Kimi destekledi kimi ateş püskürdü...Öcalan'ın çağrısına hangi siyasetçi ne dedi?
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 'silah bırakma çağrısına' ilişkin siyasilerden peş peşe açıklamalar geldi. Peki Öcalan'ın çağrısına hangi siyasetçi ne dedi? İşte Öcalan'ın çağrısının ardından yapılan değerlendirmeler...


DEM Parti İmralı heyeti, dün İmralı Adası'nda PKK lideri Abdullah Öcalan ile 3’üncü görüşmeyi gerçekleştirdi. Yaklaşık 4 saat süren görüşmenin ardından İmralı heyeti, Taksim Elit World Otel’de basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Öcalan'ın çağrısı okundu.
“Bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum” diyen Öcalan, “PKK ömrünü tamamladı” dedi, “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” çağrısında bulundu.
Öcalan'ın çağrısının ardından siyasetçilerden peş peşe açıklamalar geldi. Kimi siyasetçi Öcalan'ın açıklamasına tepki gösterirken kimisi de desteklediğini açıkladı.
Siyasilerin, Öcalan'ın çağrısının ardından yaptığı değerlendirmeler şöyle:
'TÜRK ORDUSU PKK'YI BİTİRDİ, ÖCALAN BU GERÇEĞİ KABUL ETTİ'
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek: Öcalan bağımsız Kürt devleti, federasyon, özerklik, kültürel özerklik gibi çözümlerin tarihsel temeli olmadığını belirtti. Yine Öcalan, PKK Kongresi'ne çağrıda bulunarak devletle ve toplumla bütünleşmek için PKK'yı dağıtma ve silahları bırakma konusunda bütün gruplara seslendi. Yani Suriye'nin kuzeyindeki, Irak'ın kuzeyindeki ve İran'daki PKK gruplarına da çağrıda bulundu.

Öcalan'ın PKK'yı feshetme ve silahsızlandırma çağrısı ABD-İsrail planlarına darbe indiriyor. Çünkü ABD ve İsrail, İkinci İsrail planını silahlı bir PKK ile başarabilir. PKK olmazsa ve silahsız kalırsa ABD kara gücünden yoksun kalır. Devlet Bahçeli'nin başlattığı yeni açılım süreci, Vatan Partisi'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve belli ölçülerde Tayyip Erdoğan yönetiminin müdahaleleri sonucu ABD ve İsrail planlarını etkisizleştiren bir yönde ilerledi. Türk Devleti içindeki millî unsurlar Atlantik yandaşlarına ağır bastı ve bugünkü sonuca ulaştı. PKK ve DEM Partisi bu sürecin Devlet Bahçeli önderliğinde ilerlemesini istediğini defalarca açıkladı. Ama onların istediği olmadı.
Türk Silahlı Kuvvetleri PKK'yı ezmeye devam etti, kayyımlar atandı, Vatan Partisi ABD ve İsrail planlarını her aşamada sergiledi. Şimdi Vatan Partisi PKK'nın her coğrafyada dağıtılması ve silahları bırakması için yürütülecek mücadele cephelerinde aktif olarak çaba gösterecektir.
'NİHAİ HEDEFİMİZ TERÖRÜN OLMADIĞI TÜRKİYE'
AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala: Çağrının özü silahların bırakılması ve terör örgütünün kendini feshetmesidir. Biz de sonuca bakarız. Tabii bu sonuç gerçekleşecek mi, buna bakacağız Türkiye olarak. Tabii Sayın Cumhurbaşkanımızın başından beri, yani ilk hükümeti kurduğu andan itibaren Türkiye'de terörle mücadelede nasıl bir politika izlediği bütün dünya tarafından biliniyor. Yani o zamandan beri kararlı bir şekilde terörü Türkiye'nin gündeminden çıkarma konusunda yapılması gerekenleri yaptı, atılması gerekenleri attı. AK Parti, bütün bu süreçlerde gerçekten ciddi inisiyatifler aldı.
Sayın Cumhurbaşkanımızın başından beri gösterdiği sağlam dirayetli irade ve Sayın Devlet Bahçeli'nin açıklamaları, 'Terörsüz bir Türkiye hedefini' milletimizin önüne koydu. Yani nihai hedefimiz terörün olmadığı bir Türkiye'dir.

