Kiracılar dikkat! Tahliye davasında önemli noktalar
Kira artışına kısıtlama ve 11 yıl boyunca kiracıya oturma hakkı, gereksinim nedeniyle tahliye davalarında da belirgin bir artışa neden oldu. Tahliye davalarına ilişkin süreci Prof. Dr. Erol Ulusoy değerlendirdi.
Tahliye davalarına ilişkin kritik noktaları değerlendiren Prof. Dr. Erol Ulusoy, Milliyet Gazetesi'ndeki köşe yazısında şunları ifade etti:
"GEREKSİNİMİ KANITLAMASI GEREKECEK"
Kira artışına getirilen yüzde 25 sınırlaması ve 11 yıl boyunca kiracıya oturma hakkı nedeniyle; gereksinim amacıyla tahliye davalarında belirgin bir artış olduğunu dün yazmıştık. Konuya bugün devam ediyoruz... Gereksinim dolayısıyla tahliye davaları bilindiği gibi çok uzun sürmektedir.
Ne kadar uzun sürerse sürsün, konuta duyulan gereksinimin dava süresince de devam etmesi gerekmektedir. Bu anlamda, babasının kiralık konutuna gereksinim duyan çocuğun durumunun dava sonuçlanıncaya, karar verilinceye kadar devam etmesi de zorunludur. Çocuk davanın uzun sürmesine dayanamayıp, kredi ile bir konut satın alırsa ve o konuta taşınırsa, artık babanın, oğlunun neden kredi ile satın aldığı konutta değil de kendisine ait kiralık konutta oturma gereksinimi olduğunu kanıtlaması gerekecektir.
"YENİ BİR TAHLİYE DAVASI AÇMAK ZORUNDA"
Bunun gibi, kişi kendi gereksinimi dolayısıyla tahliye davası açtıktan sonra, yargılamanın bir yerinde konutunu satarsa, artık gereksinim nedeniyle tahliye davasına devam edilemez. Hatta yeni malik de bu davaya davacı olarak katılıp devam edemez. Yeni malik kendisi kendi gereksinimi için TBK md 351 gereği yeni bir tahliye savası açmak zorundadır.
Kısaca yinelemek gerekirse, gereksinim dolayısıyla tahliye davalarında başlangıçta var olan samimi ve gerçek konut ihtiyacı davanın her safhasında, yargılama bitinceye kadar aynen gerçek ve samimi olarak devam etmelidir. Dava karar bağlanmadan konut gereksinimi sona erer veya zorunlu olmaktan çıkarsa, mahkeme kiracının tahliyesini reddedecektir.
Örneğin kiraya veren tahliye davası açtıktan sonra başka bir yere tayin olursa, evlendiği için veya bağımsız yaşamak istediği için konut ihtiyacı olan evlat, ihtiyacını karşılayacak düzeyde bir konut satın almışsa, konut ihtiyacı zorunlu hale gelmekten çıkmış olabilir. Bununla birlikte evli kişinin boşanması konut ihtiyacını zorunlu olmaktan çıkarmaz, ama konutun büyüklüğüne göre ihtiyacın samimiyeti değerlendirilebilir.