23 Ekim 2024 Çarşamba
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kırk katır mı kırk satır mı?

İsveç halkı 11 Eylül günü seçim sandıklarına gidecek ve önümüzdeki 4 yıl için ülkeyi yönetmesini istediği partiye oy verecek. Ayrıca 20 bölge ve 290 belediyede de söz sahibi olacak partileri seçecek

Kırk katır mı kırk satır mı?
A+ A-
TÜLİN UYGUR / STOCKHOLM

İsveç’in NATO’ya başvurusuyla birlikte başlayan süreci ve Türkiye’nin İsveç’e karşı “teröristlere yataklık ettiği” gerekçesiyle aldığı tavır sonrası gelişen “Türkiye” karşıtlığını yazmıştık.[1]

İsveç’te yükselen ırkçılığa dikkat çekerek ırkçılıktan hüküm giyen bir parti liderinin “Kuran yakma” provokasyonu sonucu göçmen yoğun bölgelerde yapılan eylemlerin, hükümet ve muhalefet politikacıları tarafından “göçmen ve Müslüman” karşıtı popülist bir söyleme dönüştürüldüğünü de yazmıştık.[2]

Seçimlere bir ay kala İsveç’teki tartışmalara “NATO -Türkiye karşıtlığı”, “Göçmen-Müslüman” karşıtlığı yanı sıra “entegrasyon başarısızlığı” damgasını vurmuş durumda.  Hükümetin göçmen yoğun bölgelere yönelik “paralel yapılarla mücadele edeceğiz”, “her bir taşı ters çevireceğiz” söylemi adeta İsveç’in entegrasyon politikasındaki başarısızlığının itirafı.

Hem iktidarı hem de muhalefeti parmağına dolayarak toplumu zehirleyen parti ise geçen seçimlerden üçüncü parti olarak çıkan ve bugün “Göçmen-Müslüman” karşıtlığının bayraktarlığını yapan İsveç Demokratları (SD). Sözde milli bir duruş iddiasındaki bu parti esas olarak İsveç’e göçün durdurulmasını, suç işleyen göçmenlerin aileleriyle birlikte derhal sınır dışı edilmesini savunuyor. 349 üyeli İsveç parlamentosunda 61 milletvekiliyle iktidara oynayan, Ilımlı Muhafazakârlar (M), Hristiyan Demokratlar (KD) ile Liberalleri (L) yanına almayı başaran SD, söylemiyle gündemi belirliyor, iktidardaki Sosyaldemokratlar (S)’ı da olumsuz etkiliyor.

IRKÇILARIN HEDEFİ GETTOLAR 

Göçmen ve Müslüman düşmanı ırkçılar sürekli göçmen yoğun getto bölgelerini hedef gösteriyor. Bu bölgelerden biri 100’den fazla etnik grubun ve 150’den fazla dilin kullanıldığı Stockholm’ün bir banliyösü olan Rinkeby. Buradaki rengarenk yaşam, büyük ailelerin keyifli beraberlikleri, iyi komşuculuk, dayanışma olumlu. Ancak bölgedeki olumsuzluklar yıllardır yapılan araştırma ve çalışmalarla ortaya çıkarılıyor. Etnik, dinsel ve kültürel kökeni farklı insanların bazen bağımsız adacıklar gibi yaşadığı ve örgütlendiği bu tür bölgelerde aile mahkemeleri kurulduğu, din adamları baskısı yaşandığı, kadınların üzerinde mahalle baskısı olduğu basında da sıkça yer alıyor. Müzik ve spor derslerine gönderilmeyen öğrenciler, okula devam edemeyen kız çocukları, kız ve erkek çocukları üzerinde ataerkil baskılar, özellikle son dönemlerde gelen göçmenlerin çalışma hayatına girememesi ve sosyal yardım bağımlılığından kurtulamaması, psikosomatik olarak tanımlanan hastalıkların bu bölgelerde fazla görülmesi, yetişkinlerin İsveççe konuşma zorluğu gibi sorunlar bu tür bölgelerin başlıca sorunları. İsveç’te, Stockholm’ün arka sokakları olan bu bölgelerdeki yaşam yıllardır basının ve politikacıların dilinde.[3] Buna rağmen bir türlü çözüm üretilmemesi sorunların ağırlaşmasına yol açarken bu bölgelerde yaşayanlar arasında “dışlanmışlık” algısı artıyor. 