Bu aşamada çağrının yapılmış olması da sürecin işlemesi bakımından, yani bugüne kadar yapılanların sonuca ulaşması bakımından önemli bir aşamadır. Ama ne kadar anlamlı olacak, ne kadar belirleyici olacak bu sonuca göre değerlendirilecektir.
Terörle herhangi bir hedefe, bir yere varılamayacağı herkes tarafından anlaşılmıştır. Bu da ortaya çıkıyor. Tüm bu gelişmeler dikkate alındığında ortaya çıkan bu durumun terör örgütü tarafından iyi değerlendirilip, artık kendilerini feshedecek bir karar almaları, kendilerini feshetmeleri ve silahları gömmeleri beklenir. Bunu yaparsalar Türkiye'ye maliyet ödettirmekten, pranga olmaktan çıkmış olacaklardır. Yoksa Türkiye zaten terörle mücadelede bir aksama, duraksama göstermiyor, onu kararlılıkla devam ettiriyor.
TBMM VE HUKUK DEVLETİ ŞARTI
CHP Genel Başkanı Özgür Özel: Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ülkemizin tüm sorunlarının demokratik yollardan çözümü konusunda tarihsel tutarlılığımızı sürdürüyoruz. Aynı şekilde, terörün ve şiddetin her türlüsüne her zaman karşı olduk, bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz. Kürt meselesinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, toplumun tüm kesimlerini kapsayarak, şeffaflıkla ele alınması ve çözülmesi yönündeki tavrımızı koruyoruz.
Demokrasi, hukuk devleti ve toplumsal barış için tüm toplumun görüşlerinin, şehit ailelerinin, gazilerimizin ve bütün mağdurların rızalarının öncelendiği çözüm için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Bugüne kadar yaptığımız katkıları, bundan sonra da esirgemeyeceğiz. Terör örgütünün silah bırakması ve kendini feshetmesi çağrısı önemlidir. Bu çağrının gereklerinin, muhatapları tarafından yapılmasını ve onbinlerce cana mal olan, ağır ekonomik ve toplumsal tahribat yaratan terörün ilelebet sonlanmasını temenni ediyoruz.

Hiç şüphesiz meseleler, temennilerle değil, güven ortamı tesis edilerek ve icraatlarla çözülür. Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümü ancak iç barışın sağlanmasıyla mümkündür. İç barış ise, otoriter bir sistemde değil, demokratik düzende, hukuk devleti ilkelerine uymakla, adalet ve eşitlikle sağlanır. Demokratikleşme için gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması kadar, mevcut kanunların uygulanmasındaki hukuk dışı yaklaşımların terk edilmesi ve anayasa ihlallerine son verilmesi elzemdir.
Cumhuriyet Halk Partisi, toplumun barış ve demokrasi taleplerinin hiçbir makam, mevki ve aktör tarafından kendi siyasi hedefleri doğrultusunda istismar edilmesine izin vermeyecektir. Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi doğrultusunda, her zaman barış ve demokrasi çabalarının yanında; savaşın, terörün, çatışmanın ve otokrasinin karşısındayız.
'TERÖR DEVLETLEŞECEKTİR'
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu: "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak endişeyle şüpheyle ama en çok da öfkeyle 50 bin insanımızın katili müebbet hükümlüsü cani başının mektubunu bekleyecek kadar şirazeden çıkmış bir iktidarın organize bir delirmişliğin tasallutu altındayız. Tarihe not düşmek isterim ki; bu süreç kirli bir pazarlığın, bir o kadar kirli ürünüdür. Türkiye, tek adamın makam ve ünvan hırsıyla, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir istibdat çukuruna yuvarlanmak üzeredir.
Türk devleti uzun süredir bir iddianın arkasındadır. Buna göre; Suriye’nin kuzeyinde yapılanan PYD/YPG terör örgütü, aslında PKK’nın ta kendisidir. Nitekim bu ülkeyi yönettiğini iddia edenler, ABD ve Avrupa Birliği’ne seslenerek; 'PYD/YPG, PKK’nın kendisidir. PKK’ya terör örgütü deyip, YPG’ye destek oluyorsunuz. İkisi de aynı örgüttür' demiştir. Bu gerçekten hareketle; bugün sergilenen kirli oyunda, hükümlü teröriste yaptırılan çağrı, yalnızca, PKK’ya, yazıhanesini Irak’ın kuzeyinden, Suriye’nin kuzeyine taşıması çağrısıdır.

