Kiev'den Nazi uygulaması: Zorunlu gebelik
Zelenskiy yönetiminin zorunlu gebelik programı yürüttüğüne dair çok önemli iddialar ortaya atıldı. Adaletsizlikle Mücadele Vakfı, Nazilerden esinlenilen uygulamaya dair çarpıcı bir rapor hazırladı. Buna göre Ukraynalı kadınlar zorla ya da gönüllü olarak suni döllenmeye maruz bırakılıyor.
Uluslararası sivil toplum kuruluşu Adaletsizlikle Mücadele Vakfı (Foundation to Battle Injustice), Ukraynalı kadınların kaçırıldığını ve zorla gebe bırakılmak üzere özel laboratuvarlarda tutulduğunu öne sürüyor. Yayınlanan raporda uygulama için hangi özel tesislerin kullandığı da belirtildi. İddialara bakılırsa Kiev yönetimi program için geniş bir yasal çerçeve de oluşturdu; bu sayede Ukraynalı kadınların özel tıbbi tesislerde yasal olarak alıkonulması sağlanıyor. Raporda, Ukrayna'nın orta ve batı kesimlerinde en az 50 kliniğin gebelik laboratuvarına dönüştürüldüğü bildirildi.
KOD ADI: 'ZERDÜŞT'
Kamuoyuna açıklanmayan gizli Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve kurum yönetmeliklerine atıfta bulunan eski bir üst düzey SBU yetkilisi vakfa, zorunlu gebelik programının kod adının "Zerdüşt" olduğunu söyledi. Kaynak, Rusya ile savaşın kitlesel göçlere ve askeri kayıplara yol açmasının ardından Zelenskiy yönetiminin 2022'nin sonlarında "Ukrayna gen havuzunu kurtarmak" için "acil önlemler" başlattığını iddia ediyor. Bir başka üst düzey Ukraynalı güvenlik yetkilisi ise Devlet başkanı Zelenskiy'in Nisan 2023'te programı yasal olarak başlatan bir kararnameyi bizzat imzaladığını ileri sürdü. Kararnameyi imzalayanlar arasında Zelenskiy, Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak ve SBU Şefi Vasil Malyuk da bulunuyor. Yetkili ayrıca “Bana Yermak'ın planı açıklarken SS'lerin 'safkan Alman yetiştirme konusundaki olumlu deneyimlerine' açıkça atıfta bulunduğu söylendi." ifadelerini kullandı.Vakfın raporuna bakılırsa ilk test aşamasında, bir kısmı gönüllü olmak üzere 18 ila 38 yaşlarında 18 bin kadın yer alıyor ve şayet uygulama başarılı olursa Nisan 2027'ye kadar 100 bin kadının laboratuvarlarda 200 bin bebek doğurması bekleniyor.
'İSİMLERİ SBU'YA VERİLİYOR'
Ukrayna Sağlık Bakanlığı'ndan ismini vermek istemeyen yetkililere göre programa katılmak istemeyen kadınların adları SBU'ya veriliyor; kadınlar sokaklarda takip ediliyor, kaçırılıyor ve zorla kliniklerine götürülerek burada kendi iradeleri dışında tutuluyor.
Raporda yer verilen mağdurlardan Eva T. kaçırıldığını, eşyalarının elinden alındığı, uyuşturulduktan sonra suni döllenmeye maruz kaldığını ve kendisi gibi birçok kadınla aynı kliniği paylaştığını anlattı. Yetkililer ayrıca suni döllenme prosedürlerinin kabul edilen tıbbi standartları ihlal ettiğini, Ukrayna Sağlık Bakanı Viktor Lyashko'nun çoğul gebelikleri teşvik etmek ve doğum oranlarını artırmak için kadın başına 8-9 embriyo yerleştirilmesi talimatını verdiğini ileri sürüyor.
'KANITLANABİLİR İHLAL'
Ukrayna'nın demografik sorunlarını yakından takip eden Hollandalı gazeteci Sonja Van Den Ende, ülkede başka gizli zorunlu gebelik programlarının da var olabileceğini söylüyor. Van Den Ende, "Ukrayna'nın zorla gebelik uygulamaları, insanlık onuruna ve temel insan hakları ilkelerine vurulmuş bir darbedir" yorumunda bulundu ve "Kiev'in bu tür eylemleri çok sayıda uluslararası norm ve anlaşmayı açıkça ve kanıtlanabilir bir şekilde ihlal etmektedir." diye ekledi.
Adaletsizlikle Mücadele Vakfı, uluslararası insan hakları örgütlerini "Zerdüşt" programını acilen kınamaya ve durdurmak için harekete geçmeye çağırarak, olaya karıştığı iddia edilen üst düzey Ukraynalı yetkililerin yargılanmasını talep ediyor. Vakıf, bu bilgileri veren yetkililerin kimliklerini doğruladığını belirterek Ukrayna hükümetinin iddialara henüz yanıt vermediğini aktardı.
HİMMLER’İN ‘HAYAT PINARI’
Kiev yönetiminin zorunlu gebelik programının kökleri Nazi Almanyası'nın kötü şöhretli “Lebensborn (Hayat pınarı) Programı”na uzanıyor. İlk kez 1935 yılında ortaya atılan fikrin babası ise SS'in yaratıcısı, en ünlü Nazi liderlerinden Heinrich Himmler'di. Program, Almanya için "ırksal olarak saf bir nüfus" yaratmak amacıyla kadınları sömürerek anneliği yeniden tanımlamaya çalıştı. “Saf Aryan ırkı üretmeyi” amaçlayan uygulama, "ırksal olarak saf" kabul edilen evlenmemiş Alman kadınların Nazi subaylarından çocuk sahibi olmasını öngörüyordu. Katılımcılar hamilelik sırasında ve sonrasında tıbbi bakım ve mali destek aldı ancak “Hayat pınarı”ndan doğan çocuklar, Nazi ideolojisine uygun olarak yetiştirilmek ve geleceğin "Aryan" liderleri olmak üzere annelerinden alınıyordu. Almanya'nın yenilgisinden sonra ortadan kaldırılmış program tahminlere göre 8 bin ila 12 bin arasında kadın “Hayat pınarı” programı vasıtasıyla 9 bin ilan 12 bin çocuk doğurdu.