KKTC Meclis Başkanı Zorlu Töre: Rusya bize yaklaştı ABD düşman oldu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, dün Ulusal Kanal’da Yeşim Eryılmaz’ın programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Kıbrıs’a temsilcisini yollayarak burada yeni bir masa kurma arayışına girmesini değerlendiren Töre, temsilcinin Kıbrıs’ta zemin arayışı sırasında bile taraflı davrandığını ve ortak zemin ihtimalinin olmadığını belirtti. Birleşmiş Milletler’i “Bulaşık Milletler” diyerek tarif eden Töre, “Yanılgıya düşersek Kıbrıs 13’üncü ada olur.” dedi.

‘ORTAK ZEMİN İHTİMALİ YOK’

KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Töre, şunları söyledi:

“Guterres’in özel temsilcisi Kıbrıs'ta bir zemin olup olmadığını araştırıyor ve altı ay içerisinde bir rapor sunacaktır. Kaç defa Kıbrıs meselesinde müzakere masası oluşturuldu, masaya oturuldu, son ana kadar gelindi ama son anda Rumlar masayı devirdiler veya ‘hayır’ oyu kullandılar. Birleşmiş Milletler'in sunduğu planlar oldu. Kaç tane temsilci geldi geçti? Kaç tane genel sekreter gelip geçti? Dolayısıyla şu anda Kıbrıs'ta ortak bir zemin bulma ihtimali yoktur. Onun için bunlara Birleşmiş Milletler demek artık doğru değildir. Yani işlevlerini yitirmişlerdir. Şu anda Guterres’in Kıbrıs'a göndermiş olduğu temsilcisi, Kıbrıs'taki Türk siyasi partileri arasında da ayrımcılık yapıyor. Bazı partileri ziyaret ediyor, bazılarını etmiyor. Bu da taraf tutuklarını gösteriyor. Dolayısıyla ben Birleşmiş Milletler'e ‘Bulaşık Milletler’ diyorum.”

‘YUNANLARIN HEDEFİ KIBRIS'I GİRİT YAPMAK’

KKTC Meclis Başkanı, güvenecekleri yerin Türk Ordusu ve Türk Milleti olduğunu belirterek, şu önemli uyarılarda bulundu:

“Başka bir yere kalkıp güvenirsek ve bir anlaşmaya imza atarsak sonumuz felaket olabilir. Kıbrıs Girit'e dönebilir. Yunanların hedefi Kıbrıs'ı yeni Girit yapmaktır. Yani Batı Trakya'daki Türklerin durumuna düşürmektir. Dolayısıyla işte siyasi eşitlik veriyoruz adı altında yapılacak olan bir anlaşmada eğer Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü devam etmezse, bizim egemen eşitliğimiz vurgulanmazsa, ona dayanmazsa sonunda büyük sıkıntılara düşebiliriz.

“Kahraman Türk Ordusu Kıbrıs'a geldi ve tekrar kahraman milletimize, ordumuza kavuştuk, ana vatana yeniden kavuştuk. Evet orada ayrı bir bağımsız Türk Devleti var, KKTC gibi bağımsız Türk Devleti var ama esas olan Türk Milleti’dir ve en büyük güvencemiz de Türkiye'dir. Bundan asla taviz vermememiz lazım. Eğer yanılgıya düşersek ve aldanırsak Kıbrıs, Girit Adası olur. Kıbrıs 12 Ada’dan sonra 13. Ada olur.”

‘RUSYA BİZE YAKLAŞTI ABD DÜŞMAN OLDU’

Rusya ile ilişkilerin son dönemlerde olumlu bir şekilde değiştiğini belirten Töre “Rusya'nın hem Türkiye'ye hem de KKTC’ye daha ılımlı yaklaşmaya başladığını zaten son zamanlarda görüyoruz. İnşallah iyi gelişmeler olur. Rusya bugün bize daha yakın davranıyor. Amerika bize daha çok düşman oluyor. Eskiden komünistler Moskova'ya diye bağırırdık. Şimdi bakıyoruz ki Rusya bize çok yakınlaştı. ABD ise Türk milletine, Türkiye'ye karşı daha hasmane bir tutum içerisine girdi. Bunları dikkatten kaçırmamamız lazım.” dedi.

Töre şöyle devam etti: “İngiliz Parlamentosunda şöyle yazıyor: ‘Ebedi dostluk yoktur, İngiltere'nin menfaatleri vardır.’ Bizim için de, Türkiye için de, Türk milletinin yüksek menfaatleri söz konusudur. Parolamızın bu olması lazımdır. Elbette dost olacağız Ama Türk Milleti’nin yüksek menfaatleri neyi gerektirirse biz onun peşinde koşacağız. Emperyalist ülkeler Birleşmiş Milletler’i, Avrupa Birliği'ni ellerinde tutuyorlar. Biz de şöyle düşüneceğiz artık: Türkiye ve Türk Milleti’nin yüksek menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapacağız.”

‘TERÖRÜ YARATAN DA BUNLAR’

İsrail’in Gazze’deki soykırımına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Töre, şöyle devam etti: “Arap Birliği ve İslam Birliği Amerika'ya, Avrupa ülkelerine, İsrail'e doğru dürüst bir ambargo uygulasa belki de çok daha erken bir netice alınabilir. Emperyalizm maalesef dünyada çok yönlü çalışmalar yapıyor ve sizi kendi içinizde de vuruyor. Kendi içinizden kendi adamlarını iktidara getiriyor. Veya ana muhalefet partisi yapıyor, sizi devamlı rahatsız ediyor. Terör örgütlerini en çok destekleyen maalesef Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeleridir. Dünyada silahların susmamasının en büyük müsebbibi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’dir. Terörü yaratan da bunlardır.

“Netanyahu'yu ABD durdurmuyor, AB durdurmuyor. İsrail’e yürü devam et mesajı veriyorlar. Destek veriyorlar. AB'nin güçlü ülkeleri İsrail'e büyük destek veriyor. ABD'de Trump yönetime gelirse ümit etmek isterim ki durum değişir. Ama ABD'de Yahudi ve Rum Lobisi kuvvetli. Trump bunları değiştirebilir mi bilmiyorum ama Netanyahu kaybedecektir diye tahmin ediyorum. Kendi ülkesini de zora sokuyor. Çoktan Gazze’yi ele geçirebilirdi ama yapamadı. Demek ki silah üstünlüğü veya asker üstünlüğü bazen işe yaramıyor.”