Kıbrıs, ABD ve NATO üssüne dönüştü

Güney Kıbrıs’taki liman ve hava meydanlarının fiilen birer ABD ve NATO üssüne dönüştüğü görüldü. Rum Simerini Gazetesi için bir analiz yazısı kaleme alan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Yannou Charalambidis, uydu görüntülerine dayanarak ABD ve NATO’nun Kıbrıs Adası’ndaki askeri varlığını ifşa etti. Rum yanlısı Charalambilidis, İngiltere egemenliğindeki üslerin de ABD ve NATO tarafından kullanıldığını kaydetti. “Kıbrıs, Ortadoğu'daki kriz nedeniyle adanın liman ve havalimanlarından hareket eden savaş uçakları ve gemilerin sürekli park etmesi ve hareket etmesiyle fiilen bir ABD ve NATO üssüne dönüşüyor.” dedi.

Uydu fotoğraflarına göre ABD ve NATO savaş gemileri, casus uçakları, helikopterleri, hava tankerleri, yük ve nakliye uçakları ile inşaat makineleri adada cirit atıyor. Geçen ay ABD ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında "İkili Savunma İşbirliği Yol Haritası" anlaşması imzalanmıştı. Adadaki askeri varlığın ‘Yol Haritası’nın çok üzerinde olması dikkat çekti.

‘GÜVENLİK AÇIĞINI KAPATIYORLAR’

Dr. Yannou Charalambidis, 10 Kasım’da çıkan “Kıbrıs, ABD ve NATO üssüdür!” başlıklı değerlendirmesinde, adadaki ABD ve NATO varlığının Güney Kıbrıs’ın güvenlik açığını kapattığını savundu. İngiltere NATO üyesi olduğu için, İngiliz egemenliğindeki bölgelerin uçaksavar ve füzesavar şemsiyesi altında yer almasının Güney Kıbrıs’ı da koruyacağını öne sürdü. Yazar, ABD ve NATO varlığını tespit edebildiği kadarıyla tek tek sıralayarak görüşünü şöyle ifade etti:

“Güney Kıbrıs’ın özellikle şu anda kriz döneminde karşılaştığı güvenlik açığını kapatıyorlar. Tehditlerle mücadele etmek ve özellikle bunları önlemek için ABD'nin askeri ve sivil istihbarat servisleriyle daha yakın işbirliği sağlıyorlar. Yani NATO ülkeleri ve özellikle ABD tarafından kendi çıkarları ve tüm adayı kapsayan İngiliz üslerinin korunması nedeniyle uçaksavar ve füzesavar şemsiyesi oluşturuyorlar.”

GÜNEY KIBRIS’I NATO’YA SOKMA HAYALİ

Sürecin doğal olarak Güney Kıbrıs’ı NATO üyeliğine götüreceğini belirten Dr. Charalambidis, Rum kesimi için şu stratejiyi önerdi:

“Güney Kıbrıs ve Yunanistan, bölgedeki üçüncü ülkelerin de güvenebileceği AB'nin Doğu Akdeniz'deki ‘Stratejik Pusulası’nın uygulanmasında önemli bir rol üstlenmeli. Sonuçta AB'nin savunma politikası da kurumsal olarak Kuzey Atlantik İttifakı’yla bağlantılı. Türkiye de katılmak isterse bu ancak askerlerinin Kıbrıs'tan tamamen çekilmesiyle mümkün olabilmeli.

“Kıbrıs aslında NATO mensubuydu ve hala da öyle, ancak resmi olarak üye devlet olmadığı için oy hakkı yoktur. Türkiye veto etse bile Kıbrıs zaten NATO olduğu için NATO üyeliğine başvurmak stratejik bir tercih olacaktır. Bu, Ankara tutumunu değiştirene kadar Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB içinde ve başka yerlerde buna göre hareket etmesini meşrulaştırıyor. NATO’ya tam entegre olduğumuzda mevcut güvenlik sistemini değiştirebilir, yani garanti haklarından ve tek taraflı müdahaleden kurtulabiliriz. İkincisi, Kıbrıs'ın NATO'ya ait olması nedeniyle Türk birliklerinin tamamen geri çekilmesini isteyebiliriz.”

