23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kemi Seba Afrika’daki son gelişmeleri Ulusal Kanal’a anlattı: ‘Ordu ve halk Batı’ya karşı omuz omuza’

Afrika’nın neo-sömürüye karşı örgütlü genç nüfusu olduğuna dikkat çeken Seba, ‘21. yüzyılın Afrika'nın kaderini kendi ellerine aldığı bir dönem’ olacağını belirtti.

Kemi Seba Afrika’daki son gelişmeleri Ulusal Kanal’a anlattı: ‘Ordu ve halk Batı’ya karşı omuz omuza’
Kıvanç Özdal/Ulusal Kanal Dış Haberler Şefi

Burkina Faso ve Mali'nin ardından Nijer'de de , Fransa başta olmak üzere emperyalist ülkelere başkaldıran bir yönetim başa geldi. Bölgede gelişmelere halkın desteği tam. Yakından takip ettiğimiz bu gelişmeleri Pan-Afrikanist hareketin liderlerinden Kemi Seba ile konuştuk. Fransa doğumlu Benin’de yaşayan siyasetçi, Batı emperyalizmine karşı Avrasya ile işbirliğini savunuyor. Seba’nın liderlik ettiği Pan-Afrikanist Acil Durum hareketinin Rusya, İran ve Lübnan Hizbullah’ı ile güçlü bağları bulunuyor. Kemi Seba; Burkina Faso, Mali ve Nijer yönetimleriyle de ilişki içinde. Pan-Afrikanist siyasetçi, Afrika'daki uyanışın başladığını, Avrasya ülkeleriyle birlikte Batı'ya karşı mutlak bir zafer kazanacaklarından emin olduklarını söylüyor. İşte Kemi Seba’nın Afrika’daki uyanışa ilişkin görüşleri...

VATAN PARTİSİ İLE AYNI VİZYONU PAYLAŞIYORUZ

Bay Seba, şu anda Afrika'da pek çok gelişme yaşanıyor ve siz Pan-Afrikanizmin önemli isimlerinden birisiniz. Öncelikle Türkiye’yi ziyaret sebebiniz nedir?

Küresel jeopolitik iklim hakkında bazı Türk yetkililerle, politikacılarla birçok siyasi görüşmemiz, siyasi toplantımız var. Afrika şu anda jeostratejik gerilimin ağırlık merkezinde yer alıyor. Bağımsızlık isteyen Afrikalı güçlerin, yeni sömürgeciliği eleştiren veya kınayan uluslarla diyalog kurması çok önemli. Tabii bu noktada her ulusun her şeyden önce kendi çıkarlarını savunduğunu ve siyasette gerçek dostların olmadığını, ancak müttefiklerin ve çıkarların olduğunu hatırlamakta fayda var. Bu bağlamda, İranlı yetkililerle, Rus yetkililerle temas halindeyiz. Lübnan Hizbullahı ile de siyasi ve stratejik olarak çok yakınız. Aynı şekilde Türk yetkililerle de böyleyiz. Bu siyasi çerçevedeki Türkiye'ye üçüncü ziyaretimiz. Çok kutupluluk kavramı açısından jeopolitik vizyonumuzla daha uyumlu olan Vatan Partisi gibi iktidarda olmayan ancak emperyalizmle mücadele konusunda belirli vizyonları paylaşan diğer partilerle de görüşüyoruz.

Buraya gelmeden önce Rusya'daki Rusya-Afrika Zirvesi'ne katıldınız. Buradaki izlenimleriniz neler?

Açık konuşalım, Rusya-Afrika zirvelerinden önce, Çin-Afrika veya ABD-Afrika veya diğer zirvelerden önce, her şeyden önce Afrika-Afrika zirveleri düzenleyebileceğimiz bir aşamaya ulaşmayı umuyoruz. Ne yazık ki, köleliğe çok fazla düşkün olan ve mutluluğun her zaman bulundukları yerden uzakta olduğunu düşünen liderlerimiz var ve bu da ne yazık ki Afrika kıtasındaki özgürlük savaşçılarını diğer mahiyetlerle ittifaklar kurmaya itiyor.

