28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kıbrıs Rum Yönetimi yeniden ateşle oynuyor

GKRY’nin sorumsuzca davranışlarının bölge barışı için doğuracağı tehlikelerin vurgulanarak, Kıbrıs adasında herhangi bir terörist yuvalanmasına kayıtsız kalmayacağımızın BMGK’ne, AB ve NATO’ya bildirilmesinde fayda mülâhaza etmekteyim.

Kıbrıs Rum Yönetimi yeniden ateşle oynuyor
Tugay Uluçevik / Emekli Büyükelçi

Yunanistan’ın ve Kıbrıslı Rumların Türkiye’ye yönelik tarihten gelen saplantılı, peşin hükümlü hasmane tutum ve davranışlarının bugüne kadar tek bir sonucu olmuştur. Çoğunlukla kendilerine dost bildikleri güçlerin sevk ve yönlendirmeleriyle Türkiye’ye karşı ve Kıbrıs’ta ne zaman ateşle oynamaya başlamışlarsa, sonuç kendileri için hüsran ve hicran olmuştur. Ortaya çıkan yeni durumda, önceki durumu pişmanlıkla aramışlardır.

Günümüzde de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (BMGS)’nin iyi niyet görevi çerçevesinde Ada’da iki toplumlu ve iki kesimli federal bir anayasa düzeni kurulması yönünde on yıllardır sürdürülmüş olan müzakereleri kendilerine mahsus emellerle ve hesaplarla baltaladıktan ve sonuçsuz bıraktıktan sonra, KKTC’nin tek seçenek olarak yaptığı “egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm” hamlesine makul bir çözüm önerisiyle karşılık verememiştir. Bunun sıkıntısı içindedirler.

GKRY, KKTC’nin hamlesinden sonra bugüne kadar “kabul edilemez” dedikleri Ada’daki statükonun sürmesini tercih ediyor görünmektedir.

Kıbrıs Rum Yönetimi yeniden ateşle oynuyor - Resim: 1

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, GKRY'nin PKK/PYD'ye ofis açma izni vermesi ile ilgili, "Türkiye'ye ya da KKTC'ye bir saldırı olursa bunun bedelini ödetiriz. Ateşle oynamasınlar." dedi.

PYD'YE İZİN VERDİLER

Esasen BMGS’nin çabaları da, küresel plânda yaşanmakta olan sorunlar ve ciddi gerginlikler ortamında, KKTC’ni BMGK’nın kendisine verdiği “iyi niyet” görevi içinde tutarak, “egemen eşitlik-iki devletli çözüm” hamlesi istikametinde somut adımlar atmaktan alıkoymağa; çatışmasızlık ortamında statükoyu sürdürmeğe odaklanmış bulunmaktadır.

Bu manzara karşısında da GKRY ve Yunanistan Türkiye’yi tahrik ederek içine düştükleri sıkıntılı durumdan kurtulmayı tasarlıyor olabilirler.

Yunanistan ve GKRY yaklaşık son 10 yıldır Türkiye’nin dış ilişkilerindeki çeşitli arızalardan, kopukluklardan istifade ederek Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de ve Ege’de kendi bilinen hayali hedefleri doğrultusunda neticeler alma hevesine kapılmışlardır. Bunu yaparken de, içte ve dışta yaşadıkları zorluklar ne olursa olsun, Türkiye’nin bölgesel ve küresel plânda, dünya sahnesindeki diğer öndegelen aktörler tarafından ve bilhassa sırf Yunanistan’ın ve Kıbrıslı Rumların güzel hatırı için, gözden çıkarılamayacak jeostratejik, jeopolitik önem ve ağırlıkta bir ülke olduğunu unutmuş görünmektedirler.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) PKK terör örgütü PKK’nın siyasî kolu PYD’nin Güney Kıbrıs’ta temsilcilik açmasına izin vermesi konusunda da durum böyledir. GKRY bu kararı alırken ABD’nin Türkiye’nin talep ve ikazlarına rağmen PYD/YPG ile Kuzey Suriye’de iş birliği içinde olmasından; Rusya’nın PKK/YPG/PYD’yi terörist kabul etmemesinden, Moskova’da bunların temsilcilik açmasına izin vermiş olmasından; Fransa’nın tutumundan vs cesaret bulmuş olabilir.

Kıbrıs Rum Yönetimi yeniden ateşle oynuyor - Resim: 2

21 Aralık 1963’te başlayan ve “kanlı yılbaşı” olarak anılan olaylarda, çok sayıda Türk vahşice katledildi.

KONU TÜRKİYE OLUNCA...

Bununla beraber, GKRY ve ortağı Yunanistan Türkiye’ye karşı ne zaman ateşle oynamaya kalkmışlarsa sonunda kendilerini yakmış oldukları tarihî gerçeğini unutmamalıdırlar.

Bu gerçeği unutup yeniden ateşle oynamaya kalkıyorlarsa ve şayet Türkiye düşmanlığıyla akıl tutulması yaşayan GKRY bunun muhtemel sonuçlarının farkında olamıyorsa, onları bu yola sevkeden hem Rumların hem PKK/PYD’nin dostları bu gerçeği görmelidirler.

