23 Ekim 2024 Çarşamba
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kerbelâ

Kerbelâ deyince çok insanın aklına Irak’ta bir şehir gelir. Ama Alevîler yani bizler için akla hemen Neyneva çölünde, Fırat nehrinin kıyısında bir mevki gelir.

Kerbelâ
A+ A-
HÜSEYİN DEDEKARGINOĞLU

DEDE KARGIN OCAĞI DEDESI, YAZAR

Burası Hicri takvime göre 10 Muharrem 61 yılında alemlere rahmet Muhammed Mustafa’nın “oğullarım” dediği iki torundan birisi olan, Şah-ı Merdan Ali’nin gözünün nuru ve Fatıma Ana’nın ciğerparesi İmam Hüseyin ve çoğunluğu Ehlibeyt soyundan olan 72 arkadaşının Emevî hükümdarı Yezid’in emriyle 20-25 bin kişilik bir orduyla kuşatılıp günlerce aç ve susuz bırakıldıktan sonra hunharca katledildiği yerdir. Bu ifade kendi içerisinde başka kavramları da içerir. Bunlar: Muharrem orucu, Aşura ve Aşure’dir.

Alevîlerde muharrem ayında tutulan orucun diğer adı “İmam Hüseyin Orucu” ya da “On İki İmam Orucu” dur. Bu orucu klasik oruçlardan ayıran esas fark “yas” vurgusunun önde olması yani Kerbelâ katliamının bu ayda gerçekleşmiş olmasıdır. 12 İmam orucunun mantığı sadece günün belirli bir aralığını kapsamaz ve bu nedenle semavî dinlerin oruç mantığının dışındadır. Dolayısıyla karşılığında bir ödül de yoktur. Bu nedenle günün şu saatinde başlayıp şu saatinde biten bir oruçtan ziyade katı yasakları on iki gün boyunca devam eden bir oruç vardır. Örneğin: Et yenmemesi, kan akıtılmaması, yumurta yenilmemesi, yaşamın kutsallığına saygı duymakla beraber su içilmemesi de Kerbelâ'nın acısına ortak olmaktır. Yani oruç tanrı ya da birileri için değil, mantığı gereği "yas" ve yaşanan yasa ortak olmak içindir. Bundan dolayı bu oruç belirli günleri değil bütün bir dönemi kapsar. Bunu ifade etmek için “Her yer Kerbelâ, her gün Aşura” sözleri bir özdeyiş halini almıştır.

Aşura Arapçada 10 anlamına gelen aşere sözcüğünden türetilmiş bir kelimedir ve onuncu gün anlamındadır. Bu onuncu gün herhangi bir onuncu gün değildir. Bugün Peygamber torunlarının Kerbelâ’da vahşice katledildiği gündür.

Aşure ise Nuh Peygamber’den beri bilinen ve tufandan sonra suların çekilip Nuh’un gemisinin Cudi dağına oturmasıyla gemide kalan son zerzevatlarla pişirilen bir çorbadan oluşan kültürel bir uygulamadır.

Aşura (10 muharrem) günü Kerbelâ’da ne olmuştu, nasıl bir katliam yaşanmıştı? Dünya üzerinde sayısız vahşet ve katliam yaşanırken Kerbelâ katliamını bu kadar unutulmaz yapan, anmaları yüzyıllardır bir çığ gibi büyüten neydi? İslam’ın ilk yıllarından Kerbelâ’ya kadar geçen döneme baktığımızda iki soy ve iki anlayış vardır: Soyun birisi İslam’a düşman, Muhammed’e düşman Ebu Süfyan; onun oğlu Muaviye ise Ali’ye düşman, Peygamberin sevgili torunu Hasan’a düşman; Muaviye’nin oğlu Yezid ise Peygamber’in diğer torunu, Ali ve Fatima’nın oğlu Hüseyin’e düşmandı. Kısaca bu aile topyekûn Ehlibeyt’e düşmandı. İslam anlayışı olarak Ebû Süfyân soyu uzun süre İslam’la savaşmış Mekke’nin fethinden sonra mecbur kaldıkları için söz ile İslam’ı kabul etmişler ama kalben inanmamışlar. Yani müslim olmuşlar ama mümin olmamışlar.