Kırk katır mı kırk satır mı? - Resim : 1
İsveç Demokratlar seçim afişi - Yakala
ve sınır dışı et -
afişteki kişi parti
lideri Jimmie
Åkesson

ENTEGRASYON BAŞARISIZLIĞININ FATURASINI GÖÇMENLER Mİ ÖDEYECEK?

Göçmen yoğun bölgelere “çok kültürlülük-mültikülti” söylemiyle ve “göçmen romantizmiyle” yaklaşan etnik İsveçli kesimlerin ve “uzman” göçmenlerin bakışının etkili olduğu politikalar “entegrasyon” sorununun çözümüne katkı sağlayamıyor. Aksine bazı sorunların kemikleştiği görülüyor. Geçtiğimiz aylarda göçmen yoğun bölgelerdeki çeteleşmeler, çeteler arası hesaplaşmalar, sokak ortasında yapılan infazlar, uyuşturucu ticareti ve kullanımı, suçluluk oranlarındaki önlenemeyen yükseliş nedeniyle kanunlarda değişiklik yapıldı ve cezalar artırıldı. Suçlu Bakım Kurumu’nun tutuklu ve ıslah evlerinde 2019-2020’de yaptığı araştırmaya göre İsveç’te her yıl 21 yaş altında yaklaşık 1200 çocuk ve genç tutuklanıyor. Tutukluların diğer tutuklularla birlikte olması, ziyaretçi kabul etmesi, mektup yazması ve okuması, telefon görüşmeleri yapması kısıtlanıyor. Bu kısıtlamalar ve tecrit, maalesef çocuk ve gençlerin psikolojik ve fiziksel sağlığını olumsuz etkiliyor. İsveç, tutuk evlerindeki insan hakları ihlali nedeniyle ulusal ve uluslararası örgütler tarafından eleştiriliyor. Vatandaşlığı olmayan tutukluların psikolojik sağlıklarının daha fazla etkilendiği de araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlardan.[4] Kısacası entegrasyon sorunları suç ve ceza yöntemiyle çözülemeyecek kadar karmaşık bir hal almış durumda.

Basın bir yandan, “paralel toplum” vurgulamasıyla politikacılar diğer yandan göçmen yoğun bölgeleri hedef seçmiş durumda. Hızlanan oy savaşında Sosyaldemokrat hükümet de diğer partiler gibi oklarını “artan suçluluk ve çeteler” üzerinden göçmen yoğun bölgelere çevirmeyi tercih ediyor. Muhalefetin suçlamalarına karşın yeni politika arayışından olan hükümet, giderek karmaşık bir hal alan entegrasyon sorununu çözmek için Danimarka’dan medet umuyor.  Entegrasyon ve Göç Bakanı Anders Ygemanile Sosyal İşler Bakanı Lena Hallgren Danimarka’yı ziyaret ederek oradaki yerleşim stratejisini yerinde inceledi. Şimdi bu stratejiler İsveç’e ithal edilecek.

GÖÇMENLER EVLERİNDEN TAŞINMAYA MI ZORLANACAK?

Danimarka hükümeti göçmenleri “Batılı” ve “Batılı olmayan” ülkelerden gelenler olarak ayırıyor. Batılı ülkeler olarak EU ülkeleri, ABD, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, İsviçre, Norveç ve bazı küçük devletler sayılıyor. Geriye kalan herkes “Batılı olmayanlar” kategorisinde yer alıyor. Danimarka hükümetinin ve muhalefetinin üzerinde anlaştığı 2030 yılı hedefine göre hiçbir mahallede “Batılı olmayanların” oranı %30’u aşmayacak. Bu hedef çerçevesinde bazı göçmen yoğun bölgelerde yaşayan “Batılı olmayan göçmenler” zorla evlerinden çıkarılmaya başlandı.

İsveç’te şimdiye kadar böyle bir yerleşim politikası izlenmediği için bazı bölgelerdeki %89’lara varan göçmen oranının nasıl %30’lara çekilebileceği ise tartışma konusu.

