Koleksiyoner Haluk Perk'e veda

Kültür varlıklarını korumaya ve bilim dünyasına birçok katkıda bulunan avukat, koleksiyoner, müzeci ve yazar Haluk Perk, 66 yaşında İstanbul'da hayatını kaybetti.

Perk'in cenazesi, 20 Ocak Pazartesi günü ikindi namazını müteakiben Büyükçekmece Kuba Camisi Şerifi'nden kaldırılarak defnedildi.

İstanbul'da 1958'de dünyaya gelen Haluk Perk, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Akademik çalışmalarının ve avukatlık mesleğinin yanı sıra kültürel mirasın korunması adına pek çok projeye öncülük etti. 1995'te koleksiyonerlik serüvenine başlayan Perk, 1999'da Arkeolojik Eser Koleksiyoncuları Derneği’ni kurdu ve başkanlığını yaptı.

DENİZ TİCARET TARİHİ

MÜZESİ’Nİ KURDU

Perk, 2002'de Haluk Perk Müzesi'ni hayata geçirdi. Ayrıca Haluk Perk Araştırma Merkezi ve Haluk Perk Vakfı’nı kurdu.

Koleksiyonlarını yalnızca toplamakla kalmayıp kitaplaştıran, sergiler düzenleyen ve müzeler açan Perk, bilime ve ülkesine hizmet etmeyi en büyük amacı olarak gördü.

Topladığı eserleri bilim insanlarının incelemesine sunarak akademik dünyaya katkı sağlayan Haluk Perk'in, arasında "Görsel ve Belgelerle Sağlık Eğitimi Tarihi", "Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane (1903-1933)" ve "Osmanlı Devleti'nde Evlilik ve Hukuki Bakış"ın bulunduğu 48 kitabı yayımlandı.

Perk, Bayrak Müzesi, Cerrahi El Aletleri ve Sağlık Müzesi ve Güvercinada Deniz Ticaret Tarihi Müzesi gibi pek çok müzenin açılmasına katkıda bulundu.

‘KOLEKSİYONCULUK

TABLO YAPMAK GİBİ’

Perk, 14 Temmuz 2024 tarihinde Aykut Töleğen’le yaptığı söyleşide, koleksiyonculuğun sırlarını anlatmıştı:

“Sadece para harcamak değil, bilgiyle yapıyorum koleksiyonculuğu. Yani, siz bu eseri Paşabahçe'den alınmış bir obje gibi görürseniz toplayıcılıkta kalırsınız. Yani, arabanızla, elbisenizle hava atma gibi. İnsanları nasıl hoplatırım, zıplatırım, nasıl fark yaratırım düşüncesiyle hareket ederseniz, orada kalırsınız. Ama koleksiyonu bir disiplinle, eserleri belli bir sistem altında toplarsanız, bir tablo yapar gibi bir eser ortaya çıkarmış olursunuz. Her eseri bir fırça darbesi olarak görmek lazım, alırken bütünün içindeki yerini bilmemiz gerekli.”