Rusya-Afrika zirvesi, Batılı güçler ve onlara direnenler arasında bir tür küreselleşmiş savaş içinde olduğumuz için çok özel bir bağlamda gerçekleşti. Rusya da bu Batı hegemonyasına direnen ülkelerin başında geliyor. Batı ortaklığının yanı sıra kimlerle diyalog kurabileceğimizi, görüş alışverişinde bulunabileceğimizi ve ortaklıklar oluşturabileceğimizi görmemiz önemli. Ama tekrar ediyorum: Afrika için en iyi ortaklık Afrika-Afrika ortaklığı olacaktır.

Kemi Seba Afrika’daki son gelişmeleri Ulusal Kanal’a anlattı: ‘Ordu ve halk Batı’ya karşı omuz omuza’ - Resim : 1

VATANSEVERLİK VE HALK HAREKETLERİ

Afrika'daki son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Afrika'daki son gelişmeler, uzun bir toplum mühendisliği sürecinin, belirli bir başlangıç sürecinin, yani kitlelerin kafasına bir fikir yerleştirme fikrinin bir meyvesidir. Birçoğumuz bu çalışmayı birkaç yıldır farklı kanallar aracılığıyla yürütüyoruz: Afrikalı kitle iletişim araçları aracılığıyla, Afrikalı radyo istasyonları aracılığıyla, kitleleri seferber ederek, konferanslarla, üniversitelerdeki toplantılar aracılığıyla bunu yaptık.

Bugün, yeni neslin başkaldırısı, halklarımızı boğan neo-kolonyalizmi eleştirme arzusuyla gerçekleşti. Bugün iki güç birleşerek kukla devlet başkanlarını deviriyor. Bu iki güç vatansever askerler ve Pan-Afrikanist halk hareketidir.

Bence bu, yeni bir yönetim biçiminin tasarlanmasına katkıda bulunuyor. Mali'de, Burkina Faso'da ya da bugün Nijer'de bu yeni duruma şahit oluyoruz. Nijer'de de böyle olacağını umuyoruz, bunun üzerinde çalışıyoruz. Nijer yetkilileri ve General Çiyani ile düzenli olarak görüşüyorum. Çok kutuplu dünyayı hayata geçirebilmek için her şeyi yapmaya kararlıyız. Bunun için buraya, Nijer yetkilileri için bağlantı bulmaya da geldim.

Daha önce de söylediğim gibi benim hayalim, bir pan-Afrikanist olarak, Afrika içi bir ittifakta kendi kendimize yeterli olmak. Kendi aramızda yapmamız gereken çok şey var. Halklarımızı birleştirmeliyiz. Ancak jeostratejik düzeyde diğer oluşumlarla ittifaklar kurmalıyız ve bugün Batı hegemonyasına karşı mücadele eden güçlerle oturup konuşmanın önemli olduğunu düşünüyorum.

‘EGEMENLİĞİMİZİ KAZANACAĞIZ’

Afrika'da, Nijer'de, Afrikalılar ne istiyor?

Tıpkı Türkiye, Rusya ve Çin'in kendi kaderini tayin etmek istediği gibi Afrikalılar da egemenliklerini istiyorlar. Sizler bizden daha fazla şeye sahipsiniz, ancak sömürgecilikten kurtulma sürecinde hâlâ yapmamız gereken çok şey var. Size Müslüman dünyasında, Arap dünyasında sömürgecilikten bahsettiğimizde aşina olduğunuz bir örnek vereceğim: Filistin sömürgeleştirildi. Filistinliler ne istiyor, dekolonizasyon; Afrikalılar ne istiyor, dekolonizasyon. Biz eziliyoruz, sömürgeleştiriliyoruz, kaynaklarımız yağmalanıyor, çalınıyor, soyuluyor. Fransız oligarşisi tarafından, Fransız sömürgeciler tarafından yerleştirilen liderlerimiz var. Topraklarımızda yabancı askeri üslerimiz var. Batılı çok uluslu şirketler kaynaklarımızı yağmalıyor ve bu artık devam edemeyecek bir şey. Biz 21. yüzyıldayız, sorumluluk almayı seven bir nesiliz ve bu gerçeği mantıksal sonucuna götürmeye karar verdik: Elimizdeki her türlü araçla egemenliğimizi kazanacağız!

