18 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kim 'şah' çeker kim 'mat' olur? 2: Putin'in 'İkinci Afganistan' oyununa karşı planı

Sovyetler Afganistan’da bataklığa girerken ABD'nin Pakistan ve Çin'le de yakın temasları vardı. Ama şu an Putin'in Ukrayna üzerinden ikinci bir bataklığının olmaması için aldığı bütün karşı önlemler, yani, Pakistan ve Çin'i bu defa ABD'ye karşı kendi yanına alması onun önde olduğunu gösteriyor

Kim 'şah' çeker kim 'mat' olur? 2: Putin'in 'İkinci Afganistan' oyununa karşı planı
Putin, Ukrayna'ya müdahaleyi başlatmadan önce Çin lideri Xi Jinping'le buluştu; “Büyük Avrasya Ortaklığı”nı ilan etti. Müdahale başlayınca da Pakistan lideri İmran Han'la Moskova'da bir araya geldi.
A+ A-
TÜRKAN CAFERZADE

Sovyetler Afganistan’da bataklığa girerken ABD'nin Pakistan ve Çin'le de yakın temasları vardı. Ama şu an Putin'in Ukrayna üzerinden ikinci bir bataklığının olmaması için aldığı bütün karşı önlemler, yani, Pakistan ve Çin'i bu defa ABD'ye karşı kendi yanına alması onun birkaç hamle önde olduğunu gösteriyor

Putin, Sovyetler'in yıkılışından duyduğu utancı ikinci kez ülkesinin yaşamasına izin verir mi? Tüm hamleleri planlamadan ve "şah" çekeceğine emin olmadan "İkinci Afganistan" oyununa girer mi?

Sorunun cevabını bulmak için oyunun gidişlerine ve oynatılan figürlere dikkat edelim.

Bakalım Ukrayna planlandığı gibi Rusya'nın ikinci bir jeopolitik felaketi mi olacak yoksa ABD kendi ayağına mı kurşun sıkıyor?

ABD Rusya'nın ikinci daha derin bataklığını hazırlamak için Ukrayna'ya yabancı silah akışını ve "gönüllüler" adı altında, kimliği belirsiz, 'terörist kılıklı', uzun süredir rahatlıkla Avrupa'da yaşayan karanlık kişilerin transferini temin ediyor.

Aynı zamanda da yıllardır Ukrayna'da neonazi çetelerini fonluyor, turuncu devrimler teşkil ediyor, ülkede kaosu, istikrarsızlığı tetikliyor, Rus karşıtı eylemlere, operasyonlara zemin hazırlıyor ve el altından destekliyor.

Rusya ise süreci yıllardır yakından takip ediyor, hamlelerini planlıyor ve bunun sağladığı özgüvenle taviz vermeden, yaptırımlara boyun eğmeden kararlı duruşuna devam ediyor.

PUTİN'İN HAMLELERİ

Öyle ki, Sovyetler Afganistan’da bataklığa girerken ABD'nin Pakistan ve Çin'le de yakın temasları vardı. Ama şu an Putin'in Ukrayna üzerinden ikinci bir bataklığının olmaması için aldığı bütün karşı önlemler, yani, Pakistan ve Çin'i bu defa ABD'ye karşı kendi yanına alması onun birkaç hamle önde olduğunu gösteriyor.

Mesela, Ukrayna'ya girmeden önce Putin'in Çin ziyareti ve sonrasında açıklanan ortak bildiri metni Putin'in ABD'ye karşı en etkili çıkışıydı. Bildiri çok kutupluluğu desteklediğini ve ABD merkezli renkli devrimlere karşı ortak mücadele vurgusunu içeriyor.

İkinci sağlam karşı hamleyi Putin, Pakistan Başbakanı İmran Han'ı sürpriz bir şekilde Moskova'ya davet ederek attı. Geçmişte ise Pakistan'da eğitilen mücahitlerin isyanları ve direnişi Sovyetler için beklenmedik bir sürprizdi. İroniye bakar mısınız?

İmran Han Keşmir konusunda Batı'nın çifte standardını hatırlatarak Rusya'ya karşı tavır alması yönündeki baskıyı ‘Batı'nın kölesi değiliz’ yanıtıyla karşılamıştı. Bu aslında geçmişe yönelik bir gönderme idi. Yani, "İkinci Afganistan" oyununda bu sefer ABD'nin Rusya'ya karşı piyonu rolünü ifa etmeyeceğini ABD'nin yüzüne çarpmıştı.