Hz. Ali’nin vefatından sonra I.Emevî halifesi olan Muaviye 20 yıllık hükümdarlığı sonunda bu makamı saltanata dönüştürerek yerine oğlu Yezid’in geçmesini sağladı. İslam tarihi kaynaklarına göre Yezid sürekli sarhoş gezen, hakkı, hakikati ayakta tutmayan ibadetlerini yerine getirmeyen bir kişiydi. Saltanatı üç yıl sürdü. Saltanatının birinci yılında Kerbelâ vahşetini yaşattı. Kendisine biat etmeyen Hz. Hüseyin ve yanında bulunan yetmiş iki yoldaşı Kerbelâ denilen yerde günlerce aç susuz bırakıldıktan sonra hunharca katledildiler. Katledilenlerin büyük bölümü Ehlibeyt soyundan kişilerdi. Bu katliamı yapanlar ve yaptıranlar İslam adına bunları yaptıklarını iddia ediyorlardı. Muharrem ayında meydana gelen bu katliam günü tarihe Aşura olarak geçmiştir.

Emevî iktidarları Kerbelâ’da yaşanan bu utanç verici olayı örtbas etmek için Hz. Âdem’den Hz. İbrahim’e kadar birçok önemli olayı Aşura ile ilişkilendirmiş İmam Hüseyin ve Ehlibeyt gölgede bırakılmak istenmiştir. Ülkemizde Sünnî yurttaşlarımız esasında Ehlibeyt sevgisiyle dolu oldukları halde yeterli bilgiye sahip olmadıklarından aşure tatlısını muharremin onuncu günü yani Aşura günü pişirerek farkında olmadan bir nevi bayram havası yaratmaktadır. Oysa bugün Kerbelâ vahşetinin yaşandığı gündür. Anadolu’daki Alevîler Aşura (İmam Hüseyin katledildiği) günü aşure tatlısı pişirmezler. Asırlardır devam eden aşure geleneğini muharremin on ikinci günü veya sonraki günlerde yerine getirirler. Bunun nedeni de Kerbelâ katliamından sağ kurtulan ve Ehlibeyt soyunu devam ettirecek olan İmam Hüseyin’in evladı Zeynelâbidîn’in bu katliamdan sağ olarak kurtulmasıdır.

Nasıl bir sevgidir ki asırlardır bu gözyaşı ve yas devam ediyor. İslam dünyasının önemli bir kısmı 1400 yıla yakın bir zamandır her sene düzenli olarak Kerbelâ’da yaşanan bir katliamı anıyor. Dünya üzerinde Şiî adı altında toplanan ülkemizde ise Alevî ve Caferî adı ile anılan Ehlibeyt bağlısı topluluklar, kendilerine özgü bazı ritüellerle H/10 Muharrem 61 (M/10 Ekim 680) tarihinde yaşanan kutlu bir direnişin mesajını günümüze taşımaya çalışıyor.

Sonuç olarak:

Kerbelâ İmam Hüseyin ile Yezid arasındaki bir makam, bir mevki veya taht kavgası değildir. 

Kerbelâ cesaret, yiğitlik ilkeli duruş, inanç demektir.

Kerbelâ küfr ile imanın, zalim ile mazlumun, şiddet ile merhametin, güzellikle güzelliğe karşı olanın, dürüstlükle hilekârlığın karşı karşıya gelmesidir.

Kerbelâ zalimin zulmü karşısında mazlumun dik duruşunun, onur ve şerefini korumak uğruna canını ve başını vermekten geri durmayanın bir ibretlik göstergesidir.

Kerbelâ milenyumlara yayılmış bir inanış ve direnişin sembolüdür. Kerbelâ’nın birinci kahramanı şehitler Şahı Hz. İmam Hüseyin, kadın kahramanı ise Zeynep Ana’dır.

Son Dakika Haberleri