Kira mücadelesinden vekil adaylığına
Kemeraltı’nın 40 yıllık esnafı Tuncay Sarıhan, Vatan Partisi’nin İzmir milletvekili adayı. Sarıhan’ın çarşıda sevmeyeni yok. Kepenkler onun radyosundan yayılan türkü sesleriyle açılıyor. Komşuların ve müşterilerin selamları eşliğinde Parti'yle nasıl buluştuğunu, sitemlerini, umutlarını konuştuk
Vatan Partisi, Tuncay Sarıhan’ı İzmir 1. Bölge milletvekili adayı gösterdi. Sarıhan, çalışmalarını çarşıdan yürütüyor. Dükkânı, çarşı girişi afişlerle donatılmış. Konu komşu, sabah akşam partisini anlatıyor, oy istiyor. Aldığı her oy sözü yüreğine su serpiyor. Dile kolay, 30 yıldır CHP’ye oy vermiş, hüsrana uğramış, zor zamanlarda yanında Vatan Partisi’ni görmüş bir esnaf o. İçimizden biri. Tanımak, tanıtmak için dükkanına gittik. Seçim çalışmasını yerinde gördük.
10 YAŞINDAN BERİ ESNAF
l Sizi tanıyalım…
Bitlis doğumluyum. 1971 yılında doğdum, babamı kaybettim. Hiç tanımadım. ‘77 yılında da annemi kaybettim. Biz 5 kardeş, babamın bir emekli maaşıyla kaldık ortada. En büyüğümüz ağabeyimdi, askerliğini yapmıştı, geldik İzmir’e. Hayatın zor geçeceğini o dönemde anlamıştım. Çocuktum, ister istemez okula giderken bile pazarlarda su satıyordum. Hayalim hafta sonu su satıp gevrek-gazoz almaktı. Sonra iş hayatına atıldık. Önce tabelacı, sonra eczacı, sonra ayakkabıcı yanında çalıştım. Ayakkabıcılık iyiydi, ama makineler geldi, bizim iş boşa çıktı. Bunun üzerine buraya gelip çay bahçesinde garsonluğa başladık. Sonra Deniz Büfe… Vatan Partililerle de ilk orada tanıştık.
PANDEMİ DÖNEMİ
l Büfede değilsiniz artık…
2016 yılıydı, Büfeyi satmak zorunda kaldık. Birkaç ay başka yerlerde çalıştım, sonra buraya geçtik, ama işler istediğim gibi gitmedi. Tam kaporayı verdik pandemi patladı! Kaporayı geri istemeyi gururumuza yediremedik. Mahvolduk! Borç batağına girdik. SGK’dan müdürle görüştük, kira borçlarımız için taksitlendirme yapıldı. Ama toparlanamadık. Bu kez de karşımıza yüzde 120 zam çıktı! Herkes bana geliyor, senin çevren var, ne yapalım, diyor. Eylem yapalım, dükkanları kapatalım, sesimizi duyuralım… Esnafla konuştuk, Özgür’ü (Ulusal Kanal) aradık. Onlar yayın yaptı, onlar gelince diğer kanallar da geldi, sorunumuz duyuruldu.
VATAN PARTİSİ’NİN ALKIŞLARI
l Vatan Partisi’ni nasıl tanıdınız?
O günlerde İzmir İl’den aradılar, görüştük. Yaklaşımları çok hoşumuza gittik. Beraberce ne yaparız derken, SGK önünde basın açıklaması yapalım, diye bir fikir çıktı. Esnafı örgütledik. Dükkanları kapattık ve basın açıklaması için yürürken hayatımız boyunca yaşamadığımız bir şey yaşadık! Hala herkes onu söyler… Ne yaşadık? Bizi Vatan Partililer alkışlarla karşıladı. Çok onore olduk. Çünkü biz bunu kimden beklerdik? Ben 30 yıl oy verdiğim CHP’den beklerdim. Oy verdik, milletvekili seçtik, belediye başkanı seçtik. Yoldan geçen vatandaş haberlere çıktığımızı biliyor, gördük diyor. Vatandaş bunu biliyorsa benim seçtiğim milletvekilinin danışmanı bunları görmüyor mu? Hissetmiyor mu? Bunları görmüyor, bilmiyorsa bir daha nasıl benden oy isteyecek? Nasıl İzmir’i yönetecek?
GENEL BAŞKAN'IN TELEFONU
l Vatan Partisi listesinden nasıl aday oldunuz?
