Kırım Kongo yerli aşı çalışması ilan edildi
Ankara Üniversitesi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına karşı çalışması devam eden yerli ve milli aşının ilk bilimsel değerlendirme toplantısını yaptı.
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı Prof. Dr. Aykut Özkul öncülüğünde Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının (TÜSEB) desteğiyle yerli aşı geliştirme çalışmalarına başlandığını bildirdi.
Aşı Ar-Ge projesinin süresi 24 ay olarak belirlendi. Çalışmayla adenovirüs vektörlü bir aşı prototipi geliştirilmesi hedefleniyor. Çalışmaya Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özkul öncülük ediyor, TÜSEB 10 milyon liralık bilimsel ve mali destek sağladı.
KKKA hastalığına karşı dünyada henüz bir aşı veya kesin tedavi bilinmiyor.
KKKA aşısının geliştirilmesine yönelik projeye ilişkin, önceki gün Rektörlük binasında değerlendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Prof. Dr. Aykut Özkul, Türkiye'nin ilk yerli ve milli Kovid-19 aşısını destekleyen ve koordine eden TÜSEB'in üst düzey yetkilileri ile Ankara Üniversitesi rektör yardımcıları katıldı.
‘ÇEVRESEL ÖNLEM ÇÖZMEDİ’
Prof. Dr. Ünüvar, toplantıda yaptığı konuşmada, keneden bulaşan KKKA hastalığının, Türkiye'de özellikle yaz aylarında belli bölgelerde ciddi bir sağlık problemine dönüştüğüne dikkat çekti. KKKA hastalığının birtakım çevresel koşulların düzeltilmesiyle önlenmesi mümkün olan bir hastalık olduğunu ifade eden Ünüvar, şöyle sürdürdü: "Ona rağmen ne kadar çevresel tedbir alsanız da bir müddet sonra karşınıza hastalık olarak çıkabiliyor. Aşı ile korunabilir hastalıklarda aşının geliştirilmesi son derece önemli. Bunu Kovid-19 pandemisinde çok konuştuk, tartıştık. KKKA ile ilgili de böyle bir etkili tedavi yönteminin ya da önlenmesi adına aşının geliştirilmesi için TÜSEB’in açtığı bir çağrı söz konusuydu. Türkiye’de Prof. Dr. Aykut Özkul, Kovid-19 virüsüne karşı çalışmalar yaptı. KKKA ile ilgili de çok yoğun ve akademik araştırma geliştirme çalışma içerisinde. Aşı ile ilgili gerçekten çok yoğun bir çalışma olduğunu ifade etmek isterim. Yerli aşı üretimi ile ilgili de Aykut hocamız çalışmayı yapıyor. " dedi.
Ünüvar, Kovid-19 aşısını geliştiren Erciyes Üniversitesinden Prof. Dr. Aykut Özdarendeli'nin de ayrıca KKKA aşısıyla ilgili çalıştığını, bu şekilde iki çalışmanın ilerlediğini dile getirdi.
‘YENİ NESİL TEKNOLOJİYLE’
Prof. Dr. Aykut Özkul, toplantıda yerli KKKA aşısı geliştirme çalışmalarına ilişkin sunum yaptı. KKKA hastalığına karşı, geleneksel aşı üretim teknolojilerinin uygulanamadığını ve bu nedenle yeni nesil aşı ürünlerinin geliştirilmesi çalışmalarına başladıklarını anlatan Özkul, "KKKA, Türkiye'de yaklaşık yüzde 5 mortalite ile seyrediyor. İki yıllık dönemde biraz Kovid-19'un gölgesinde kaldı ama 2002'den beri hastalıkla mücadele ediyoruz. En üst düzeyde vaka sayılarına, geçtiğimiz iki yıl içinde ulaşıldı. Ülkemizde hastalık yaklaşık bin 400 vakayla seyretti ve bu vakaların yüzde 5'ini maalesef kaybettik." diye konuştu.
Hastalığın dünyada yoğun görüldüğü bölgelerde yaklaşık 3 milyar insanı risk altında bıraktığını vurgulayan Özkul, dünyada yıllık 10-15 bin vaka ve yaklaşık 500 yaşam kaybının öngörüldüğünü aktardı.
‘ADENOVİRÜS VEKTÖRLÜ AŞI ‘PROTOTİPİ GELİŞTİRİLECEK’
Prof. Dr. Özkul, KKKA hastalığının DSÖ'nün koruyucu, tedavi edici ürünlerin geliştirilmesine ihtiyaç duyulan önemli enfeksiyonlar listesinde yer aldığını belirterek, bu virüsle ilgili ilk çalışmalara 15 yıl önce başladığını dile getirdi. KKKA'ya karşı yeni nesil aşı alternatiflerinin geliştirilmesine yönelik bilimsel çalışmaların daha önce yayımlandığını ve söz konusu sonuçların bu çalışmanın temelini oluşturduğunu hatırlatan Özkul, şunları kaydetti:
"Yerli KKKA aşısı geliştirilmesine yönelik Ar-Ge projemizin süresi 24 ay olarak belirlendi. Proje kapsamında Ankara Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi olarak işbirliği halindeyiz. Aşının geliştirilmesi, bir takım hayvan deneylerinin yapılması ve immünolojik özelliklerinin tüm detaylarıyla farklı hayvan türlerinde değerlendirilmesi noktasında ekibimiz görev alacak.
