KOBİDER Genel Başkanı Nurettin Özgenç: Özel bankalar elini taşın altına koymalı
‘Mal üretip satanlar yüzde 10 bile kâr etmezken bankalar yüzde 90 kâr ediyor. Türkiye’den kâr ediyorlar, sokaktaki vatandaştan büyük sanayicisine kadar herkes bankalarla iş yapıyor… Bankaların ‘Biz de varız’ demesi lazım’
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, faizlerin yüzde 30’lardan yüzde 25-26 seviyesine düşmesinin piyasada belli bir rahatlama sağlamasına rağmen KOBİ’ler açısından durumun pek iyi olmadığını söyledi. Özgenç, Hükümetin Kredi Garanti Fonu (KGF) açıklamasının ise piyasaya ne şekilde yansıyacağına bakmak gerektiğini, henüz bir netlik olmadığını belirtti.
Kamu bankalarından Halk Bankası’nın esnaf ve KOBİ’lere cansuyu niteliğinde krediler verdiğini ancak bankalarda ağırlığın özel sektörde olduğunu hatırlatan Özgenç şöyle konuştu:
“Mal üretip satanlar yüzde 10 bile kâr etmezken bankalar yüzde 90 kâr ediyor. KOBİ’ler yüzde 25-30 faizlerle kredi aldığı zaman rekabet şansı kalmıyor. Biz demiyoruz ki bankalar önüne gelene kredi versin. Ama kâr marjını düşürmeleri lazım. Bankaların ‘Biz de varız’ demesi lazım, KOBİ kredi faizlerini düşürmeleri beklentimiz. Ama kendiliğinden tutup da KOBİ’lere destek olacaklarını zannetmiyorum.”
KOBİDER Genel Başkanı Nurettin Özgenç’in sorularımıza verdiği yanıtları sunuyoruz:
‘KOBİ’LER BEKLİYOR’
- Kredi kullanımı konusunda KOBİ’ler açısından bir rahatlama oldu mu son zamanlarda?
Merkez Bankası faizleri yüzde 14’e düşürdükten sonra, kısmen de olsa faizler düştü; yüzde 25-26 seviyesinde. Yine de bu oran yüksek. Bankalar yüzde 14’le topladıkları parayı, üzerine 10 puan ekleyerek satıyor. Bankaların kâr oranlarına bakınca da bu durum görülüyor. Faizleri yüzde 20 seviyesine düşürmesi isteğimizdir. Bankalar bu yüksek kâr oranlarından feragat etmemekte direniyorlar. Bankalar da bu dönem elini taşın altına koymalı.
Kimi KOBİ’ler kredi alıyor, çoğu beklenti içerisindeler.
‘KOBİ BANKACILIĞINI UYGULAMADA GÖREMİYORUZ’
- Kredi verme konusunda bankaların tutumunda bir değişiklik var mı?
KOBİ bankacılığı söylemde, reklamlarda var. Uygulamada pek göremiyoruz. Özel bankalar KOBİ’lere kredi vermede kırk dereden su getiriyorlar. İstiyorlar ki borcunu harcını ödemiş olsun, kredibilitesi yüksek olsun... Dünya bankacılığına baktığınız zaman bu mümkün değil. Bütün dünyada sıkıntı var.
Kefalet, birinci sırada. Geçmişte aldığı kredilerin ödemesinde sıkıntı olmamış şirketlere kredi veriliyor. Mali durumu bozulmuş şirketler için de bankaların inisiyatif kullanması lazım. Bir iki ödemesi aksadıysa kredi vermemek, o KOBİ’yi yok saymak olur.
Bankalar geçmişte olduğu gibi otomobil ve konut kredisi vermeyi tercih ediyor. Ama portföylerine baktığınız zaman sanki gayrimenkul şirketi gibi ellerinde bir dünya konut var. Demek ki ödenmemiş. Oysa KOBİ’ler borçlarına sadıktır. Yemeğinden kısar borcunu öder.
Türkiye üreterek büyümeli. KOBİ bankacılığı uygulanmalı.
‘BANKALAR TÜKETİME DEĞİL ÜRETİME KREDİ VERSİN’
- Hükümetin Kredi Garanti Fonu (KGF) açıklaması bir rahatlama sağlar mı?
60 milyar KGF’nin piyasaya yansıması ne olacak, onu görelim; bundan kimler faydalanacak? Bankalara sorduğumuz zaman, bize herhangi bir yazı gelmedi diyorlar.
