Kemal Dervişçiler mi ekonomiyi kurtaracak!
- Genelde iç politika konuşuyoruz ama Türkiye'nin birinci gündemi ekonomi. Konuşmasak olmaz.
Konuşalım.
- Enflasyonun temel sebebi nedir?
Enflasyonun kaynağı arzın talebi karşılayamamasıdır. Arz nedir, üretilen ve yaratılan mal ve hizmetlerin toplamıdır. Talep de bu mal ve hizmetleri tüketmek ve yararlanmak için ortaya çıkan istektir. Arz talebi karşılamıyorsa kaçınılmaz olarak fiyatlar yükselir ve enflasyona etki yaratır. Bunun da tek yolu faizden daha çok, arzı artırmak yani üretimi artırmaktır. Vatan Partisi'nin Üretici Kurultayları bu açıdan çözüme işaret ediyor. Bir siyasi parti genel başkanının bizzat üretimin içinde bulunan üreticilerle buluşarak çözüm üretmesi çok önemli. Vatan Partisi Üretici Kurultaylarını bir kitap haline getirmelidir. Bu çalışma ekonomistlerle birlikte bir çalıştay halini almalıdır. Faizi indirerek dövizin yolunu kesemeyiz. Nitekim uygulamada böyle oluyor. Faiz düşse de döviz düşmüyor, bunu denemiş olduk. Üreticiye ve üretime odaklanalım.
- Ekonomi eğitimi almış gibi konuştunuz...
Aldım. Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve Ekonomi Bölümü'nü de bitirdim. Bu konuyu tüm yönleriyle ele almıyorlar genelde.
- Bir örnek vermenizi rica ederim.
Mesela geçen gün bir televizyonda Emre Kongar konuyu uzun uzun ele aldı ama bir türlü üretimin belirleyici rolünü vurgulamadı. Üretim deyince aklına Doğu Perinçek geliyor galiba.
- Muhalefet cephesi sorunu 'Merkez Bankasının bağımsız olmaması' iddiasına bağlıyor genelde...
Merkez Bankası akademik bir kurum değil ki. Neticede Merkez Bankasının varoluş sebebi hükümetin fiyat istikrarı ve para ihtiyacını karşılamasıdır. Nasıl bağımsız olacak?
CHP ve İyi Parti ne yapıyor şu anda? Sık sık esnaf geziyor. Vah, vah, vah deyip beraber ağlayıp dönüyorlar. Bir çözüm getirmiyorlar. ‘Saraydaki lüks bitsin, saraydaki uçakları satsın' demeleri de ciddiyet yoksunu olduklarını gösteriyor. Bunu yapsan koca ekonomide neyi çözeceksin?
- Siz 43 yıllık partiniz CHP'den ekonomi siyasetleri sebebiyle istifa etmiştiniz değil mi?
Kemal Derviş'i partiye aldılar, ben de istifa ettim. Kemal Derviş üretimi baltalayan isimdir. Yabancı tekellerin önünü açtı. Hazine Müsteşarı Faik Öztrak bugün CHP’nin sözcüsü. Aynı programı savunuyorlar.
- Helalleşme açıklamasına geçelim. Geçen hafta Kemal Bey kimlerle helalleşeceğini açıklamalı demiştiniz. Açıkladı...
“Lideri olduğum parti CHP derin yaralar açtı.” dedi. CHP Kurtuluş Savaşı sırasında kuruldu aslında. 1920’de parti oldu, 1924’ten 1950’ye kadar iktidar. 1950’den sonraki dönemde İnönü ve Ecevit başka partilerde göreve geldi. Dolayısıyla parti derin yaralar açtı deyince benim anladığım 1950’ye kadar CHP iktidarının devrimlerden dolayı yarattığı kırgınlıkları kastettiği yönünde. Ne kadar karşı devrimci varsa sevindi bu açıklamaya. CHP yönetimi bu çizgi sebebiyle bugün KHK kampanyası yapıyor. Bu arada Utku Reyhan’ı kutlarım. Varlık Vergisi konusunu çok güzel ele almış. Benim dedem Tekalifi Milliye'ye 25 bin kuruş vermiş. 1920 yılında verilen bu paranın bugünkü değeriyle karşılığı geri verilir mi? Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları bahsettiği olaylardan mağduriyet çıkaran kişilerin tazminat davaları açmalarına yol açar. Ayrıca bir diğer konu olan 6-7 Eylül’ün hesaplaşması yapıldı. 27 Mayıs’ta kurulan Yüksek Adalet Divanı’nda dava açıldı. O zaman Fuat Köprülü bile yargılandı. Sivas davasının yargılanması da yapıldı. Sivas davasıyla ilgili helaleşecekse o gün Sivas Belediye Başkanı olan Temel Karamollaoğlu'yla görüşebilir. CHP’den milletvekilliği bekleyenler de şimdi övgü yarışına girdi.
- Kim mesela?
Berhan Şimşek mesela. Halk TV’de böyle konuştu. CHP’nin tarihini savunmak da yine bizlere kalıyor.
- Sezai Karakoç vefat etti. Tanır mıydınız?
Doğu Perinçek’ten duydum, Cemal Süreya’nın iyi arkadaşıymış. Tanışmadığım için üzüldüm. İnsanlar ölünce bazen şöhret olurlar ya, Karakoç’un şiirleri de elden ele dolaşacak gibi geliyor. Bir gün Uğur Mumcu, Mehmet Akif’i öven bir cümle sarf etti. Eleştirinlere “Necip Fazıl da Mehmet Akif de Nazım Hikmet de bizim şairimizdir.” diye yanıt vermişti.
- Alparslan Türkeş de MHP kurultayını Nazım Hikmet şiiriyle açmıştı...
Nazım Hikmet 15 sene hapis yattı. Onu mahkum ettiren, adı pek bilinmez Şerif Budak’tır. Bir harp okulunda binbaşı savcı davayı açıyor. Mareşal Fevzi Çakmak dönemidir o dönem. 1938’den 1950’ye kadar hapiste kalıyor. Adnan Menderes iktidara geldiğinde tahliye ediliyor. 12 sene CHP’nin defterinde yazılı. Yıllar sonra Fevzi Çakmak'ın makamına gelen İlker Başbuğ'un bir kitap yazarak büyük şairden af dilemesini hatırlatırım. Helalleşme böyle olur.
- Bu haftaki mesajınızı alalım...
İsmail Dost vefat etmiş. Çok üzüldüm. Dikkatle izlerdim. Teoman Alili’den sonra ikinci kaybımız oldu. Aydınlık ve Ulusal Kanal çalışanları hastalıklara karşı dikkatli olmalı. Buradan görüyorum; Aydınlık Gazetesi Haber Müdürü Tevfik Kadan, Yazı İşleri Müdürü Irmak Mete ve Emek Servisi Şefi Deniz Bilici çok sigara içiyor. Sigarayı bırakmalarını dilerim.