“Çalışmaların tehlikeli virüsle ilgili tüm basamakları biyogüvenlik laboratuvarlarında gerçekleştirilecek. Çalışmayla adenovirüs vektörlü bir aşı prototipi geliştirilmesi hedefleniyor."
‘KLİNİK ÖNCESİ 18 AYDA BİTECEK’
Aşı çalışmalarının uzun ve kapsamlı süreçler olduğunu vurgulayan Özkul, şu bilgiyi verdi: "Amacımız daha önce geliştirdiğimiz aşılardan doğacak yeni bir aşının özellikle GLP (İyi Laboratuvar Koşulları) şartlarında üretimini yapmak ve bunun klinik çalışmalar için uygun olup olmadığını sorgulamak. Ardından da ciddi klinik süreçlerin başlaması söz konusu."
Basın mensuplarının faz çalışmalarıyla ilgili sorusu üzerine Özkul, "Eğer süreç planlandığı düzende gider ve herhangi bir ciddi aksaklık olmazsa GLP şartlarında üretilmiş virüsle ilgili klinik öncesi süreci, maksimum 18 ay içinde bitirmeyi öngörüyoruz." dedi. Özkul, daha sonraki, bilimsel kurulların değerlendirmesiyle başlayacak klinik çalışmaların ise apayrı bir süreç olduğunu anlattı.
SAVUNMA SANAYİSİ GİBİ YAPACAĞIZ
Prof. Dr. Necdet Ünüvar, devletin, aşıyla önlenebilir hastalıklara karşı yürütülen bilimsel çalışmalara verdiği desteğe dikkat çekti, “Yerli sanayi geliştirme adına da atılacak adımlarda devletimizin desteğini gösterdiği için özellikle teşekkür ediyorum” dedi. Ünüvar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün yerli KKKA aşısı geliştirilmesine ilişkin bir başarı hikâyesinin inşallah ilk satırlarını kuvvetli bir şekilde yazdığımız projenin tanıtım toplantısındayız. TÜSEB'e bu çerçevede gönülden teşekkür ediyorum.
“Savunma sanayindeki başarı hikayelerini hep gururla konuşuyoruz. Sağlık teknolojilerinin geliştirilmesinde de devletimizin büyük desteği var. Aykut hocamızın bu çalışması inanıyorum ki başarıya ulaşacak. Ülkemizin mayıs ayından sonbaharın sonuna kadar gündeminde olan önemli bir hastalığı inşallah gündemden çıkartacak bu çalışmanın gururunu hep birlikte yaşayacağız. Bu çalışmanın parçası olmaktan çok büyük gurur duyuyoruz."
BÖLGE ÜLKELERİNE DE ÇARE OLACAK
Prof. Dr. Ateş Kara, KKKA’nın yayıldığı bölgede bilimsel kapasite açısından yetkin ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çekti. Kara, şöyle konuştu: “Uzak Çin Denizi'nden başlayarak gelen bu coğrafyada Hindistan, Pakistan, İran, Güney Azerbaycan ile beraber devam ettiğinde ülkemize ve son olarak da Balkanlara doğru yayılmakta olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden, özellikle yetişkinlerde yüksek hareketlilikle seyredebilen hastalıktan bahsediyoruz. Bu bölgeye baktığımızda da hem ihtiyacı hem de bilimsel kapasitesi yetkin olan ülkelerden önde geleni belki de Türkiye. Ama bu bilgi yetkinliğini biraz uygulamaya ve hayata geçirmek lazım.”
Yerli aşı geliştirme çalışmalarının uzun yıllar sonra TURKOVAC aşısıyla başladığını anımsatan Kara, bu tip çalışmaların devamı açısından akademik dünyayla işbirliğinin, takım çalışmasının önemine dikkat çekti. TÜSEB'in yerli KKKA aşısı için hem klinik öncesi hem de klinik çalışmalar aşamasında devamlı bilimsel destek sağlayacağını belirten Kara, Sağlık Bakanlığının kararlı tutumuna ve desteğine, bilim camiasının istekliliğine vurgu yaptı “Bunların başarıya ulaşması için mutlaka takım çalışması gerek” dedi. Kara, aşı geliştirmeye yönelik çalışmalar olduğunu belirtti ve şöyle konuştu: “Bunların gerçek anlamda üretime dönüp kullanıma girebilmesi için beraberliklere ihtiyaç var. Biz başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz."