Kıbrıs Türkü'nün varoluş mücadelesinde kadınlar
Kıbrıslı Türk kadınları kritik bölgelerde gece gündüz nöbet tuttular... Ne İngiliz’e, ne Rum’a, ne Yunan’a karşı diz çöktüler. Anavatan Türkiye’ye güvendiler. Güveni ve direnci örgütlediler
Eski Türk destanlarımızdan beri karşımıza çıkan kadın kahramanlara Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesinde de rastlarız. Cesur ve öncü rollerle bu mücahit kadınlar, işgalcilere ve emperyalistlere karşı Türklerin bin yıldır süregelen teşkilatlanma geleneğine, yakın tarihimizden örneklerle önemli katkılar vermişlerdir. Rumların 1 Nisan 1955’te kurdukları EOKA terör örgütünün acımasız saldırılarına ve işlediği cinayetlere karşı koymak ve emniyeti sağlamak için evlerinin çevresinde, kritik bölgelerinde gece gündüz nöbet tutan Türk mücahitleri, en büyük desteği Kıbrıslı Türk kadınlarından almışlardır.
Bu kahraman kadınlar, anavatan Türkiye’den gönderilen Kızılay çadırlarında 11 yıl yaşadılar, aç kaldılar, susuz kaldılar, bebelerine süt bulamadılar ama yılmadılar, direndiler. Ne İngiliz’e, ne Rum’a, ne Yunan’a karşı diz çöktüler. Anavatan Türkiye’ye güvendiler. Torosları aşıp gelecek Mehmetçikleri, Lefkoşa semalarında süzülecek Türk kartallarını 20 Temmuz 1974 sabahına kadar beklediler. Güveni ve direnci örgütlediler.
- Öğretmen Hatice Tahsin (Kod adı Lale)
Daha yedi yaşındayken Mustafa Kemal’in ordularına yardım toplayanlar arasında yer almıştı. Cesur yürekli o küçük kız, yıllar sonra 1963’te, vatanı için savaşmaya yemin eden ilk Kıbrıslı Türk kadını oldu. 1922’de düşman işgalinden kurtulan anavatan Türkiye, Kıbrıs Türk’ü için umut olmuştu. Türkiye’nin onları da kurtaracağına, bağımsızlığa kavuşacaklarına canı gönülden inanan Kıbrıslı Türkler, Rumların baskılarına, acımasızlıklarına kahramanca direndiler. O yıllarda Kıbrıs’ta İngiliz sömürge yasaları geçerliydi. Atatürk ile Türkiye sevgisinin ve Türklük hareketinin büyük ivme kazandığını gören İngiliz Vali sert tedbirler aldı. İlkokullarda Türk çocuklarına okutulan kitaplardan, Atatürk resimleriyle milli his aşılayan şiir ve yazılar, sayfalar yırtılıp çıkarılıyordu. Hatice Tahsin gibi öğretmenler büyük mücadeleler verdiler.
- Dr. Ayten Berkalp
Mesleğine 1960’ın savaş koşullarında, Lefkoşa Genel Hastanesi’nde başladı. EOKA’cılar hastaneyi ele geçirince, başhemşire Türkan Aziz’le birlikte hastaları, hastabakıcı ve hemşireleri korumak için büyük uğraş verdi; ama herkesi kurtaramadılar maalesef… Dr. Ayten daha sonra Limasol’da sancaktar olarak görev üstlendi; istihbarat, katliam, tecavüz olaylarının tespitini yaptı. Riskli dönemlerde güvenli bölgelere hasta taşımak, yiyecek götürmek, esirlerle ilgilenmek gibi işlerle ilgilendi. En önemli başarısını, 140 mücahitle 14 hemşirenin tamamını hastane görevlisiymiş süsüyle kaçırıp koruma altına aldırarak elde etti.
- Aysel Dizliklioğlu: Arpalık Direnişinin simgesi
Aysel Dizliklioğlu 1964 yılında, 16 yaşında ve hamileydi. Eşi, köyünün girişinde TMT saflarında nöbet tutarken kaçırıldı ve şehit edildi. O ise eşinin yasını tutmak yerine Türk varlığının mücadelesine ön saflarda devam etti.
KADIN ERKEK EL ELE
Onlar, kocaları cephedeyken aile birlikteliğini sağladılar, çocukları korudular, kolladılar… Kıbrıslı Türk kadınları, Türk anaları, Hatice Tahsin’ler, Dr. Ayten Berkalp’ler, Çavuş Cahide’ler, Onbaşı Macide’ler… Kökenleri İzmir’den, Konya’dan, Karamanoğullarından, Anadolu’dan, anavatandan… Vatan uğruna kadın mücahit olmanın onurunu taşıdılar. Kıbrıslı Türk kadınları olarak yavru vatanın öz toprağında doğup filizlenip anavatanın can damarına karıştılar; hürriyete kavuştular.