Bebek katilinden, barış güvercini yaratmaya cüret eden bu iktidar, PKK’yı lağvetme kılıfıyla, aslında Cumhur İttifakı devletine katmaktadır. Ezcümle, hangi isim ve gerekçeyle yapılırsa yapılsın, bu süreç, millet tanımıyla oynayarak, ömür boyu başkanlık pazarlığıdır. Ve başka bir amaca da matuf değildir. Emin olun iktidardakilerin de bunu elde etmek için Söylemeyecekleri yalan, veremeyecekleri iç ve dış taviz bulunmamaktadır. 'Terörsüz Türkiye' diye çıkılan yolun sonunda, terör devletleşecektir. PKK ismi lağvedilip, PYD/YPG terör devleti kurulacaktır.
'BU SÜRECİ BALTALAYACAĞIZ'
Zafer Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu: Biz İmralı demiyoruz. Eli kanlı bebek katili terörist ile yapılan görüşmeyi İmralı diyerek kamufle edemeyiz. Biz teröriste terörist deriz, sayın ya da beyefendi bizim lugatımızda yoktur.

Terör örgütü silah bırakacaksa, cumhuriyet savcılarımıza teslim olurlar, suç kaydı için silahları incelemeye alınır ve haklarında gerekli soruşturma/kovuşturma tesis edilir. Türk devletinin hukuk içindeki çalışma yöntemi budur. Başka türlüsü, bakın açıkça ifade ediyoruz, milletimiz yeni bir Habur rezaleti yaşamak istemiyor. Biz Zafer Partisi olarak, genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ Silivri cezaevinde, bizler burada ve vatan her köşesinde 'Cumhuriyetimizi savunmaya' devam edeceğiz ve bu yıkıcı süreci baltalayacağız. Ne mutlu Türküm diyene.
'SORUN PYD'NİN LAĞVEDİLMESİDİR'

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu: Devletimize vakar, milletimize sabır, siyasetimize istikamet diliyoruz. Bugün içine düşürülmüş olduğumuz acziyet sınırında, PKK elebaşının açıklayacaklarının değil, hükûmetin açıklayamayacaklarının; devletimize, milletimize, tarihimize yük olacağını düşünüyoruz. Karşı karşıya olduğumuz ve çözmek zorunda olduğumuz sorun; PKK’nın değil, PYD’nin lağvedilmesidir. Hükûmet; iradesini, bütün gücünü ve konsantrasyonunu, kabiliyetini PYD’nin lağvedilmesi üzerine teksif etmelidir. Devlet, millet varlığımıza artık PKK değil, PYD tehdittir ve imha edilmelidir. Süreci hassasiyetle takip ediyoruz.
'MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUM'

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: Bugün akşam saatlerinde DEM Parti İmralı heyeti tarafından yapılan açıklamayı memnuniyetle karşılıyorum. Terör örgütü PKK’nın silah bırakarak, varlığını fesh etmesi tarihi bir gelişme olacaktır. Şimdi bu çağrının gereğinin yapılmasını, herhangi bir tereddüte yol açmayacak şekilde silahların bırakılmasını ve örgütün kendisini fesh etmesini bekliyoruz. Defalarca kez ifade ettiğimiz gibi, konu ne olursa olsun, Türkiye meselelerini demokratik siyasi zeminde konuşarak çözme kabiliyetine ve olgunluğuna sahip olmalıdır. Türkiye’de demokratik standartların yükselmesi ve insan haklarına dayalı bir hukuk devleti hedefine daha hızlı yürünmesi için atılacak adımlara yapıcı bir perspektifle katkıda bulunmaya hazır olacağız.
'OLUMLUDUR'

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu: Uluslararası sistemin sarsıldığı, bölgemizin bir ateş çemberinin içinde bulunduğu şartlarda ülkemizin kendi iç bünyesini tahkim etmesi ve terörden tümüyle arındırılması yönünde yapılan her çağrı ve atılan her adım olumludur. Bu çağrının hayata geçirilmesi için geçmiş tecrübelerden dersler çıkarılarak netice odaklı somut bir yol haritası ortaya konmalıdır. Bu süreç milli iradenin nihai tecelligahı olan TBMM zemininde bütün siyasi partilerin ve toplumsal kesimlerin çoğulcu katkısıyla yürütülmelidir.
'SİYASETE OLUMLU YANSIMALARI OLUR'

Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Bülent Kaya: Artık silahın, şiddetin, terörün olmadığı bir ortamda demokrasi mücadelesi acısından biraz daha rahat, insanların kendini ifade edebilmesi, bir ötekileştirme aracı olarak kullanılmaması açısından siyasete olumlu yansımaları olur, sivil siyaset alanını genişletir