Kiev NATO’yu sahada istiyor
Ukrayna’nın bir anda binden fazla asker ile Rus topraklarına saldırısı sonrası başlayan çatışmalar devam ediyor. Ukrayna’nın zaiyatı 600’den fazla. Bu süreçte Ukrayna, ABD ve NATO’dan yardım istiyor
Washington Post'un perşembe günü üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre Kiev, Rusya'nın Kursk bölgesine yönelik sınır ötesi saldırısını desteklemek için ABD'den uzun menzilli ATACMS füzelerinin kullanımına izin vermesini istiyor. Böyle bir onayın Ukrayna'ya Moskova ile görüşmelerde daha güçlü bir el sağlayabileceği bildiriliyor.
Ukrayna güçleri salı günü Kursk’un Sudzha bölgesinde çatışmanın başlamasından bu yana en büyük sınır ötesi saldırıyı başlattı. Rus ordusu saldırıya bin kadar Ukrayna askerinin ve Batı tarafından tedarik edilen düzinelerce ağır tank ve zırhlı personel taşıyıcının katıldığını tahmin ediyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, saldırıyı "büyük çaplı bir provokasyon" olarak tanımlamıştı. Kiev'in en önemli destekçisi ABD ise Ukrayna'nın saldırısının gerilimi tırmandırıcı olmadığı ve ülkenin "kendini korumak için harekete geçtiği" konusunda ısrar etti.
KIYMA MAKİNESİ
Moskova, perşembe günü erken saatlerde, Rus topraklarına bin kadar Ukraynalı askerin sızdığını açıkladı. Kursk Valiliği altı İHA ile üç füzenin düşürüldüğünü duyururken, bazı hava araçları kentteki binaları vurdu, şu ana kadar dört sivil öldü, bir gazeteci ağır yaralandı, aralarında çocukların da olduğu çok sayıda yaralı var. Rusya’nın BM Temsilciliği yaşananları “terör saldırısı “olarak niteledi.
Öğlen saatlerinde Rus Savunma Bakanlığı kara, topçu ve havacılık sektörlerinin harekete geçirildiğini, Kiev güçlerinin ilerleyişinin durdurulduğunu açıkladı. Saldırının başlamasından bu yana Kiev güçlerinin en az 660 asker ve sekizi tank olmak üzere 82 zırhlı araç kaybettiğini duyurdu. Bakanlığın yayınladığı videolarda Kiev birliklerinin yoğun hava saldırısı altında olduğu görülüyor. Şu anda Ukrayna takviye güçler gönderiyor, siperler kazılıyor.
KİEV VURULSUN İSTİYORLAR
Vladimir Putin çarşambayı perşembeyi bağlayan gece Kursk baskınını “geniş çaplı bir provokasyon” olarak nitelendirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Ukrayna birliklerinin Amerikan malı Bradley zırhlı muharebe araçları ve zırhlı personel taşıyıcılarıyla ilerlediği saatlerde, “Rus hükümetinin açıklamalarını gördüm. Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini ihlal ettiği göz önüne alındığında, buna provokasyon demek biraz basit olur.” dedi. Batı’da iyimser bir havanın olduğu o saatlerde, benzer açıklamalar Brüksel’den de geldi. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Peter Stano, “Ukrayna, kendi topraklarında ve aynı zamanda düşmanın topraklarında da gerekli gördüğü her yere saldırma hakkına sahiptir.” şeklinde konuştu.
SAVAŞTA DEĞİŞİM SİNYALİ
Putin’in sözünü ettiği, Matthew Miller’ın anlamamazlıktan geldiği kışkırtmanın doğurabileceği sonuçları ise Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev açıkladı. Medvedev şu ifadeleri kullandı:
“Şu andan itibaren askeri operasyon açıkça bölge dışı bir karaktere bürünmelidir. Bu artık sadece resmi topraklarımızı geri alma ve Nazileri cezalandırma operasyonu değildir. Ukrayna’nın hala var olan topraklarına gidebiliriz ve gitmeliyiz. Odessa’ya, Harkov’a, Kiev’e ve ötesine. Artık hiçbir kısıtlama olmamalıdır. Artık bu konuda çekinmeden ve diplomatik olarak boyun eğmeden açıkça konuşabiliriz ve konuşmalıyız. Banderacıların terörist operasyonu bu konudaki tüm tabuları ortadan kaldırmalıdır. İngiliz piçleri de dâhil olmak üzere herkes şunu anlasın: Sadece kendimiz için kabul edilebilir ve avantajlı bulduğumuzda duracağız.”
ZELENSKİY’İN ‘KORKUYU YENME’ TERAPİSİ
Batı’yı arkasına alan Kursk baskını, uzun süredir savunma halinde olan ve bunu yaparken de gittikçe tükenen Ukrayna ordusu için beklenmedik bir adımdı. Kiev, böylesine zor durumdayken bu operasyondan gerçek bir başarı mı bekliyor? Kursk’un en azından bir bölümünü kontrol altında tutabileceğine mi inanıyor? Yoksa İsrail’in yaptığı gibi karşısındaki güçleri kışkırtarak abilerinin sahada daha etkin olmasını mı sağlamak istiyor?
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy mevcut işbirliğinden memnun değil. Mali yardımın da silah desteğinin de “yarım” olduğunu söylüyor. Daha birkaç gün önce Batı’nın daha fazla müdahil olması çağrısında bulundu.
Zelenskiy’e göre Batı, savaşın tırmanmasından duyduğu korkuyu yenmeli ve çatışmalara doğrudan katılmak da dâhil olmak üzere daha saldırgan siyaset izlemeli. Cephedeki durumun kendi lehine değişmeyeceğini bilen Zelenskiy için geriye tek bir hamle kaldı: Tüm dünyayı savaşa sürüklemek pahasına bile olsa NATO’nun müdahale edebileceği bir ortam hazırlamak. Kursk baskını da bu yönde atılan adımlardan biriydi.