KGF olsa bile banka kredi vermiyorsa yine vermiyor. Banka “Ben uygun görmedim” diyebiliyor. Geçmişte bunun örneklerini çok gördük. KGF bir kefalettir ama kredi verip vermemek bankanın inisiyatifine kalmış… Daha çok ihracat yapan, katma değeri yüksek ürünler üreten firmalara verilecek. Piyasaya yansısın bakalım, nasıl olacak.
Kamu bankalarından esnaf ve KOBİ’lere destek veren Halk Bankası. Çok yüksek rakamlarda olmasa bile KOBİ’ye cansuyu niteliğinde kredileri veriyorlar. Özel bankalar gibi baskın değil de haciz gibi konularda biraz daha yumuşak, olumlu bakıyorlar. Ödemelerde esneklik tanıyorlar. Ama bankalarda ağırlık özel sektör bankacılığında.
Biz demiyoruz ki bankalar önüne gelene kredi versin. Bankanın tabii ki parayı garantiye alması lazım ama kâr marjını düşürmesi lazım; mal üretip satanlar yüzde 10 bile kâr etmezken bankalar yüzde 90 kâr ediyor.
KOBİ’ler yüzde 25-30 faizlerle kredi aldığı zaman rekabet şansı kalmıyor. Son yıllarda KOBİ’ler, maliyetler yüzünden üretimi bırakıp al-satçı oldu. Döviz kurlarında son zamanlardaki artış hammadde fiyatlarını da etkilediği için bu durumun değişmesini pek beklemiyoruz.
Bugüne kadar üretim teşvik edilmedi. Bankalar da tüketime kredi verdi. Türkiye üreterek büyümeli.
Dünyada KOBİ’ler daha fazla destekleniyor. Bizde KOBİ’lerin finansmandan alığı pay yüzde 30, o da son yıllarda bu seviyeye yükseldi.
‘BAKANIMIZ BİZİM DE GÖRÜŞÜMÜZÜ ALSIN’
“Hazine ve Maliye Bakanımız, ‘Yeni Ekonomi Politika’sını iş dünyasının üst düzeyini toplayıp onlara, kadın girişimcilere anlattı ama KOBİ’lere anlatmadı. Duyuru da yaptık, talepte de bulunduk ama herhangi bir dönüş olmadı. Biz 19 yıllık bir derneğiz, bakanlığı bırakın müdürlük düzeyinde bile bize görüşünüz nedir diye soran olmadı.
“Bu da demektir ki ‘KOBİ’lerimiz’ söylemi, söylemden öteye gitmiyor. Bazı destekler veriliyor ama bunun ne kadarı yansıyor, yansımıyor, tabanda ne isteniyor?”
‘MÜŞTERİNE DESTEK SENİ DE KURTARIR’
- KOBİ’lere doğrudan bir destek gündeme gelebilir mi? Kurumlar Vergisi’ni bir kereliğine artırarak özel bankaların bu dönemki kazançlarının bir kısmını tarıma ve/veya KOBİ’lere aktarma önerisine ne dersiniz?
“Türkiye’de bankacılık sisteminin iyi çalıştığı söyleniyor, krizden etkilenmiyor. Risksiz iş. Dünyada faiz yüksek, sokaktaki vatandaştan büyük sanayicisine kadar herkes bankalarla iş yapıyor…
“Bankalar Türkiye’den kâr ediyorlar. Ama kendiliğinden tutup da KOBİ’lere destek olacaklarını zannetmiyorum. Sonuçta yapılması lazım. Hep beraber bir gemideyiz, gemi su almaya başlarsa hepimiz sıkıntı yaşarız.
“Türkiye’de tüccarlar şöyle davranır: Diyelim ki 20 yıllık bir müşterisi var, geçmişte sağlam bir alışverişi var ve ona verdiği malın parasını alamıyor. Tüccar alacaklı olduğu müşteriye yeniden mal verir ki müşteri kendini kurtarsın, kalkınsın. Bu durumdan alacaklı firma da faydalanacak, borçlu firma da kurtulacak. Bankaların da sürekli müşterilerini kurtarması lazım. ‘Kazan-kazan’ budur.
“KOBİ’lerin kullandığı kredi bir milyon liralık ipotek gösterip de on milyon liralık kredi kullanma değil. 50 bin-200 bin arasında kredi kullanır, ona da başka bir KOBİ’yi kefil gösterir. KOBİ kredisinin batma riski yüzde 10 bile değildir. Her üründe o kadar fire olur. Bankaların ‘Biz de varız’ demesi lazım, KOBİ kredi faizlerini düşürmeleri beklentimiz.”