Kiev'in küstahlığı silah listesini yırttırdı

Ukrayna'nın Almanya'ya yönelik diplomasi sınırlarını aşan tavırları, Berlin'de ters tepmeye başladı. Bir süredir Kiev'e yönelik askeri yardımları yavaştan almakla suçlanan Almanlar; Cumhurbaşkanı Steinmeier'in Kiev tarafından reddedilmesinin ardından Ukrayna'ya tedarik edilebilecek silahların listesini 48'den 24'e indirdi.

Berlin Hükümeti, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik Özel Askeri Operasyonu başladığı günden bu yana Batı'nın eleştiri oklarını üzerine çekti. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, açıkça Ukrayna'ya silah vermek yerine para vermeyi tercih ettiklerini ifade etse de, koalisyon ortakları ile anamuhalefetin baskısı nedeniyle kısmi yardımlara onay verdi. Başta Kiev'e silah vermeyi reddeden Almanlar, daha sonra 5 bin adet miğfer, bin adet tanksavar ve 500 adet 'Stinger' gibi sahada radikal bir etkisi olmayacak yardımlara yöneldi. Fakat geçen hafta Ukrayna'nın Steinmeier'i veto etmesi, Berlin'de affedilmedi.

STEİNMEİER REDDEDİLDİ

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, “Ukrayna ile dayanışma göstermek amacıyla Kiev'e gitmek istediğini” söylemişti. Steinmeier'in bu talebi, Kiev yönetimi tarafından reddedildi. Zelenskiy’in “Steinmeier gelmesin. Gelirse kabul etmem, biraraya gelmem.” dediği öğrenildi. Ukrayna’nın Berlin Büyükelçiliği de Zelenskiy’in tavrını doğruladı ve Steinmeier’in eskiden Rusya ve Vladimir Putin ile olan ilişkilerini, ziyaretin geri çevrilmesine neden olarak gösterdi. Bir Ukraynalı diplomat da “Hepimiz Steinmeier’in Rusya ile yakın zamana kadar çok sıkı bağları olduğunu biliyoruz. Şu anda kimse Steinmeier’i Kiev’de görmek istemiyor.” şeklinde değerlendirme yaptı.

ALMANYA AŞAĞILANDI

Ukrayna'nın Almanya'ya yönelik saldırgan tavrı bununla da kalmadı. Ukrayna’nın Berlin Büyükelçisi Melynk, bir açıklama daha yaparak Almanya’nın kendi çıkarları gereği Rusya’ya gaz, petrol ve kömür bağımlılığı bulunduğunu, bunun da “Steinmeier’in siyaseti sonucu oluştuğunu” söyledi. “Steinmeier’in Rusya ile olan ilişkisi dokunulmaz, hatta kutsal bir boyutta. Ukrayna’ya bir saldırı savaşı başlatılması bile onun bu yaklaşımını etkilemiyor.” diyen Büyükelçi, “Alman Cumhurbaşkanı için, Ukrayna halkı, dili, kültürü ve devleti ile esasında yok. Onun için Ukrayna diye bir olgu yok.” ifadelerini kullandı. Steinmeier’in Alman hükümet çevrelerinde ve bürokrasisinde “Rusya’ya bağımlı bir ağ oluşturduğunu” iddia eden Melynk, bu ağda yer alan kişilerin çoğunun şu andaki koalisyon hükümetinde de olduğunu ve Rusya’ya destek sağladığını belirtti.

KİEV'İN TEMEL İSTEKLERİNİN ÜSTÜ ÇİZİLDİ

Ukrayna'nın bu “küstah” tavrı Almanya'da tepki çekti. Kiev'e yönelik yumuşama sinyalleri gelen Berlin'de, yeniden soğuk rüzgarlar esmeye başladı. Alman BILD gazetesinin dünkü haberine göre, Almanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna'ya tedarik edilebilecek silahların listesini 48'den 24'e indirdi. Haberde, “Başbakan Scholz maliyetleri düşürdü. Kötü sürpriz ise söz konusu listenin, Ukrayna'nın tüm temel isteklerini içerecek şekilde küçültülmesi.” ifadeleri kullanıldı.

Almanya'nın bu kararında ise Ukrayna'nın Berlin'e yönelik menfi tavrının etkili olmuş olabileceğinin altı çizildi.

'EKONOMİK GERÇEKLER AĞIR BASAR'

Batı, Almanya'nın Ukrayna'ya silah vermekten imtina etmesinin arkasında, Rusya'ya olan enerji bağımlılığının yattığını iddia ediyor. Gerçekten de Almanya; kömürünün yüzde 25'ini, petrolünün yüzde 35'ini, doğal gazının yüzde 45'ini Rusya'dan tedarik ediyor. Der Spiegel'e göre Rus gazı kesildiği anda Alman sanayisi büyük bir darbe yiyebilir. Konuyla ilgili önceki gece HaberTürk'te değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, şu bilgileri paylaşıyor:

“Almanya nükleer enerjiden vazgeçmeyi düşünüyordu. Şimdi bakıma aldıkları nükleer enerji santrallerini tekrar çalıştıracaklar. Nükleerden vazgeçmiş bir Almanya'dan nükleere dönen bir Almanya var. Demek ki Rusya'yla ilişkiler iyiyken; Almanya'da çevreci politikalar yapılabiliyor. Nükleer karşıtı politikalar yürütülebiliyor.

“Rusya'dan doğal gazın kesilmesi de söz konusu değil. Almanya bugün doğal gazı kessin, birkaç ay içerisinde milyonlarca insan işsiz kalır. Almanya üzerinde bir yanda Biden'ın baskısı, diğer yanda ekonomik gerçeklikler var. Sonunda ekonomik gerçeklikler ağır basar. Almanya Rus gazından vazgeçemez. Önce can sonra canan. Ukrayna, Almanya için ikinci planda.”

'ALMANYA KENDİSİNDEN KORKUYOR'

Aynı programda Almanya ile ilgili bir makaleyi aktaran Prof. Dr. Tarık Oğuzlu ise şu ilginç yaklaşımı getirdi:

“Almanlarla ilgili şöyle bir tespitim var. Özellikle şu anda iktidarın büyük koalisyon ortağı olan Sosyal Demokrat Parti'yle ilgili. Almanya'da en fazla kafası karışık parti Sosyal Demokrat Parti ve bu partiye oy veren Almanya'nın kuzeyinde yaşayan protestan kökenli Almanlar. Sosyal Demokratlar'da bir kimliksel sorun var. Yani Nazi Almanyası geçmişi Sosyal Demokrat Parti'yi ve ona oy veren insanları zihinsel anlamda çok etkiliyor. Almanya'nın aşırı güçlenmesinden, Almanya'nın sert güç imkanları üzerinden kendini jeopolitik bir aktör olarak Avrupa siyasetinde ve dünya siyasetinde göstermesinden pek haz etmiyorlar. Yani Almanlar kendilerinden korkuyorlar. Rusya karşısındaki duruşları da biraz ondan kaynaklanıyor. Yani çok fazla tepki verirsem, askeri entrümanlarıma çok fazla yatırım yaparsam, acaba günün birinde kendimi de dizginlenemez bir noktaya getirir miyim? Avrupa'nın göbeğinde tekrar hegemonik bir güç olarak ortaya çıkarsam Fransa'yı ve diğer AB üyesi ortaklarımı kaybeder miyim? Amerika bana karşı bir tavır alır mı? Böyle bir korku yaşıyorlar.”