22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'Keser döner sap döner gün gelir hesap döner'

Demirel bir ara 'Bu parlamento kilitlendi' diyordu… 12 Eylül felaketi artık kapının önündeydi… Gece geç vakit olmuştu. Kalktım… Evin kapısından çıkıyordum, Demirel elini omuzuma koydu, 'Bak Taylan sana bir şey söyleyeceğim hiç aklından çıkarma. Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner…'

'Keser döner sap döner gün gelir hesap döner'
A+ A-
TAYLAN SORGUN / GAZETECİ - YAZAR

Bu başlıktaki sözler 12 Eylül Darbesi’nden bir gece önce saat 01.00'de Demirel’in Güniz Sokaktaki evinin kapısında elini omzuma koyarak söyledikleridir. Ve o sözüne şunu da eklemişti: “...Bu söylediğimi sakın aklından çıkarma.” Bu bir mesajdı… Ve tabii geleceğe dönük, gelecek zamanlara dönük…

1957 yılından başlayarak halen devam etmekte olan gazetecilik mesleğimde Türkiye’nin tarihi süreçlerini bazı meslektaşlarımızla beraber yaşamışızdır. Yoğun gazetecilik görevimizi yaparken, İttihatçılarla ve Mustafa Kemal Paşa'nın emrinde Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali'ne katılanlarla geceleri beraber oluyor ve tek kaynak kitaplarımı hazırlıyordum.

'Keser döner sap döner gün gelir hesap döner' - Resim: 1

Özal’ın siyasete adımlarını attığı ilk günlerdeki programının esaslarını açıkladığı toplantı… Masanın başında Gazeteci Yazar Taylan Sorgun. Sorgun’un daveti ile toplantıya katılan zamanın önde gelen sanayicilerinden millici sanayici Halit Narin ve yanında Prof. Emre Gönensay.

TERCÜMAN ZAMANI VE DEMİREL

Tercüman Gazetesi’nin doruklarda olduğu zamanlarda Kemal Ilıcak’ın daveti ile Tercüman’da çalışmaya başlamıştım. Ilıcak gazeteci gibi gazeteci idi… İnsanlığın doruklarındaydı… Gazetenin Genel Yayın Müdürü usta gazeteci Güneri Cıvaoğlu… Ben şimdiki zamanlarda da birer tarihi belge olarak saklanmakta olan “Açık oturumlar” yapıyordum… Bir ara Yankı Dergisi’nin Genel Yayın Müdürlüğü’nü bana vermişlerdi… Yoğun mesleki zamanlar…

ILICAK, GÜNERİ VE BEN

Sayısız darbeler gördüm, yazdım… 27 Mayıs’ı yaşadım… Yassıada safhasını Vatan Gazetesi'nde iken takip ettim her gün yazdım… Sonraki zamanlar… 12 Eylül’e sanki saatler kalmış gibi zamanlar… Kemal Ilıcak odasına çağırmıştı beni… Güneri Cıvaoğlu da odada… Ilıcak: “…Taylan, Güneri ile de konuştuk… Sen acele olarak Ankara’ya git ve Demirel ile bir görüşme yap… Bakalım neler söyleyecek ya da neler olmakta?”

'HEMEN GEL'

Ilıcak’ın masasındaki telefonla Demirel’i aradım… Cevabı “Taylan hemen gel bekliyorum…” olmuştu…

GÜNİZ SOKAK’TAKİ EVDE

Ankara’nın berrak bir gecesi... Ama berrak olan sadece hava… Ankara siyasal çevreleri de sanki bir felaket bekler gibiler…

Güniz Sokak’taki evin kapısından girerken sırtımda bir ürperti duymuştum… Darbeleri kötü zamanları yaşamış bir gazeteci olarak mesleki deneyimler bana sanki bir şeyler olacak duygularını da veriyordu…

'Keser döner sap döner gün gelir hesap döner' - Resim: 2

12 Eylül Darbesi’ne saatler kala Ankara’da Güniz Sokak’taki evinde Demirel, çalışma odasında Gazeteci Yazar Taylan Sorgun’a açıklamalar yaparken...

