‘Köln’de sözde soykırım anıtına izin vermeyeceğiz’
Almanya’nın Köln kentinde yasa dışı bir şekilde dikilen sözde Ermeni soykırımı anıtı her yıl olduğu gibi bu yıl da tartışmalara neden oldu. Ermeni bir grup anıtı dikme için yeni girişimlerde bulundu. Türk toplumu ise bu yalan anıtının dikilmeyeceğini bir kez daha ilan etti
Avrupa’da Türkiye’yi hedef alan eylemlerden biri de Almanya’nın Köln kentinde yaşandı. Her yıl 24 Nisan’da sözde Ermeni soykırımı anmalarını bahane ederek dikilen seyyar anıta bu yılda Türk toplumu tepki gösterdi. Kentteki Hohenzollern Köprüsünde dikilen anıt 2 hafta kaldıktan sonra tepkilerin de ardından kaldırıldı.
Ancak yalan anıtı dikme girişimleri devam etti. Anıtı dikmek isteyen grup, Köln Büyükşehir Belediyesini mahkemeye verdi. Kentin ünlü sembolü Köln Katedrali yakınlarında 2018 yılından bu yana eylem yapan girişim, ilk günden bu yana belediyenin engelleriyle karşılaşıyor. Nisan ayında Merkez Semt Belediyesi’nden yalan anıtı için bir yıllık izin alındı. Anıt, Büyükşehir Belediyesi tarafından kaldırıldı. Bunun üzerine sözde Ermeni soykırımı anıtı dikmek isteyenler, İdare Mahkemesinde dava açtı.
‘KAMU DÜZENİNE SALDIRI’
Kışkırtmalar karşısında Köln’de yaşayan Türklerde harekete geçti. Katedral yakınlarındaki Hohenzollern Köprüsünde dikilen anıta karşı basın açıklaması düzenleyen Köln ve Çevresi Türk Dernekleri İnisiyatifi Platformu, 7 Mayıs’ta yaptığı açkılamada kışkırtmanın kentteki barışçıl yaşama zarar verdiğini belirtti.
Platform Sözcüsü Rehan Gündoğmuş, anıt hakkında “söz konusu obje, şekli ve içeriği ile, bir milleti hedef gösteren, toplum barışını zedeleyen ve polemik oluşturan bir zihniyetin ifadesidir. Bu haliyle, kamu düzenine ve toplumsal uzlaşı kültürüne bir saldırıdır” değerlendirmelerini paylaştı. Gündoğmuş, grubun çabalarının bugüne kadar başarıya ulaşmadığına da dikkat çekti.
'AİHM KARARI EN ÖNEMLİ DAYANAĞIMIZ'
Soykırım yalanı anıtı girişimlerini değerlendiren Vatan Partisi Öncü Gençlik Almanya Başkanı Kaan Karagöz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Ermeni soykırımı yalanın çöplüğe atıldığını hatırlatarak konuşmasına başladı. “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Perinçek-İsviçre davasındaki kararı en önemli dayanağımızdır” diye konuşan Karagöz, “Ancak anıta geçici olarak verilen izinler bile kararın ne kadar göz ardı edildiğini, anıtın da hukuksuz olduğunu gösteriyor. Köln Belediyesi’ne çağrımız, AİHM kararını, hukuku mutlaka dikkate almasıdır. Kentteki huzurun daha da bozulmasını istemiyorlarsa anıt kışkırtmalarının önüne mutlaka geçilmeli" dedi.
TGB ANITI BİSİKLET DEPOSUNA KAPATTIRMIŞTI
Karagöz, ayrıca Türkiye Gençlik Birliği ve Öncü Gençlik'in olayı yakından takip ettiğine de değindi. 2019'da TGB ve Öncü Gençlik öncülüğünde iftira anıtının bisiklet deposuna kaldırıldığını hatırlatan Karagöz, Türk toplumunun bu anıta izin vermeyeceğini söyledi. O günden bu yana anıtın peşinde olduklarını paylaşan Karagöz, “Köln Belediyesi, kışkırtmaların sebep olduğu gerginliğin farkında. Farklı milletlerden insanların yaşadığı bir kentte dikilecek böylesine bir anıtın yaratacağı kutuplaşmanın sonuçlarını kendisi de öngörebiliyor ve bu sebeple de somut bir izin vermekten kaçıyor. Ancak anıtın her sene yeniden dikilmesi daha da vahim. Belediyenin asıl görevi, bu kışkırtmanın önüne geçmek olmalı. Fakat Büyükşehir Belediyesi ile Semt Belediyesi, sorumluluğu sadece birbirine atıyor ” diye konuştu.
BELEDİYELER KARARLI TAVIR ALAMIYOR
Karagöz'ün ifadelerine örneği ise geçtiğimiz aylarda Köln Büyükşehir Belediye Başkanı Henriette Reker sergiledi. Reker, kışkırtmaların arkasındaki grubun anıt için şehir idaresine özel kullanım izni başvurusu yapması gerektiğini savundu. Reker’in açıklamasının ardından anıt girişimi başvuru yaptı. Büyükşehir Belediyesi anıtı 7 Mayıs’ta yerinden kaldırdı. Merkez Semt Belediye Meclisi ise daha 27 Nisan’da anıtın bir yıl boyunca Kurt Rossa Meydanı’nda kalması yönünde karar almıştı.
Girişim, büyükşehir ve semt belediyelerinin çelişkili tutumunun ardından konuyu İdare Mahkemesine taşıdı. Hukuki girişimi değerlendiren Karagöz anıtın kendisinin hukuksuzluğuna işaret etti. “Burada küçük bir grup anıt kışkırtması üzerinden Türk milletini soykırımcı ilan etme çabasında” diye konuşan Karagöz, AİHM kararının mücadeledeki önemini şu sözlerle özetledi: “Söz konusu anıtta yer alan ‘soykırım’ ifadeleri ile özellikle de hukukî ve siyasî olarak tahakküm kuruluyor. Halbuki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tam da bu aşamada Perinçek-İsviçre davası ile soykırım kavramı üzerinden tahakküm kurulmasının önüne geçiyor, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi doğrultusunda bilimsel tartışmaların önünü açıyor. AİHM kararı ayrıca bununla da sınırlı kalmıyor. Ermeni soykırımı iddialarını kategorik olarak Yahudi soykırımından ayırarak soykırım iddialarını da ortadan kaldırıyor. Bu anlamda mücadele mutlaka AİHM kararı merkeze alınarak yürütülmeli.”
‘KIŞKIRTMALARI BOŞA ÇIKARACAĞIZ’
Mayıs ayı başındaki eylemin ardından Türk toplumu, yeni adımlar atmak için de kolları sıvadı. Türk derneklerini ortak mücadele zemininde buluşturmak üzere eğitim kampanyası başlatan Platform, bu çerçevede bir konferans düzenleyecek. Platform ayrıca hukuksal mücadele de verecek.
Vatan Partisi Öncü Gençlik Almanya Başkanı Kaan Karagöz de Türk gençliğinin soykırım yalanıyla mücadelede görevlere hazır olduğunu vurguladı. Karagöz, "Türk gençliği olarak anıt kışkırtmasıyla tüm gücümüzle mücadele etmeyi sürdüreceğiz ve girişimi boşa çıkaracağız” dedi.