İl başkanımız Çağdaş Cengiz ile tanıştık, çok güven verdi, samimi bulduk. Burada Vatan Partisi’ne çok karşı olan HDP’li arkadaşlar var, helal olsun dediler. Hiç böyle bir şey beklemezdik, biz önyargılıymışız, dediler. İmza kampanyasında da destek verdiler. Bizim onlara vefa borcumuz var, dediler. Ankara’dan Genel Sekreterimiz Özgür Bursalı geldi. Çok kibar, çok nitelikli bir genç siyasetçi. Bizim kalbimize hitap ediyorlar, dedik. Sağ olsun Özgür Bursalı, Genel Başkanımızın telefonunu verdi. Doğu Başkan… Düşünün Doğu Abi diyebiliyoruz, telefon açabiliyoruz. Başka bir başkan olsa telefonla ulaşamazsınız, imkânsız. Çok mütevazi… Kibir yok. En son Doğu Başkanla konuştuğumuzda, “Valla, başkan imza attık, ama olmadı” dedim. “Esas şimdi başlıyoruz. Meclis'e girmemiz lazım” deyince “Ne istiyorsanız, başımız üstünde yeriniz var” dedim. Bu ülkenin iki lideri var. Biri Mustafa Kemal biri Doğu Başkan. Ondan “Seni aday göstermek istiyorum” lafını duydum. Onun lafı üstüne laf olmaz! “Vefa borcumuz var, ne dersen odur.” Süreç öyle başladı.
DEĞİŞEN ŞARTLARA GÖRE KARAR DEĞİŞİR
l Size gelen tepkiler nasıl?
Birileri geçenlerde Genel Başkan için ileri geri konuştu, şöyle değişti böyle değişti... Bir dakika, dedim. Bu adam senin cebindeki parayı mı aldı? Yok! Namusuna mı göz dikti? Yok. Ülkeyi mi soydu? Yok. Çaldı mı, çırptı mı? Yok! E, ne yaptı da bu kadar karşısın? Aynı fikirde olmayabilirsin, ama tanımadığın insan için atıp tutamazsın, dedim. Siyaset bu, her şey sabit kalmıyor ki! Değişen şartlara göre pozisyon alacaksın tabi. Ülke menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapabilir.
Ülkenin çıkarı neyi gerektiriyorsa onu yapıyor.
l En çok HDP tepkilidir herhalde…
Benim her kesimden çok arkadaşım var. Emin olun HDP kanadından da bize çok oy gelecek. Ben Bitlisliyim, buranın yüzde 80’i doğulu. Beni tanırlar. Memur arkadaşlar var, senin hatırına vereceğiz, diyorlar. Sabah o türkülerinin hatırına vereceğiz.
Toplum ne istiyorsa başkana anlatırım. Biz projeyle geliyoruz, boş vaatlerle değil. Kardeş kardeşe borç para vermiyor, İngiltere’den 300 milyar dolar getirecekmiş. Peh! Nasıl yapacak?
l Vatan Partisi Meclis'e ne kazandırır?
Valla çok şey kazandırır, çok şey değiştirir. Öyle böyle değil! Şu an Atatürk’ü savunan pek kimse kalmadı. Böyle giderse Atatürk ilkeleri yok oluyor. Atatürk ilkelerini savunuruz Meclis’te!
'BİZE DEĞİL HEYKEL AÇILIŞINA GELDİLER': PASAJDA YARIM TUR ATABİLDİLER
“80 dükkân burada eylem yaptık, seçtiğimiz milletvekili gelmedi… Haberlere çıktık. Hiçbiri görmemiş. Demek ki hakkımı savunamıyorlar. Geçenlerde şurada bir heykel açılışı vardı. 500 metrelik alanda 3. heykel açılışı yapıldı. Muhtar açılıştan sonra yanındakilerle buraya geldi. Ona daha önce bu konuda serzenişte bulunmuştum. Muhtarın yanındaki de CHP’nin 1. Bölgede 1. Sıra milletvekili adayı Yüksel Taşkın’mış. Pasaja girdi, ben Vatan Partisi milletvekili adayıyım deyince durdu. İl başkanına dönüp ‘Neden bize gelip yardım etmediniz’ diye sordum. “Sizin sorununuz devlet sorunuydu” dedi. Sel, deprem, hiçbirinde gelmediniz. Cansız bir heykel açılışına 20 kişi gelmişler, bizim bir heykel kadar değerimiz yokmuş… Zaten çarşıyı tamamen dolaşamadılar, yarım tur atıp döndüler. Suratları asıldı.”