Kılıçdaroğlu'na Babacan tepkisi
CHP Ulusal Birlik Hareketi, Babacan’a ekonomi programı hazırlatmanın CHP’nin tarihi misyonuna, kadrolarına hakaret olduğunu bildirdi. CHP’nin çözüm programını kendisinin yazması istendi.
CHP Ulusal Birlik Hareketi adına eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş tarafından yapılan açıklamada, CHP’nin, tüzük, program ve ilkelerini ihlal etmede sınır tanımayan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun AB Büyükelçileri ile yaptığı toplantıda söylediği “Ekonomik programımızı Ali Babacan hazırlıyor” sözleriyle başında olduğu yönetimin varlık nedenini de ortadan kaldırdığını belirtti. Türkiye son 75 yıldır milli-yerli üretimden uzaklaştırılarak varlığını, dış borca bağımlı sürdürmeye mahkum edilen ekonomik sistemin sorunlarını yaşadığını kaydeden Ateş, “Yoktan var edilen Türkiye, 1923-1938 yılları arasında uyguladığı bütünsel politikalarla eğitim, sağlık, savunma, ulaştırma, enerji, sanayileşme, hukuk, kültür, sanat gibi alanlarda köklü devrimler yaptı; büyük sanayi ve finans kurumları oluşturdu. Türkiye, bu 15 yıldaki yüzde 105 büyümeyi CHP’nin politikalarıyla gerçekleştirdi” dedi.
'BABACAN VE DAVUTOĞLU SORUMLU'
Küresel güçlerin 1980’lerde estirdiği “özelleştirme” modasına uyarak bu milletin dişiyle, tırnağıyla yarattığı fabrikaların, kurumların elden çıkarılarak Türkiye’nin, ithalata bağımlı bir ülke haline getirildiğini vurgulayan Ateş şunları söyledi:
“2002’de iktidara gelen Ak Parti, bu politikaları daha da acımasızca uyguladı. Özel sektörümüz dahi sahip olduğu üretim kuruluşlarını yabancılara teslim etmek durumunda kaldı. Türk ekonomisini emperyalizme teslim eden politikaların Ekonomiden sorumlu Bakanı Sayın Ali Babacan ile Dışişleri Bakanı ve Başbakanlarından biri olan Sayın Ahmet Davutoğlu’dur. Sayın Babacan, 8,5 milyar dolarlık kredi uğruna 2003’te ABD Hazine Bakanıyla Dubai’de imzaladığı anlaşmayla, şartlar gerektirdiğinde ulusal güvenliği ve çıkarları için Türkiye’nin Kuzey Irak’a müdahale hakkından vazgeçen sözleşmeyi imzalamıştı. Kılıçdaroğlu’nun da yıllar sonra “ihanet sözleşmesi” (30.07.2010, Haber Türk) diye nitelendirdiği anlaşma, o günkü CHP yönetiminin sert muhalefeti üzerine TBMM’ne getirilemeyerek ortadan kaldırılmıştı.”
Üniversiteden kalma alışkanlığı ile şimdi millet ittifakı liderlerine “vizyon dersi” veren Davutoğlu’nun “yeni Osmanlıcılık” vizyonuyla başımıza açtığı sorunların daha onarılmadığını ifade eden Ateş şu hatırlatmada bulundu:
“ ‘Türkiye’nin gelmiş, geçmiş en çapsız Dışişleri Bakanıdır’ değerlendirmesi Sayın Kılıçdaroğlu’nundur. (Sözcü, 22.06.2013) Başbakanlık ve ana muhalefet liderlikleri hakkındaki değerlendirmeleri de şöyledir: Kılıçdaroğlu bugünkü konuşmasında bana hitaben ‘Bana adam gibi cevap versin Başbakan’ demişti. Şimdi ben O’na diyorum ki, ‘adam olana adam gibi cevap verilir.’ Bu konuşmasından sonra ben O’nu adam sınıfından da saymıyorum; adam müsveddesi demeyi bile kendisine çok görüyorum. (Hürriyet, 06.04.2016)”
'CHP'NİN TARİHİNE HAKARET'
Türkiye’nin sorunlarına bütünsel kamucu politikalar üreterek çözüm bulmanın CHP’nin tarihsel sorumluluğu olduğunu ifade eden Ateş şu görüşleri savundu:
“İktidarda uyguladıkları politikalara ancak bu gün ‘yanlıştı’ diyebilenler, yarının kurtarıcısı olamaz. Parlamenter sisteme son verip Cumhurbaşkanlığı sistemini getirenler, güçlendirilmiş parlamenter sistemi gerçekleştiremez. Demokrasiyi Amerika’ya, ekonomiyi Ali Babacan’a, dışişlerini Davutoğlu’na, içişlerini Akşener’e, inanç ve düşünceyi Karamollaoğlu’na ihale eden anlayış, CHP’nin 100 yılı aşkın tarihine, birikimine, kadrolarına hakarettir. İstikşafi görüşmelerle Türkiye’yi aylarca oylayıp Ak Parti’yi tek başına iktidara getirenler, bugün de, oturma düzeni tartışmalarıyla kamuoyunu meşgul etmektedirler. Emperyalizmin dayattığı ekonomik sisteme, politikalara, ‘kes-yapıştırıcı’ kadrolarına ‘hayır’ demeden, Türkiye’de gerçek bir demokrasi, sanayileşme, kalkınma sağlanamaz. Çözüm, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerinde aranmalıdır.”