LİMANLAR VE HAVA MEYDANLARI

Rum yazar, Amerikalılara akıl vermeyi de ihmal etmedi. “Söz konusu projeler için bir ‘Doğu Akdeniz Kontrol Merkezi’nin oluşturulması mantıklı olacaktır. Yer altı tesisleri ve telekomunikasyon alt yapısı da inşa edilmeli. ‘Barak’ ve ‘Patriot’ gibi savunma sistemlerinin yer aldığı bir hava savunma kubbesi de oluşturulabilir.” ifadelerini kullandı.

Charalambidis, “Fotoğraflar, özellikle de uydu fotoğrafları inkar edilemez bir tanıktır.” diyerek Güney Kıbrıs’taki ve adanın İngiliz egemen bölgelerindeki ABD ve NATO askeri varlığını şöyle anlattı:

“Larnaka Havalimanı, C-130 nakliye uçağı, CH-47 CHINOOK (nakliye) ve BELL UH-1 helikopterlerine ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda, Andreas Papandreou Üssü'nde, diğerlerinin yanı sıra, Amerikan V22-Osrpey helikopterleri de konuşlandırılmıştır. Bunlar dikey kalkış ve iniş ile özel kuvvetler hava taşımacılığı Wasp uçak gemisi kuvvetine aittir. Ayrıca Papandreou Üssü diğer müttefik ülkeler, Almanlar, Amerikalılar ve diğerleri tarafından da kullanılıyor. Havadan çekilen fotoğrafta Limasol limanında ABD ve diğer müttefik ülkelerin savaş gemileri görülüyor.”

ABD VE RUM KESİMİ İŞBİRLİĞİYLE PİST İNŞASI

“Kıbrıs, Ortadoğu'daki kriz nedeniyle adanın liman ve havalimanlarından hareket eden savaş uçakları ve gemilerin sürekli park etmesi ve hareket etmesiyle fiilen bir ABD ve NATO üssüne dönüşüyor.

“Marie'deki helikopter pisti esas olarak Amerikan Silahlı Kuvvetleri tarafından Ulusal Muhafızlarla işbirliği içinde inşa ediliyor. Mari'deki Deniz Üssü'ne gelince, fotoğraflardan açıkça görülüyor ki helikopter pistinin inşaatı ağırlıklı olarak Amerikan Ordusu'nca, özellikle ‘Deniz Seyyar İnşaat Taburu 1’ adını taşıyan birliğe ait makinelerle yapılıyor. Elbette Ulusal Muhafızlar işin içinde ama uzmanlık ABD'ye ait. Helikopter pistinin boyutları 400'e 200. Bu, ABD ve diğer müttefiklerin V22-Osrpey gibi esas olarak helikopter veya uçakların barındırılacağı geniş bir pist. Bu durum teknik destek ihtiyacını doğurmaktadır.”

‘UÇAKLAR SURİYE’Yİ VURUYOR’

“İngiliz Üsleri aracılığıyla da faaliyet gösteriyorlar. Devriye gezmek veya İsrail'i İran saldırılarından korumakla ilgili misyonları olan Typhoon savaşçıları Suriye içindeki ve başka yerlerdeki hedefleri vuruyorlar. Aslında Erdoğan'ın Hamas ve Hizbullah'ı desteklemesine ya da İsrail ve Netanyahu'yu şeytanlaştırmasına bakılmaksızın Türk hava sahasını kullanıyorlar. Efsanevi U-2A (Dragon Layby - Dişi Ejderha). Bunlar 60'ların başından beri faaliyet gösteren Amerikan casus uçakları. Stratosfere uçma yeteneğine sahipler, fotoğraf çekmede inanılmaz derecede keskinler ve kendi başlarına veya uydular için tamamlayıcı gözler olarak hareket ediyorlar. Makarios ile ABD arasında yapılan anlaşma sonrasında 70'li yıllardan beri üslerde bulunuyorlar. Ortadoğu'daki krizden dolayı son zamanlarda sayıları artan KC135 ve diğerleri gibi hava tankerleri. Atlas C1 A400M ağır yük uçağı. Özel Harp, Teknik Destek, Elektronik Harp ve Siber Harp Birimleri. Agios Nikolaos'un ‘Echelon’ casusluk üssüne ev sahipliği yaptığı hatırlatılıyor.”