Türkiye'den Rusya'dan ve Çin'den bahsettiniz. Nijer'deki gösterilerde, göstericilerin Nijer bayraklarıyla birlikte Türk ve Rus bayrakları taşıdığını gördük. Emperyalizme direnen Afrikalıların Türkiye ve Rusya'ya bakış açısını bize anlatır mısınız?

Türkiye'de diplomatik bir ziyaret gerçekleştirmeme rağmen diplomatik olmama riskini göze alarak bunun stratejik bir hata olduğunu söylemek zorundayım.

Rus bayraklarını sallayanların tıpkı Türk bayraklarını sallayanlar gibi bunu Batı'ya meydan okuma arzusuyla yaptıklarını düşünüyorum. Ancak bunun stratejik bir hata olduğunu düşünüyorum. Çünkü yabancı bir ülkenin bayrağını sallayarak egemenlik için kampanya yürütemezsiniz.

Benim ve örgütüm Pan-Afrikanist Acil Durum Hareketi için bu yanlış bir eylem tarzı. Öte yandan insanlar ellerindeki imkânlarla başka tür bir dünya yaratma isteklerini ifade ediyorlar. Bunu da anlıyorum... Yani çok kutuplu bir dünya, başka ortaklar, başka müttefikler istiyorlar. Ancak Türkiye ve Rusya bayraklarını sallamanın bize herhangi bir saygı kazandıracağını düşünmüyorum çünkü bu Batı'ya Türkiye ve Rusya tarafından manipüle edildiğimize dair yanlış argümanlar verecektir.

Şu anda Türkiye'deyim, göz göze bakıyoruz ve açık açık söylüyorum: Bize ne düşünmemiz gerektiğini söyleyebilecek ne bir Rus ne de bir Türk var. Biz burada müttefik olarak bulunuyoruz, kimsenin astı olarak bulunmuyoruz. Dolayısıyla bizim gerçekliğimiz ve ileriye dönük yolumuz budur.

Evet haklısınız. Belki de Nijerliler, yeni dünyada yeni müttefiklerini göstermek için Türk ve Rus bayrakları taşıyorlardır...

Bu anlamda daha önce de söylediğim gibi, bu yapıcı bir şey. Ancak egemenliğimiz için yapılan gösterilerde yabancı ülkelerin bayraklarını taşıma yönteminin ters etki yarattığını ve mücadelemizin karşıtları tarafından insanların bunun bir egemenlik mücadelesi değil, manipüle edilmiş bir mücadele olduğunu düşünmelerini sağlamak için kullanılabileceğini düşünüyorum.

Eğer buraya Türkiye'deki bazı kuruluşlar tarafından davet edildiysem, bunun nedeni bu çok kutuplu dünyada ortaklıklar açısından yapılması gerekenler olduğunu bilmemiz ve anlamamızdır. Ancak her halkın ağırlık merkezinin kendi halkı olması gerektiğini unutmamamız önemli. Ben gerçekten böyle düşünüyorum.

ECOWAS ORTADAN KALKACAK

Batı medyasında Çin ve Rusya'nın yeni emperyalistler olduğu yönünde çıkan yazıları bizler de okuyoruz... Burkina Faso, Mali ve Nijer arasında bir işbirliğine tanık oluyoruz. Bu işbirliği ECOWAS'a karşı bir örgütlenmeye dönüşebilir mi?

