Dink cinayetindeki FETÖ'cüleri akladı
Hrant Dink Vakfı'nı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, 'Dink'in tetikçisi hapiste, gerçek katiller bulunamadı.' dedi. Oysa Türk yargısı cinayetin arkasındaki FETÖ'cüleri yakaladı, yargıladı, hüküm verdi!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün beraberinde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile birlikte Hrant Dink Vakfı'nı ziyaret etti. Şişli'deki vakıfta Kılıçdaroğlu'nu CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Şişli İlçe Başkanı Tamer Özcanlı karşıladı.
Hrant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink ile görüşen Kılıçdaroğlu, yaklaşık 40 dakika süren ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamada bulundu.
DEĞİRMENE KILIÇ SALLAYACAKMIŞ
“İktidara geldiklerinde bazı karanlık güç odakları ile mücadele edeceklerini”, daha sonra mağdurlarla helalleşeceklerini anlatmak için vakfa geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Büyük acılar yaşanan bir ülkeyiz, bunu hak etmiyoruz. Hepimiz huzur içinde birlikte yaşamak istiyoruz. Birliğimiz buna bağlı, huzura bağlı. Beraber yaşamak, beraber gülmek, yeri gelirse beraber ağlamak, beraber kucaklaşmak, sevgiyi büyütmek... Bütün hedefimiz, bütün amacımız bu olmalı. Bunun için buraya geldim.”
FETÖ'YÜ ANMADI
“Karanlık mihraklarla mücadele etmenin ve daha sonra helalleşmenin” temel hedeflerinin olması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle sürdürdü: “Hrant Dink'in, rahmetlinin tetikçisi hapiste ama gerçek katiller henüz aydınlığa çıkarılmadı, henüz bulunmadı. Eğer siz 'Karanlık güç odaklarıyla mücadele edeceğim' diye yola çıkıyorsanız gerçek katillere ulaşmalısınız ve onları bulmalısınız. O zaman bu toplumda biz helalleşme düzeyine gelmiş oluruz, helalleşebiliriz.”
Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'in "Bir çocuktan bir katil yaratan o derin karanlık" şeklindeki sözlerini de anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
'DERİN KARANLIK'
“O derin karanlığı sorgulamazsak, üzerine gitmezsek, çetelerle, yeraltı dünyasıyla iş birliği yapan o derin karanlığı mutlaka aydınlatmak zorundayız ve devletin içine çöreklenen o kişileri, devletin içinden çekip çıkarmamız lazım. O zaman biz bu ülkede huzuru sağlarız. Benim bütün hedefim bu güzel ülkede beraberce huzur içinde yaşamak. Eğer bir miras bırakacaksak bu güzel ülkeye o mirasım sevgi olacak ve barış olacak. Sevgi ve barış ile hep birlikte kucaklaşacağız. Bizi kabul ettiği için Rakel hanıma çok teşekkür ederim. Acılarını biliyorum, yaşadığı acıların farkındayım. Az önce de ifade ettim, eğer bir çocuğu karanlık bazı odaklar kurşun sıkar hale getiriyorsa o karanlık odakların mutlaka aydınlığa çıkarılması lazım. Bunun mücadelesini de beraber yapacağız. Bunu gerçekleştirdikten sonra da gelip burada helalleşmeyi sağlayacağız.”
SUİKAST DAVASININ BİR NUMARALI SANIĞI FETULLAH GÜLEN
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de katledilmesi, Türkiye'nin FETÖ Gladyosu eliyle felakete sürüklendiği olaylardan biriydi... Cinayetin Ergenekon tertibine dayanak oluşturmak için FETÖ tarafından işlendiği, FETÖ'ye karşı yürütülen soruşturmalarda kayıtlara geçti. Devletin özellikle 15 Temmuz 2016'dan sonra FETÖ'nün üzerine yürümesiyle, yıllarca sürüncemede bırakılan cinayet davası da aydınlatıldı. Örgütün en kıdemli müdüründen, en basit memuruna, polisinden jandarmasına, gazetecisine suikast planının arkasında yer alan neredeyse bütün isimler hakim karşısına çıkarıldı, hüküm giydi. Hatta dosyanın 1 numaralı sanığı FETÖ elebaşı Fetullah Gülen!
Geçen yıl İstanbul'da görülen duruşmada karar açıklandı. Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu, 13'ü firari 76 sanığın yargılandığı davada FETÖ'cü müdürler ağırlaştırılmış hapis cezalarına çarptırıldı. Kararda “Söz konusu cinayet eyleminin FETÖ/PDY talimatları ve örgütün amaç ve ideallerine uygun olarak mahkememiz dosyasında hüküm kurulan sanıkların iştiraki ile işlendiğine kanaat getirilmiştir.” tespiti yapıldı.
Heyet, FETÖ'nün talimatları ile cinayetin işlenmesine katkıları olduğunu dikkate alarak eski emniyet müdürü sanıklar eski Emniyet İstihbarat Dairesi C Şubesi Başkanı Ali Fuat Yılmazer ve eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek ile dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı hakkında, "Anayasa'yı ihlal" suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.
TETİKÇİ DE FETÖ
Daha önce cinayetten yargılanan sanıklar Ogün Samast, Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender hakkında da FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu.
Fetullah Gülen, Adem Yavuz Arslan, Ekrem Dumanlı, Zekeriya Öz (Ergenekon tertinin FETÖ'cü savcısı) gibi firari olan sanıkların hakkındaki dosyalar, başka bir esasa kaydedildi, haklarındaki yakalama emrinin aynen infazına karar verildi. Kararlar, bugün Yargıtay'da inceleniyor.
İlk günden itibaren olayın peşini bırakmayan Vatan Partisi, 31 Ocak 2007 günü düzenlediği basın toplantısında cinayette ‘F tipi Gladyo'nun rolüne’ dikkat çekti. Aydınlık da suikastın ilk günlerinde kapağından suçluyu açıkladı ve FETÖ'yü işaret etti. “Hrant'ın arkadaşları”nın tüm gizleme çabalarına rağmen Amerika'nın FETÖ Gladyosu bugün hem vicdanlarda hem de yargıda hüküm giydi. Türkiye’de bu tür cinayetlerde ilk kez tetikçinin ötesine geçilerek merkezden isimler yargılanmış oldu.
Şimdi soruyoruz; Suikastın arkasındaki isimlerin açığa çıkarılmadığını söylemek kimi perdenin arkasına atıyor, kimi koruyor?
YILMAZER'İN C5'İ TERTİP YUVASIYDI!
Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in yasadışı olarak kurduğu C5 bürosu da yargı kararlarına geçti. Aydınlık'ın 2014'ten bu yana dikkat çektiği merkez, iç karışıklıktan, suikasta, tertiplere kadar FETÖ'nün birçok operasyonunun merkeziydi. İstihbarat Daire Başkanlığı'ndaki C Şubesindeki C5 adlı gizli büroyu kuran polis şefi Yılmazer... 2006 yılının Haziranında sözde ulusalcılığa karşı kurulan büro, FETÖ'nün hedefindeki isimlere ve örgütlere tertip kurmak için kullanıldı. Sadece komiser ve komiser yardımcılarının görev alabildiği büro 5 yıl boyunca yasa dışı faaliyet yürüttü. Büro 28 Kasım 2012'de İdris Naim Şahin döneminde İçişleri Bakanlığı'nın onayıyla resmiyet kazandı. Ali Fuat Yılmazer, C5 Bürosu'nun 2012'ye kadar yasa dışı çalıştığını 5 Aralık 2014'teki sorgusunda itiraf etti.