Kırk katır mı kırk satır mı? - Resim : 2

İsveç Demokratlar seçim afişi

-Suç işleyen yabancılar sınır dışı et, boşuna konuşma

2 VE 5 YAŞINDAKİ GÖÇMEN ÇOCUKLAR İÇİN ÖNERİLEN TESTLER 

Seçimler öncesinde kan kaybeden Liberaller (L) %4 barajını aşmak için ırkçı söylemlerden medet umuyor ve İsveç Demokratları’nın (SD) peşine takılmış durumda. Halbuki partinin ırkçılık karşıtı bir geçmişi var. Eski adı Halk Partisi olan Liberaller’in eski başkanlarından Bengt Westerberg, 1991 seçimlerinin ardından %10 oy oranıyla parlamentoya giren ve bugünkü ırkçı partinin öncülü olan Yeni Demokrasi’nin (NyDemokrati) parti başkanı İsveç Televizyonu (SVT) stüdyosuna girdiği zaman “ırkçılarla aynı panelde bulunmayacağını” belirterek stüdyoyu terk etmişti. Westerberg’in büyük tartışmalara yol açan bu tavrı, ırkçılık karşıtı tartışmalara yol açmıştı. Westerberg, partisinden ve toplumdan büyük destek görmüş, sempati toplamıştı. Bugünkü Liberaller ise popülist ve göçmen karşıtı bir söylemin peşinde. Göçmen yoğun bölgelerdeki 2 yaşındaki çocukların İsveççe testine tabi tutulmasını istiyor. Liberallerin parti Başkanı Johan Pehrsson, günlük DN gazetesine verdiği demeçte de Erdoğan’a “kendine gel” çağrısı yaptı. Erdoğan üzerinden Türkiye’yi ve NATO sürecini eleştirdi, Türkiye için “keşke ülke bugünkü ülke olmasaydı” dedi.[5]

Liberallerin 2 yaşındakilere dil testi yapılmasını istemesinin ardından bu kez Ilımlı Muhafazakarların (M) başkanı, göçmen yoğun bölgelerde yaşayan 5 yaşındaki çocuklara ADHD testi[6] yapılmasını istedi.

Sosyaldemokratlar da göçmenlere karşı şahin politikasından yana. Seçim afişlerinde “hiçbir genç suçlu olmayacak” diyen parti, göçmen bölgelerinde yaygın kukuletalı genç fotoğraflarıyla süslediği afişle oklarını göçmen bölgelerine çevirdiğini gösteriyor.

Kırk katır mı kırk satır mı? - Resim : 3
İsveç'te bir tutukevi

Bugünkü hükümeti dışardan destekleyen Sol Parti (V) ise NATO’ya hayır diyen bir parti. Ancak ABD politikalarına karşı çıkmıyor. Parti Lideri Nooshi Dadgostar, partisinin YPG/PKK tişörtleri giyerek poz veren milletvekillerine karşı olduğunu belirtse de Sol Parti genel olarak Türkiye karşıtlığında ısrarcı bir parti. Türkiye’ye silah satışına karşı. Partinin seçim broşürleri Türkiye’de konuşulan Kürtçe (Kurmanci), Irak ve Suriye’de konuşulan Kürtçe(Sorani), Arapça, Somalice ve Farsça yayınlanırken Türkçesi yok! İklim politikalarını öne çıkaran partinin, şiddet ve suçluluğa karşı reçetesi ise daha fazla polis ve artırılmış cezalar.

Hristiyan Demokratlar (KD) göçmen ve İslam karşıtlığında SD’nin peşine takılanlardan. Irkçı Paludan’ın Kuran yakmasını protesto eylemleri sırasında 100 polisin yaralanması üzerine parti başkanı Ebba Busch Thor “100 polis yerine 100 gösterici yaralansaydı” diyerek polisin göstericilere ateş etmesi gerektiğini savunmuştu. Hristiyan Demokratlar (KD), Eylül seçimlerinin ardından Ilımlı Muhafazakârlar(M) ve İsveç Demokratları (SD) ile koalisyon kurma hazırlıkları yapıyor.

