Kim olduğunu anladığın an...
Meserret Taşkın'dan mektup var
İnsan kim olduğunu anlamak için yaşar. Farkında olmasak da böyledir. Bazılarımız şanslıdır; kim olduğunu bilerek ölür. Bazılarımız ise, kim olduğunu hiç bilemez. Örneğin Ömer Halisdemir. Ne mutlu O’na! Kim olduğunu bilerek öldü. Fethi Sekin de öyle. Örneğin, Atatürk kim olduğunu çok iyi biliyordu. Madam Curie de öyle.
Bazılarımız kim olduğunu kritik bir anda anlar. O anda nasıl davrandığınız sizin kim olduğunuzu herkese açıklar. Ömer Halisdemir ve Fethi Sekin örnekleri kim olduğumuzun anlaşıldığı “an"ların öyküleridir aslında. Atatürk ve Curie ise bana sorarsanız daha farklı. Onlar dünyaya neden geldiklerini, yaşadıkları hayatın anlamını, kim olduklarını daha önce çözmüş olanlar.
Gaziantepli Karayılan’ın hikayesi de kim olduğunu anladığı “an”a dairdir.
Nazım Hikmet de “Yaşamaya Dair” şiirini kim olduğumuzu anladığımız “an”lara dair yazmıştır. Yaşamayı ciddiye almanın en büyük sebebi budur bana sorarsanız.
Kendimize bir de bu açıdan bakalım mı, ne dersiniz efendim?
Sadık okurunuz
Kırk beşini aşkın
Meserret Taşkın