlediğine dair bir delil olarak kabul edilemeyeceği kaydedildi.
Hakan Aysal'ın ölüm tarihinden yaklaşık 4 ay sonra İzmir'de Noter aracılığıyla miras durumunu gösterir belge çıkardığı, hayat sigortasına ait primin yıllık olacak şekilde her ayın 18'inde kredi kartından otomatik olarak çekilmesi yönünde talimat verildiği, aralarının açık olduğuna dair bir iddianın yer almadığı, mahkemelere veya savcılıklara yansımış herhangi bir çekişmelerinin veya husumetlerinin de tespit edilmediği belirtildi.
'HAREKETİNDE HERHANGİ BİR TUHAFLIK YOKTU'
Olay öncesine ilişkin tesadüfen sanık ile eşinin görüntülerini kameraya çektiği tespit olunan tanık Recep Şahin'in ifadesinde; Hakan Aysal'ın olay yerine doğru inerken dönüp eşinin elinden tutarak inmesine yardımcı olduğunu, inerken birbirlerine yardım ederek indiklerini, hareketlerinde herhangi bir tuhaflık olmadığı yer aldı. Bu hususların sanık mahkumiyeti için yeterli olmayacağı kanaatine varıldığı ifade edildi.
'YETERLİ ŞÜPHEDEN UZAK'
Sanık Hakan Aysal'ın mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, kararın bozulması yerine temyiz istemlerinin düzeltilerek esastan reddi ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi nedeniyle itirazda bulunulduğu itiraz dilekçesinde yer aldı. Savcı Ömer Taş'ın itirazı kabul edilmezse, son sözü Yargıtay Ceza Genel Kurulu söyleyecek. 22 üyeden oluşan Yargıtay Ceza Genel Kurulu oylaması sonucu sanık Hakan Aysal hakkındaki karar verilecek.