DEMİREL’İN ODASI

Türk siyasetinin köyden gelen millî endüstrici, millî tarım dünyacısı her iki alanda da önemlinin ötesinde iktisadi hareketler, yatırımlar yapan Demirel’in çalışma masası… İşte fotoğrafı…

'SIRTIMDAKİ SAMAN TOZU'

Demirel masasına oturduğunda bazı gelişmeler olacağını biliyor gibiydi. Ben söze başlamıştım: “Köyden buralara kadar geldiniz… Köy kalkınması ve endüstri hareketleri sizin siyasetinizin önde gelenleri” dediğimde cevabı şöyle olmuştu:

“Sırtında saman tozunun yanışını bilmeyenler benim köy sevdamı anlayamazlar. Düvenin üzerinde çalışırken çook zaman şaşardım. Köylü, Türkiye'nin başta geleni. Köylü tarımı ilerletmez ise yabancılara muhtaç olursunuz. Tekrar kapitülasyon tuzağına düşersiniz.”

TÜTÜN EKENE CEZA

“Osmanlı zamanında Ege’de yabancılardan izinle tütün eken köylüler, yabancıların kurdukları teşkilatlarda tuttukları adamları ile kaçak tütün eken köylüleri o kolculara vurduruyorlardı” dediğimde Demirel’in yüzünde bir keder ve öfke bulutu görmüştüm…

Demirel bir ara durmuş ve şöyle devam etmişti: “…Cumhuriyet, Atatürk büyük fabrikalar kurdu… Sanayi başlattı… Köylüler artık tarlalarında büyük türkülerle çalışmaktalardı… Ben bunların peşinde devam ettirdim. Devam etmesi de ettirilmesi de icap eder… Köy hareketleri, tarımımızın yükselmesi, tarım mallarını işleyecek yeni tesisler kurulması, sanayileşme hareketleri… En yükseklere çıkmalı… Bak Taylan sen de bilirsin, Atatürk ve arkadaşları Cumhuriyeti kuranlar, köy çocukları kapitülasyon belalarını çöpe atmışlardı… Bir daha öyle kapitülasyon belaları olmamalı…”

YEDİ KÜPELİ GELİN

Açıkça söyleyeyim, Demirel bir şeyler olacağını anlamış gibiydi… Deneyimli bir gazeteci olarak haber veren dostlarım olmuştu… 27 Mayıs zamanlarından dostluğum olmuş bir eski komutan bana şu haberi veriyordu: “…Şu Evren denilen artık düğmeye ya bastı ya basacak… Felaket bir düzen de kurmuş…”

DUYGULU ANLATIM

Demirel özel hayatında aslında duyguların da insanıydı… GAP’tan söz ederken anlatımı bir şiir gibi… Barajlar, onlar Yedi Küpeli Gelin… Yedi Küpeli sanayiler de artmalı.

MÜTHİŞ GECE VE PARLAMENTO

Demirel bir ara “Bu parlamento kilitlendi” diyordu… 12 Eylül felaketi artık kapının önündeydi…

Gece geç vakit olmuştu. Kalktım… Benimle beraber olan Yavuz Donat da kalktı… Güniz Sokak'taki evin kapısından çıkıyordum, Demirel elini omuzuma koydu, “Bak Taylan sana bir şey söyleyeceğim hiç aklından çıkarma. Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner…” Demirel’in dediği de olmuştur… Gazeteci olarak yaşadık ve gördük… Evren gitti… Hem de ne gidiş… Adını kimse ağzına almak istemez…

O zamanki durumların ardından Özel geldi… O da gitti… Hem de ne gidiş…

SATICI ÖZAL VE İLK AÇIKLAMASI

Tercüman Gazetesi’ndeki tarihi belge niteliği almış olan “açık oturumlara” devam ediyordum… Yankı Dergisi’nde ki genç kadromun da çabası ile derginin tirajı yükseliyordu… Özal, Kemal Ilıcak’ı aramış… Demiş ki, “Taylan bey bir açık oturum bir konuşmada benimle yaparsa memnun olurum…”

Gazeteci gibi gazeteci Kemal Ilıcak… İşlerimize karışmazdı… Gazetede bizler vardık… Ilıcak’ın Özal’a cevabı: “Ben müdahale etmem, edemem, sen Taylan Bey ile konuş…”

ILICAK’IN YALISI VE ÖZAL

Özal beni aramıştı. Düşündüklerini söyledi… Henüz siyasetteki ilk adımlar… Herkes meraklar içinde, Özal ne yapacak konuşmaları… Gazeteci olarak kaçırmak istemedim… Tekrar aradığında, “Tamam Pazar günü Kemal Bey'in Yeniköy’deki yalısına buyurunuz…” dedim.

