Kılıçdaroğlu: Barış akademisyenlerini görevlerine iade etmemiz lazım

Kemal Kılıçdaroğlu, Amasya'daki bir kafede gençlerle buluştu. “Yasalara kim uyuyorsa başımızın üstünde yeri var. Ama bir yargıç ya da savcı yasalara uymuyor da bir merkezden aldığı talimatı yerine getiriyorsa o, hakimlik ve savcılık yapamaz” diyerek yargıçların bir merkezden talimat aldığı suçlamasında bulundu. Devletin terörle mücadelesini hedef alan “Barış akademisyenleri”nin görevlerine iade edilmesini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Türkiye'de bütün temel kurumları kuranlar, aslında sosyal demokratlar. KPSS'yi oluşturan da rahmetli Bülent Ecevit. Bir kararname ile kurdu ve dolayısıyla da kamuya eleman alınırken torpil olmasın, herkes bilgi ve birikimiyle girebilsin diye. Fakat yozlaştırdılar. Orayı, YÖK'ü düzeltmemiz lazım. Barış akademisyenleri var, onları görevlerine iade etmemiz lazım. Çünkü üniversiteyi üniversite olarak kabul edeceksek üniversite her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı mekanlar olmak zorundadır.”

‘PUTİN SÖYLEDİ ‘EMREDERSİN’ DEDİ

Türkiye’nin Suriye ile yakınlaşmasını “Putin söyledi ‘emredersin’ dedi” diyerek eleştiren Kılıçdaroğlu, Rusya'yı hedef aldı, Suriye'de Avrupa Birliği ile işbirliğini savundu:

“Bizim görüşümüz şöyle; iki yıl içinde Suriyeli kardeşlerimizi Suriye'ye göndereceğiz. Ama nasıl? Bir; önce Suriye'nin meşru hükümeti ile bizim oturup konuşmamız lazım. Karşılıklı büyükelçilikleri açmamız lazım. Meşru hükümet ile görüşemezseniz buradan giden insanların can ve mal güvenliğini sağlayamazsınız. Bu görüşmeyi yapacağız. Ben söyledim, üstelik kaç yıldır söylüyorum, yapmadı. Ama Putin söyledi, 'emredersin' dedi. Şimdi, Putin'in dediği, yani bizim dediğimiz noktaya geldi. Görüşmeler başlayacak. İkincisi bu. Yetmez. Biz, Beşar Esad ile görüştük. Buradan Suriyeliler koşa koşa gidecek diye bir tablo yok. İkincisi; onların evini, yolunu, okulunu, kreşini, hastanesini yapacaksınız. Nasıl, Avrupa Birliği fonları ile.”

Afgan göçmenler konusuna da değinen Kılıçdaroğlu “Bunlar sığınmacı değil, kaçak. Kaçakları, uluslararası sözleşmelere göre İran'a götürüp teslim edeceksiniz. İran'dan geldiler, İran'a teslim ediyorsunuz. Sığınmacıların pozisyonu öyle değil, yani uluslararası hukuka uyarak bütün bu kararları almak zorundasınız. Ben, bunu Avrupa Birliği üyelerine de anlattım. Yani büyükelçilerle yaptığımız bir toplantıda onlara da söyledim.”

‘KONUŞAN İÇERİ ATILIYOR’ İDDİASI

Bir genç konuşanın da içeri atıldığını öne sürerek, “Biz konuşamıyoruz, konuşmayı unuttuk. Kim konuşursa neden içeri alınıyor? Bunun cevabını verebilir mi bize Sayın Cumhurbaşkanımız. Ne güzel geldiniz, dinledik sizi." diye konuştu. Kılıçdaroğlu da gence, “Demokrasi olmadığı için insanlar düşüncelerini özgürce söyleyemiyorlar. Tutuklanan gençlerimiz var. Korkudan düşüncesini ifade etmekte zorlanan” cevabını verdi.