Dahası, Rusya'nın kolay bir şekilde Ukrayna'nın tamamını almak gücü olsa da yavaş ilerlemesi bazılarını yanılttı. Talimatı alan Batı medyası bunu Rusya'nın gücünün yetersiz olduğu şeklinde lanse etti dünya kamuoyuna.

Peki gerçekte olan ne?

Gerçekte olan şu. ABD Putin'in Ukrayna'yı tam şekilde işgal etmeye başlamasını ve böylece hesaplanan "tarihi bir hatayı" yapmasını bekliyor. Böylece süreci büyüterek ve derinleştirerek hem Moskova için savaş maliyetini artıracak ve böylece devlet hazinesini küçültecek, hem de Rusya'nın içten parçalanarak sonunun gelmesini hızlandırabilecek.

Bu parçalanmayı da ABD muhtemelen Sibirya üzerinden başlatmayı planlıyor. Çünkü ABD planlarında uzun süredir Uzak Doğu eyaletlerinin kendilerine ait ayrı bir “Sibirya-Uzak Doğu Cumhuriyeti” kurma arzularının olabileceği yer alıyor.

Diğer taraftan, SSCB döneminde ABD nasıl ki, bütün düşmanlarını komünist ilan ederek, 'komünizm tehdidi' algısı yaratarak 'hızlı saldırı', 'sindirme' stratejisi ile kendi nüfuz alanını genişletmişse, şimdi de aynı psikolojik yöntemlerle 'Rus tehdidi', "Rusya işgal edecek" algısı yaratmakla, çökmekte olan kendi dünya saltanatının etki ve dikta alanını genişletmeye bahane ve haklılık payı yaratmış olacak.

Özellikle de bunu Avrupa üzerinde egemenliğini kaybetmemek için istiyor.

Kim 'şah' çeker kim 'mat' olur? 2: Putin'in 'İkinci Afganistan' oyununa karşı planı - Resim : 1
ABD Başkanı Biden, NATO Liderler Zirvesi sornası Polonya'daki Ukrayna sınırındaki ABD askerlerinin yanına gitti. ABD kışkırtmalarını sürdürürse, Rusya için Sovyetler'e yaşatılan Polonya krizini tekrar yaşatabilir.

ABD İÇİN UKRAYNA CEPHESİ DÜŞERSE

NATO ve ABD için Ukrayna cephesini kazanmak küresel tek dünya hakimiyeti için gerekli. O yüzden Ukrayna'nın direnmesini istiyor, kendisi Rusya ile direkt karşı karşıya savaşmayı hiç bir zaman göze alamaz. Nükleer güç üstünlüğünün karşı tarafta olduğunu çok iyi biliyor çünkü.

Ukrayna'ya NATO hukuki olarak da doğrudan müdahale edemez. Çünkü NATO Antlaşması'nın beşinci maddesinde geçen savunma ilkesi sadece üye devletler için geçerli.

Peki ya durumlar Ukrayna'da kontrolden çıkarak ABD için çok tehlikeli olmaya başlarsa?

Bakalım böyle durumda ABD adına elimizde ne var?

Elimizde Polonya ve Romanya var.

İkisi de Ukrayna'ya en yakın NATO üyesi ülkeler. Ve her ikisinin de kendi topraklarında konuşlanmış ABD askerleri var.

Çok kritik bir durumda ABD olayları tırmandırarak Polonya üzerinden Rusya'ya karşı yeni cephe açmayı düşünebilir. Polonya, ABD'nin Ukrayna'da NATO adına korumacılığını en fazla üstlenen ve Ukrayna'ya en fazla savaş malzemesi göndereceğini açıklayan ülke.

Peki Polonya üzerine nasıl kışkırtılabilir Rusya?

Yine cevabı geçmiş tarihte arayalım.

1970'lerin ikinci yarısında Başkan Carter Sovyetler Birliği aleyhinde planlı bir şekilde 'insan hakları' kampanyasını başlatmıştı.

Nerede başlatmıştı?

Tabii ki, ilk önce Doğu Avrupa’da, sonra ise Sovyetler Birliği'nin kendi içinde.

Peki nasıl?

ABD önce birkaç kişiyi, daha sonra da büyük grupları "insan hakları" adı altında komünist rejime karşı çıkmaya teşvik ederek Sovyetler'e karşı güçlü bir kuşatma ağını kurmuştu.

"İnsan hakları" mücadelesi tahmin ettiğiniz gibi özellikle Polonya'da, yani şu an ABD'nin Doğu Avrupa'daki en önemli uydusu olan ülkede alevlenmişti.1970'lerin sonlarına gelindiğinde bu alevlenme artık komünist rejimi tehdit etmeye başlamıştı.