DOLU SALON

Özal’ın toplantı için geleceğini aziz dostum Nazlı Ilıcak’a da söylemiştim… Pazar günü salon dolu… Proflar, sanayiciler… Öğretim üyeleri… Salon dolu… Herkes Özal’ın ilk yapacağı açıklamaların merakı içinde…

Özal gelmişti. Toplantıya milli endüstri hareketini savunanlardan olan sanayici Halit Narin ile zamanın önde gelen iktisatçılarından Prof. Gönensay’ı da davet etmiştim… Başında bulunduğum masada yerlerini almışlardı. Özal programının esaslarını açıklayacaktı.

ABD’Lİ ÜÇ ŞİRKET VE ÖZAL

Özal ABD’li şirketlerce de uygulanan proje ile “harekete geçiriliyordu”… Meslek ustalarımız bize “Sahnenin önüne değil, perdenin arkasına bakın” haberciliğini de gazeteciliğini de öğretmişlerdi…

Perdenin arkası: ABD’li büyük endüstri şirketlerinin üç temsilcisi, şirketin yetkilileri Özal ile görüşmüş ve bir anlaşmaya varmışlardı.

ANLAŞMAYA GÖRE: SATMAK

ABD’li şirketlerin Özal’a kabul ettirdikleri şartlardan bazıları şunlardı:

1-Kamu fabrikaları, şirketleri onların istediklerine satılacak. Daha önce de özelleştirecekler. 2-Sosyal devlet ilkelerinden vazgeçilecek. 3-Devlet Planlama Teşkilatı’nın yetkileri kısılacak, teşkilat zaman içinde ortadan kaldırılacak. 4-Yabancı şirketlere imtiyazlar tanınacak…

Bunlar varılan anlaşmanın bazılarıdır… Genel Yayın Müdürlüğünü yaptığım Yankı Dergisi’ndeki genç ekibime de bunları haberler halinde düzenletmiş ve dergide tartışmalar ortaya koyacak şekilde yayımlamıştım… O dergide kurduğum genç gazeteciler ekibi muhteşem gazeteciler olmuşlardı…

YENİ KAPİTÜLASYONLAR

ABD’li şirketler Özal’a Türkiye’nin tekrar kapitülasyon ülkesi haline gelmesini uygulatacaklardı. Lozan’da kaybettiklerini yeniden elde ediyorlardı… Şimdiki zamanlara kadar gelinmiştir… Kapitülasyon şartlarına karşı çıkan siyasetçiler de elbette olmuşlardır… Ama Kamu İktisadi Kuruluşlarının satışları şimdiki zamanlara kadar gelmiştir…

Cumhuriyet’in kurduğu bütün muhteşem iktisadi kuruluşlar, fabrikalar bir yandan özelleştirilmekte bir taraftan satılmakta… Vahim siyasi hatalarla geniş toprakların da satıldıkları haberleri çıkmaktadır… O topraklar yarınlarda hangi yabancı kuruluşların ellerine geçecektir... Siyasi hatalar ile yeni kapitülasyonlar zamanları… Ve bir yeni haber: Yabancı deniz ticaret şirketlerine ‘’Kabotaj haklarımızdan” bir kısmı verilmektedir… Çıkan haberler böyledir…

Siyasi iktidarın bütün bunları düşünmesi ve yeni bir iktisadi programa geçmesi gerekmektedir…

GAZETECİ YAZAR TAYLAN SORGUN’UN KİTAPLARI:

1- İmparatorluktan Cumhuriyete: Fahrettin Altay Paşa’nın hatıratı (Kaynak Yayınları)

2- Halil Paşa: Halil Paşa Belgeseli ve Hatırtatı (Kaynak Yayınları)

3-Mütareke Dönemi ve Bekir Ağa Bölüğü: O dönemleri yaşayanların gazeteci yazar Taylan Sorgun’a bizzat anlattıkları. (Kaynak Yayınları)

4-Devlet Kavgası, İttihat Terakki : O dönemleri yaşayanların gazeteci yazar Taplan Sorgun’a bizzat anlattıkları. (Kaynak Yayınları)

5- Esir Şehrin Fedaileri: Mustafa Kemal Paşa’nın Andolu’ya geçmeden önce İstanbul’da kurduğu teşkilatı, o dönemleri yaşayanların Taylan Sorgun’a birebir anlattıkları.) (Kaynak Yayınları)

Son Dakika Haberleri Süleyman Demirel Taylan Sorgun 12 Eylül darbe