Uzun vadede ECOWAS'ın ortadan kalkacağını düşünüyorum. ECOWAS'ın bir halklar topluluğu olması gerekiyordu. Ancak bugünkü haline baktığımızda Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'nun Batı tarafından manipüle edilen yozlaşmış Afrikalı liderlerin bir tür birliği haline geldiğini görüyoruz. Diğer tarafta ise Pan-Afrikanist Acil Durum Hareketi gibi kitle örgütleri tarafından desteklenen vatansever liderlerimiz ve askerlerimiz var. Egemenlik ve çok kutupluluk kavramına uygun olarak yeni bir egemenlikçi yönetim şekli kurulabilir. Bu iki blok arasında kaçınılmaz olarak bir çatışma var. Bir tarafta Batı yanlısı bir blok onun karşısında ise bağımsızlık isteyen egemenlik yanlısı bir blok. Yeni nesil ve Afrika nüfusu, bağımsızlıktan yana olduğu için ECOWAS yönünü değiştirmezse dayanamayacaktır. ECOWAS'ın yok olmaya ve yerini yavaş yavaş halkların Afrika Birliği'ne bırakmaya mahkûm olduğunu düşünüyorum. Er ya da geç Afrika Halkları Birliği kurulacak. Bu çok kesin.

AFRİKA DEVRİM YAPACAK

Afrika'nın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Afrika'nın 21. yüzyılda her zamankinden daha önemli olduğuna ve olacağına inanıyoruz. 21. yüzyılda ve gelecek yüzyıllarda çok kutupluluk dünyanın ağırlık merkezini değiştirecek. Sahel'de halihazırda olduğu gibi diğer bölgelere de yayılacak. Halkları tarafından desteklenen ve kendi kaderini tayin etme, mağduriyet karşıtlığı ve egemenliğe bağlı liderlerin çoğaldığını göreceğiz. Afrika merdiveni ne kadar yukarı çıkar ve vatandaşlarını koruma konusundaki başarılarını ne kadar pekiştirirse, biz de bu yönde o kadar ilerleriz. Arap Baharı, George Soros Açık Toplumu tarafından kontrol edilen bir devrimdi. Bugün Afrikalıların kendileri tarafından kontrol edilen, başka hiç kimse tarafından kontrol edilmeyen ve diğer yandan jeopolitik ittifaklar bulan Afrika kasırgasına sahibiz, savaşıyoruz.

LİDERLERİMİZ BİZİMLE SAVAŞIYOR

Liderlerimiz bize yardım etmek istemiyor, aksine bizimle savaşmak istiyorlar. Farklı yerlerde, Orta Doğu'da, Doğu Avrupa'da ittifaklar arıyoruz. Tabii ki, mücadelemizi destekleyen ortaklar için de bir fırsat var, çünkü herkes Batı'nın gitmesini istiyor, böylece sahada, ekonomik ve diğer alanlarda yeni bir ortaklık türü oluşabilir. Ancak biz bu yeni ortaklarımıza diyoruz ki, eğer bu bir kazan-kazan durumuysa Batı ile var olan ve yolsuzluğa bulaşmış Afrikalı başkanların yüzde 10, Batılı çok uluslu şirketlerin ise yüzde 90 pay aldığı yozlaşmış ortaklıklardan çok daha asil ortaklıklar kurabiliriz. Güç dengesini tersine çevirmemiz gerekiyor. Gençliğimiz var, demografimiz bizimle. Bence dünyanın yirmi birinci yüzyılın Afrika'nın kaderini kendi ellerine aldığı bir yüzyıl olacağını anlaması önemli. Bunun mimarları da bizleriz. Bu yolda, bu mücadelenin pek çok mimarları olduğu bilinsin.

Teşekkür ederiz Bay Seba, son olarak Türkiye’ye bir mesajınız var mı?

Türk izleyiciler için Afrika'nın sadece müzik veya futboldan ibaret olmadığını anlamanın önemli olduğunu söyleyebilirim. Afrika, büyük bir nüfusa ev sahipliği yapan bir kıta. Afrika'da farklı etnik gruplar, farklı aileler var. Ancak tüm bu unsurlar kültür ve değerler açısından zengin haysiyetli büyük bir halkı meydana getiriyorlar. 21. Yüzyıl bizim yüzyılımız olacak.

Çok teşekkür ederiz. Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesi çalışanları olarak emperyalizme karşı savaşlarında Afrikalılarla omuz omuza olduğumuzu bilmenizi isteriz.

Afrika