Neticede Polonya krizi de Afganistan krizi gibi on yıl boyunca derinleştirilerek sadece Polonya komünist rejiminine aşamalı olarak darbe indirmedi, yavaş yavaş buradan diğer Doğu Avrupa devletleri de nasibini aldı.

Böylelikle, ABD'nin maskeli "insan hakları", "demokrasi" palavraları Sovyet siyasi ve sosyoekonomik sisteminin krizini derinleştirmişti.

Şimdi ABD o dönemde SSCB'nin nüfuz alanının büyük olduğu rejimleri devirmek planında nasıl bir politika izlemişse, şimdi de Putin Rusya'sına karşı büyük bir "prestij darbesi" indirmek için Rusya'nın gücünün etkin olduğu ve olabileceği ülkelerde hızlandırılmış "itibar zedeleme" politikasına devam etmektedir.

O halde bütün sahte medya kuruluşları aracılığıyla Rusya'yı işgalci, sivilleri öldüren, insanlık suçu işleyen, yasak silahlar kullanan bir ülke gibi takdim etmek amacı aslında planlanan hedef ülkelerdeki Rusya karşıtı "insan hakları" gösterilerinin hukuki zemini için olabilir mi acaba?

Aynı Polonya krizinin Ukrayna'dan sonra veya kuvvetle muhtemel Ukrayna krizine paralel olarak çıkartılacağı kanaatindeyim. O zaman NATO'nun ortak savunma ilkesi olan 5. maddesi de rahatlıkla devreye girebilir ve Rusya için Sovyetler'e yaşatılan Polonya krizi tekrar yaşatılabilir.

Çünkü, ABD her zaman kazandığı başarılı stratejileri tekrar uygulamayı seviyor. Yani ABD Ukrayna krizinin erken sonlandırılmasından yana değil, aksine krizi daha da derinleştirerek kısa vadede başta Polonya olmakla, diğer doğu Avrupa ülkelerine ve uzun vadede ise başta İsveç olmakla Kuzey Avrupa'ya ve Baltık ülkelerine de yayacaktır.

Zaten NATO Generali Vollmer 2020'de Polonya'dan sonra İsveç'i ziyaret etmiş ve daha sonra da NATO Genel Sekreteri Stoltenberg 2022'nin 24 Ocak ayındaki basın toplantısı zamanı üç Baltık ülkesine ve Polonya'ya NATO savaş grupları yerleştirdiklerini açıkça belirtmişti.

Öyle anlaşılıyor ki, Polonya ve Baltık ülkelerinde planlanan bir olası savaş durumu var ki, oralara savaş grupları yerleştirmek ihtiyacı duyulmuş. Savaşın boyutu benim tahminim Ukrayna ile sınırlı kalmayacak ve Rusya için farklı cephelerde savaş senaryoları da görmüş olacağız.

O halde özellikle Polonya'ya ve Baltık ülkelerine dikkat edelim!

Polonya'dan alevlendirilen yangın diğer post-Sovyet ülkelerine de sıçrayabilir. Bu durumda da Azerbaycan özellikle nasibini alır. Çünkü karıştırılan Azerbaycan jeostratejik olarak sadece Rusya'yı değil, İran'ı da hedef haline getirir. Malum, Rusya kadar İran da yıllardır ABD'nin kritik bir hedefi.

O halde Azerbaycan'a da dikkat edelim!

ABD son savaşını verdiğinin bilinci ile hareket ediyor ve yenilgiyi kolaylıkla kabul etmek istemediği için Avrasya'da çeşitli savaşlar çıkartmak, destabilizasyon politikası hayata geçirerek siyasi, askeri ve ekonomik avantajlar elde etmenin peşinde. Avrupa'yı da 'Rus tehdidi' bahanesi ile kendi elinin altına toplayarak arkasına almaya ve Rusya aleyhine daha sert duruş ve tutum takınmaları yönünde ikna etmeye çalışıyor.

Böylece Washington yönetimi Putin Rusya'sını giderek büyüyen bir karşı kuşatma jeopolitik tehdidiyle karşı karşıya koymak için bütün gücüyle saldıracaktır. Çünkü bu bir Atlantik cephesinin Avrasya cephesine karşı son küresel hakimiyet savaşı mahiyetindedir.

O yüzden Rusya'yı yıpratacak yaptırımların boyutu kriz derinleştikçe artacaktır.

YARIN DEVAM EDECEK

Afganistan Pakistan Çin ABD Putin Ukrayna sovyetler birliği