KİT'lerle kalkınırız!
Cumhurbaşkanı'nın 'KİT'leri yeniden yapılandıracağız' sözlerini değerlendiren Prof. Dr. Bilsay Kuruç, KİT'leri bilim öncülüğünde yeniden yapılandırmak gerektiğini söyledi. Hakan Topkurulu'da, devletin piyasaya müdahil olmaya başlayacağını ve KİT'lerin kalkınmanın lokomotifi olacağını ifade etti
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hafta başında yaptığı açıklamada, “Kamu iktisadi teşebbüslerini gerekiyorsa yeniden yapılandırarak daha verimli ve rekabetçi hale getiriyoruz” dedi. 21 Temmuz 2020 tarihinde gazetemizde yer alan “Yatırım olmadan devletçilik olmaz” başlıklı yazıda devletin üretimdeki gücünün korunmasının ülke sanayisi için önemine değinmiştik. 1980'den kamunun üretim araçlarının elden çıkarılması sonrası ve 2003'ten sonra yapılan yoğun özelleştirmeler ve kamunun imalat alanını iyice terk etmesiyle ülke ara malında ithalatçı konuma düştü. Şüphesiz bunda özellikle 2003-2013 döneminde sıcak para akımları sayesinde aşırı değerli konuma erişen TL'nin de etkisi oldu. O dönem nasıl olsa ucuz diye özel sektör ithalatçı olmayı tercih etti. Gelinen noktada hem dengeler değişip ithalat pahalılandığından hem de yerinde tedarik önem kazandığından bu sefer yeniden üretime dönüş gündeme geldi. Özel sektör temsilcileri “gerekirse kamu belli alanlarda öncü olsun ara ürün ve hammadde tedariği sağlasın” talebinde bulunur oldu. Varlık Fonu da petrokimya tesisi gibi yatırımlarıyla bu açığı kapatmaya girişti. Müstafi Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Berat Albayrak da, kamu bankalarının 2020'deki salgın krizi döneminde üstlendiği destekleyici göreve işaret ederek, “Allah’tan Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanlığı döneminde kamu bankalarının özelleştirmesine izin vermedi” demişti.
SEKTÖR KURUMLARI ÖRGÜTLENMESİ
Cumhurbaşkanı'nın kamu iktisadi teşebbüslerine (KİT) ilişkin bir takım düzenlemelerin ekonomik reform paketinde yer alacağına ilişkin tek cümlelik vurgusu bu anlamda önemli. Eski Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) Müsteşarı Prof. Dr. Bilsay Kuruç, 1960'ün modeliyle bugünün yürümeyeceğini KİT'leri ve planlamayı yeni baştan düşünmek gerektiğini söyledi. KİT'lerle yapılabilecek planın programın yapısının genişlediğini anlatan Bilsay Hoca, “Bu başka bir siyaset topluluğu istiyor. Yalnız bu iktidar için söylemiyorum. DPT kapatılırken ses çıkarmayan bir siyaset topluluğu var. Dördüncü Planı bulursanız orada özgün bir model var” dedi. Bunun üzerine 1979-1983 dönemini kapsayan 4. Beş Yıllık Plan'a baktığımızda KİT'lerle ilgili şu politikayla karşılaştık: “Kamu kesiminin, özellikle kamu iktisadi kuruluşlarının, kaynak yaratma gücü artırılacak, ekonomik ve toplumsal işlevlerini yeterli biçimde yerine getirmeleri sağlanacaktır; bu kuruluşların yatırımları büyük ölçekli, tümleşik, çağdaş teknolojileri içeren sanayilere yöneltilecektir. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin, diğer kamu kuruluşlarının ve yarı zorunlu tasarruf niteliğindeki toplumsal güvenlik kurumlarının, ayrıca kamu vakıfları mevduatlarının mevduat toplayan kamu ihtisas bankalarına yatırılması zorunlu tutulacaktır. Sektör kurumları biçiminde örgütlenecek olan işletmeci kamu iktisadi teşebbüslerinin, vadeli ve vadesiz mevduatının bu sektör kurumları ile organik bir ilişki içinde çalışacak olan kamu ticari bankalarına yatırılması genel bir kural olacaktır.”
'TÜRK AKLINA SAHİP OLMAMIZ LAZIM'
Bundan sonra mutlaka bugünlerde bütün dünyanın gündeminde olan uzay konusu dikkate alınarak bilimin ön plana konduğu bir modelin esas alınmasını öneren İktisatçı Bilsay Kuruç, “Bugün bilim kayıtsız şartsız desteklenmeli. Yeni alanlar var. Hindistan matematikle, Çin kendi şeytani aklıyla gidiyor. Bizim de Türk aklına sahip olmamız lazım” ifadelerini kullandı. Önceden kamu kurumlarında yetişenlerin özel sektöre giderek orayı geliştirdiğini bundan sonra ise dünyayı gören, dünyaya açılan gören özel sektörden kamuya transferin gündeme geldiğini beliryen Prof. Dr. Bilsay Kuruç, “Yapılacak işlerin finansmanı bugünün kamusuyla olmaz. Yeni bir kamu lazım. Türkiye sıfır yılına geldi. 1970'li yıllarda Koreliler bize mektup yazdılar; otomotvi işine gireceğiz siz çok başarılısınız nasıl yapalım, diye. Biz de artık nereye mektup yazarsak bunu yapalım. Artık bu iş gençlere kalmış durumda” ifadelerini kullandı.
'DEVLET PİYASAYA MÜDAHİL OLUYOR'
Gazetemizin ekonomi yazarı Hakan Topkurulu da, KİT’lerin ekonomiye katılma meselesinin gündeme getirildiğini belirterek, “Bu şöyle bir şeye de yol açmaya başlayacak, siz rekabetçi KİT yaratmaya başlarsanız bunun yanında yeni KİT’ler de kurmaya başlarsınız. KİT'ler kalkınmanın lokomotifi olacak” dedi.
“Önümüzdeki dönem petro-kimya tesisinin kurulacağından bahsediliyor. Müsadere sürecinde olan Koza Altın şirketinin altın madenleri var. Bunların da Türkiye varlık fonuna devrinden bahsediliyor. Bu demektir ki artık yeni altın madenleri de buna ilave edilince, Türkiye’de kamu, çok ciddi bir artı değer yaratan madencilik işine girecek. Kısacası, devlet artık piyasaya müdahil olmaya başlayacak. Devlet ekonomide eskiden olduğu gibi rol oynamaya başlayacak” görüşünü dile getiren Hakan Topkurulu, “Türkiye savunma sanayisinde ihracatçı olacak ve dünyanın en büyük savunma sanayi şirketlerine yedi tane şirketini sokacak kadar büyüdü, yatırım yaptı. Sadece bunlar bile bizim sanayileşmede ve büyümede önemli olan faktörler olduğunu bilebiliriz. Sanayide küçülme olmadı biz büyüme yaşadık bu pandamı sürecinde. Verilen destekler önemliydi” diye konuştu.