Kemal Kılıçdaroğlu şaşırtmadı: Demirtaş'ı savundu
Katıldığı canlı yayında Demirtaş hakkında hazırlanan iddianameyi değerlendiren Kılıçdaroğlu, "İddianameleri Demirtaş onur madalyası olarak asacaktır" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı canlı yayında “Selahattin Demirtaş Bey, bu iddianameleri alacak madalya olarak takacak” dedi. Konuşmasında “Atatürk” demeyerek CHP’li isimlerinden de tepkisini çeken İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na sahip çıkan Kılıçdaroğlu “Canan Hanım bizim il başkanımız elbette yanındayım” dedi.
Halk TV’de Şirin Payzın’ın sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu Başsavcı Yüksel Kocaman’ı hedef gösterdiği için terörle mücadele kanunu çerçevesinde 3 yıla kadar hapsi istenen eski HDP Eşbaşkanı Demirtaş’a sahip çıktı.
Selahattin Demirtaş hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocamanı terör örgütü üyelerine hedef gösterdiği suçlamasıyla hazırlanan iddianame hatırlatılarak, Demirtaş'ın açıklamaları sorulan Kemal Kılıçdaroğlu, "Doğru. Bir savcı evlenebilir, evlendi diye kendisini kutlayabiliriz de ama soluğu sarayda alır ve bir fotoğraf verirse bu doğru değildir. Bu artık Cumhuriyetin savcısı diyemeyiz biz buna." açıklamasında bulundu.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Cumhuriyet sözcüğü sadece savcılar için kullanılan onların unvanları için kullanılan bir kavram. Cumhuriyet Savcısı yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin savcısı aslında. Eğer siz, sarayın savcısı olursanız, cumhuriyeti kullanmayacaksınız. Sarayın savcısı diye imza da atabilirsiniz biz çok yadırgamayız bu tür insanlar çok var. Erdoğan'ın avukatının önünde esas duruşa geçen savcılar da var, biz bunları da gayet iyi biliyoruz. Bu mesleği seçenler yargıçlar ve savcılık mesleğini seçenlerin özel yaşamlarına da çok dikkat etmeleri gerekir."
'DEMİRTAŞ İDDİANAMELERİ MADALYA OLARAK TAKACAK'
"Selahattin Demirtaş'a bu kadar hızlı iddianame düzenlemesine tepkiniz olacak mı?" denmesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Yazılsın ne olacak? Bu tür iddialar, aslında Selahattin Demirtaş Bey alacak göğsüne şeref madalyası olarak takacaktır, ne söylemiş yani. Savcı dikkat etmek zorunda. Yargıç, savcı eleştirilmeyecek mi? Adaletsizlik olacak ben eleştirmeyeceğim. Olmaz, herkes eleştirinin ne kadar değerli olduğunu bilecek ve o eleştiriye kulak kabartacak. Eğer siz birinin söylediğini ertesi gün talimat görüp hemen iddianame düzenlerseniz öte yandan aylardır içerde olanlar hakkında bir iddianame dahi hazırlamazsanız o ülkede adaletten söz edemezsiniz." diye konuştu.
'ABDULLAH GÜL SİYASETİNİN ÖNEMLİ BİR İSMİ'
Bir röportajında "Abdullah Gül'den bu AK Parti'liler çok korkuyorlar" demeci verdiği hatırlatılan Kılıçdaroğlu, "CHP'nin adayı Abdullah Gül mü olacak? Gül ile görüşme yapıyor musunuz?" sorusu üzerine şunları kaydetti:
"Sayın Gül en son kız kardeşimin vefatı dolayısıyla aradı, başsağlığı diledi. Ondan önce de ben bir konu dolayısıyla telefonla görüştüm. Ondan önce de yüz yüze de görüştük. Yani Sayın Abdullah Gül bizim siyaset dünyamızın önemli aktörlerinden birisidir, kabul etmek gerekir. Demokrasiye bağlılığını değişik ortamlarda vurgulamıştır. Bunu da saygıyla karşılarım ama cumhurbaşkanlığı adaylığı için bana böyle bir soru sorulduğu için, ya niye bu soru soruluyor yani. Özellikle AK Parti kanadı Abdullah Gül ismini bir türlü içine sindiremiyorlar ve sindiremeyebilirler yani. Niye korkuyorlar diye bu soruyu da sordum. Bu hemen 'efendim, siz koşulsuz işte bilmem ne falan filan işte, CHP'nin adayı vesaire falan filan' bir kısır bir gereksiz bir lüzumsuz tartışma başladı. Ortada bir aday yok, bir adaylık yok, bir talep yok, bir şey yok. Yani biz bir Millet İttifakı'yız. Millet İttifakı'nın aktörleri ile yani liderleri ile oturup konuşmadan benim tek başıma oturup karar almam o zaman kurduğumuz ittifaka ihanet olur. Yani biz böyle bir söylem üzerinden bütün ittifakı darmadağın edip, efendim onları tamamen dışlayıp, ben bildiğimi okurum derseniz, bu demokrasi kültürüne de zarar verir."
TTB İLE AYNI KÖKENDEN GELİYORUZ
Türk Tabipleri Birliğini (TTB) ziyaretine ilişkin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin eleştirileri ve "yalan makinesine bağlanmalı" açıklamaları üzerine Kılıçdaroğlu, "Beni, Erdoğan'ı ve Sayın Bahçeli'yi yalan makinesine bağlasınlar, kim yalan söylüyor, kim doğru söylüyor vatandaş da seyretsin. Ben buna hazırım, kendileri de hazırsa." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Bahçeli'nin "TTB ile Kılıçdaroğlu aynı kaynaktan besleniyor." ifadeleri üzerinde her doktorun Hipokrat yemini ettiğini ve kendilerinin de aynı yeminindeki ilkeleri benimsediğini anlatarak ahlaki olarak aynı kökenden geldiklerini belirtti.
CANAN HANIM'IN YANINDAYIM
"Canan Kaftancıoğlu'na neden sistematik olarak partinizin içinde saldırılıyor ve sürekli bir Atatürk tartışması var?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bu tartışmalar tamamen yapay. İster 'Gazi' deyin, ister 'Gazi Mustafa Kemal' deyin, ister 'Gazi Mustafa Kemal Atatürk' deyin, ister 'Atatürk' deyin aynı kişiyi anlatıyorsunuz aslında. Yapay tartışmalardan kaçınmak lazım. Bu yapay tartışmalar belli çevreler tarafından özellikle körükleniyor, 'Acaba buradan bir şey çıkarabilir miyiz? CHP'nin içini karıştırabilir miyiz?' diye. Yok, karışmaz. CHP'nin ilkesi var, hedefi var. Bu kadar sorun yaşayan bir ülkede sorunları çözme kapasitesi var, sorunları çözme yetkisi halktan alınmadığı için şu anda yok ama sorunları dillendirme, sorunları nasıl çözeceğini de anlatma gücü var. Hangi sorun? Bana kim olursa olsun, nereden gelirse gelsin, bana 'Şu sorun nasıl çözülecek?' dendiğinde ben rahatlıkla oturup onun yanıtını verebiliyorum. Sorunumuz ne? Sorunumuz bunu geniş kitlelere anlatmakta, burada sorunumuz var. Biz geniş kitlelerin sorun olarak gördüğü alanı nasıl çözeceğimizi yeteri kadar anlatamıyoruz. Burada sorunumuz var."
Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu'nun arkasında olduklarını, desteklediklerini belirterek sistematik olarak tartışma konusu yapılmasını doğru bulmadığını ifade etti.