Esasen, Kıbrıs sorununu, Kıbrıslı Rumların "enosis" i sağlamak için önce o dönemde Ada'daki İngiliz yönetimine, daha sonra da Kıbrıs Türk halkına karşı terör eylemlerine girişmesiyle ortaya çıkmıştır. Tarihî gerçekler hatırlanmalıdır. Yani terör Rumların kendi emelleri için kullanmaya alışık oldukları bir vasıtadır.

Kıbrıs adasının İngiltere’nin egemenliği altında olduğu dönemde Rum teröristler 21 Ekim 1931’de İngiliz Vali Ronald Storrs’un konağını ateşe vermişlerdir.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Rumların ve Yunanistan'ın konu kendileri için Türkiye olunca teröristlerle de iş birliği yapmaktan kaçınmadıklarını hatırlamalıyız ve yine de kaçınmayacaklarını da varsaymalıyız.

Kıbrıs Rum Yönetimi yeniden ateşle oynuyor - Resim: 3

Tugay Uluçevik

Kıbrıs adasının Yunanistan'a bağlanması (ENOSIS) için mücadele etmek üzere Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan tarafından Yunan generali Grivas'ın komutasında 1955 yılında kurulan EOKA (Kıbrıslı Rum Savaşçıların Millî Örgütü) terör örgütüdür. Gerilla savaş yöntemlerini uygulamıştır.

21 Aralık 1963’den itibaren başlayan Ada’daki Türklere yönelik katliam hareketi, yaşanan “kanlı yılbaşı”, EOKA'nın eseridir. Bu örgütün uyguladığı AKRİTAS plânı bir terörizm eylem plânıdır.

Türkiye'nin Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonra Rum teröristler 19 Ağustos 1974'de ABD'nin Lefkoşa Büyükelçisi Rodeger Paul Davies'i Ada'da katletmişlerdir. ASALA teröristlerinin Türk diplomatları hedef alan eylemleri, Rum yönetimi tarafından kınanmış değildir.

ASALA teröristlerinin Türk diplomatları hedef alan kanlı eylemleri, hiçbir zaman Rum yönetimi tarafından kınanmış değildir. Aksine Rumlar “düşmanımın düşmanı benim dostumdur” zihniyetiyle hareket etmişlerdir.

Kıbrıs Rum Yönetimi yeniden ateşle oynuyor - Resim: 4

Öcalan, Türkiye'ye getirildiği zaman üzerinden Lazaros Mavros adına düzenlenmiş bir "Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti" pasaportu çıkmıştır.

ÖCALAN'IN ÜZERİNDE YAKALANAN PASAPORT

GKRY PKK teröristlerine destek vermekte ve onlarla işbirliği yapmakta beis görmemiştir.

Teröristbaşı Öcalan 1999'daki Yunanistan Dışişleri Bakanı Pangalos'tan himaye görmüştür. Pangalos, teröristbaşının Yunanistan’ın Nairobi Büyükelçiliği'nde koruma altına alınmasını sağlamıştır. 2009’da G. A. Papandreou kabinesinde Pangalos'u Başbakan Yardımcısı yapmıştır.

Teröristbaşı Nairobi’de yakalanıp Türk güvenlik güçlerince 15 Şubat 1999'da Türkiye'ye getirildiği zaman üzerinden Lazaros Mavros adına düzenlenmiş bir "Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti" pasaportu çıkmıştır.

Terörist faaliyetlerin günümüzde sınır tanımadan yaygınlaştığı bir zamanda, Kıbrıs adası, özellikle KKTC toprakları, 1974'den bu yana terörist yuvalanmasından ve terörist eylemlerden korunabilmiştir. Bu da KKTC'deki etkileyici, dengeleyici Türk askerî varlığı sayesinde olmuştur.

Türkiye, ülkemizin güney kara hududu boyunca terörist unsurların yuvalanmasına imkân bırakmayacağı kararlılığını eylemlerle de göstermektedir. Bu kararlılığın Türkiye’nin 40 mil güneyinde yer alan Kıbrıs adasındaki herhangi bir terörist yuvalanması karşısında da gösterileceği kuşkusuzdur. Bu böyle bilinmelidir; böyle anlaşılmalıdır.

KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun bu konuda yaptığı açıklamanın BMGS’ne ve BMGK’ne yazılı olarak bildirilmesi ve yerleşik prosedüre göre BM Belgesi olarak yayınlatılması beklenir.

GKRY’nin bu sorumsuzca davranışının bölge barışı için doğuracağı tehlikelerin ve Türkiye’nin Kıbrıs adasında herhangi bir terörist yuvalanmasına kayıtsız kalmayacağının -bunun PKK ve PKK ile iltisaklı bütün unsurlar için de böyle olduğu vurgulanarak- BMGK’ne, AB ve NATO’ya bildirmesinde fayda mülâhaza etmekteyim.

KKTC PYD Türkiye kıbrıs rum yönetimi ateşle oynama Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu öcalan