Kısacası göçmen-Müslüman karşıtlığı, entegrasyon sorunları ve Türkiye karşıtlığının öne çıktığı bir seçim sürecindeyiz. Türk toplumu bu seçimlerde kırk katır mı kırk satır mı misali bir kıskaçta. Irkçı partilere oy vermemek ve onları iktidara taşımamak için alışılagelmiş partilere kullanılacak oylar bu defa da Türkiye karşıtlığını desteklemek anlamına gelecek ve o partileri güçlendirecek. Örgütlü olmayan Türk toplumu bir baskı grubu oluşturma şansını bu seçimlerde de kaybetmiş durumda. Seçim sonuçları ne olursa olsun hızla artan pahalılık ortamında göçmenleri, sosyal yardımların kısıtlanacağı, İsveç’e kalifiye iş ve beyin göçü dışında göç yollarının kapatılacağı, işsiz kalanların evsiz de kalabileceği, sert tedbirlerin öne çıkacağı bir gelecek bekliyor gibi.  Gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz.

Kırk katır mı kırk satır mı? - Resim : 4
Sol Parti milletvekilleri
Almedalen'de PKK bayraklaryla

İsveç seçimleri için kimler oy kullanabilir?

Parlamento seçimlerinde:

-Vatandaşlık şartı aranmaktadır. En geç seçim günü 18 yaşını doldurmuş, İsveç’te nüfusa kayıtlı (İsveç’te yaşayan) her İsveç vatandaşı oy kullanabilir.

Belediye ve Bölge seçimlerinde:

-En geç seçim günü 18 yaşını doldurmuş,

-İsveç vatandaşı olup, belediye ve bir bölgede nüfusa kayıtlı olanlar veya

-Bir AB ülkesi vatandaşı veya İzlanda, Norveç vatandaşı olup bir belediye veya bölgede nüfusa kayıtlı olanlar, veya

-Yukarda sayılan ülkeler dışında başka bir ülkenin vatandaşı veya vatansız olup, kesintisiz üç yıl İsveç’te nüfusa kayıtlı olup aynı zamanda bir belediye veya bölgede nüfusa kayıtlı olanlar oy kullanabilir. 

Yurt dışında yaşayan İsveçliler:

Vergi Dairesine başvurarak nüfus kaydını “yurtdışı” olarak değiştirerek İsveç’ten başka ülkelere göç etmiş İsveçliler de İsveç parlamentosu ve Avrupa parlamentosu seçimlerinde oy kullanabilirler. En geç seçim günü bulundukları ülkelerdeki konsolosluk ve büyükelçiliklerde oy kullanılabilir. Ancak bu kişilerin oy haklarının devam edebilmesi için 10 yılda bir Vergi Dairesi’ne başvurmaları gerekmektedir.

Posta ile oy kullanma: Oy pusulasını seçim kurumundan alan kişiler en geç seçim günü Seçim Kurumu’na ulaşacak şekilde yurt içi ve yurt dışından posta ile de oy kullanılabilir.


(1)https://www.aydinlik.com.tr/haber/natosureci-cikmazda-isvecte-sular-durulmuyor320630

 ●https://www.aydinlik.com.tr/haber/isvecin-yeni-teror-yasasi-nato-kilidini-acabilirmi-321827

 (2)https://www.aydinlik.com.tr/haber/isveci-sarsan-irkci-kiskirtma-312880

●https://www.aydinlik.com.tr/haber/kuzeydeki-irkci-provokasyonlar-suruyor-314209

 (3)https://www.aydinlik.com.tr/haber/susehri-stockholm-184749

 ●https://www.aydinlik.com.tr/haber/isvecte-gocmen-kanunlari-185499

 (4) https://www.tfkriminalvard.org/rapporter/kartlaggning-av-unga-i-hakte/

 (5) https://www.dn.se/sverige/johan-pehrson-l-erdogan-maste-ta-sig-samman/

 (6) ADHD-DEHB testi dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısına yardımcı olmak üzere kullanılıyor. Sonuca göre göçmen çocuklarına tanı konularak “özel” sınıflara gönderilmesine yol açabilecek bu testin İsveççe yapılması ise teste yönelik en büyük eleştirilerden.

Son Dakika Haberleri