Komutanların dosyalarını ne zaman işleme alacaksınız!
28 Şubat kumpası davasında hapis cezası alan komutanlar için Adli Tıp ‘kocamışlık’ raporu vermesine rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasal görevini kullanmıyor.
Kaan Arslan
FETÖ’nün başlattığı 28 Şubat kumpas davasında ceza alan komutanların dosyaları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın nisan ayından veri önünde beklerken Sivas Madımak katliamı hükümlüsünün dosyasına öncelik verildi ve hükümlü tahliye edildi.
Kanuna göre dosyaların sırayla işleme konulması gerektiğine dikkat çeken kaynaklar, Madımak katliamı hükümlüsünün Adli Tıp raporunun 31 Mayıs’ta çıktığına, komutanların ise 13 Nisan’la 9 Mayıs arasında çıktığına dikkat çekti. Hukukta dosyalara “özel öncelik” verilemeyeceğini vurgulayan kaynaklar, bu konuda Anayasa’nın da hükmünün açık olduğunu ifade etti.
AYM SÜRECİNDE İHLAL
Aydınlık’ın ulaştığı yargı kaynakları, 28 Şubat kumpas davalarındaki son gelişmeleri değerlendirdi.
Kaynaklar, Anayasa Mahkemesi (AYM) başvurusu reddedilen Tümgeneral Erol Özkasnak’ın kararını yalnızca iki hakimin verdiğini, bunun da bir ihlal olduğunu belirtti.
Davadaki diğer sanıklara uygulanan yöntemin uygulanması gerektiğini belirten kaynaklar, “Bu davada genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları yargılandı. Yargılamanın aslında kanuna göre Yüce Divan’da olması gerekirdi. Komutanların AYM başvuruları sonucu değerlendirme AYM Genel Kurulu’nda yani Yüce Divan’da yapıldı. Ahmet Çörekçi Paşa, Çetin Doğan Paşa ve diğerlerinde süreç böyle oldu. Aynı davanın iştiraki olan Erol Özkasnak için ise ‘basit yargılama’ muamelesi yapıldı. Halbuki bu basit bir iş değil. Aynı ciddiyetle ele alınması gerekirdi.” şeklinde konuştu.
11 KİŞİNİN DOSYASI BEKLİYOR
Kaynaklar, önceki gün Anayasa’nın 104. maddesi gereği tahliye edilen Sivas Madımak katliamı hükümlüsü Hayrettin Gül'ün dosyasının komutanlardan sonra Cumhurbaşkanının önüne gittiğine dikkat çekerek şunları ekledi:
“Hala cezaevinde bulunan komutanların Adli Tıp Raporları 13 Nisan, 4 Mayıs, 6 Mayıs, 7 Mayıs ve 9 Mayıs tarihlerinde çıktı ve dosyaları Cumhurbaşkanının önüne gitti. Hayrettin Gül’ün dosyası ise 31 Mayıs’ta Cumhurbaşkanına gitti. Cumhurbaşkanı bu şekilde bir dosyaya özel öncelik veremez. Anayasa’nın hükmü açık. İlk giden dosyanın ilk çıkması gerekir. Bu kanunen de böyle. Adli Tıp Raporu çıktığı için Cumhurbaşkanı Anayasa’nın 104. maddesi gereği olan görev yetkisini kullanmalı. Bu keyfi bir yetki değil, Anayasal görevdir. Ama ne yazık ki dosya hala imzayı bekliyor.”
Anayasa’nın 104. maddesinde Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri arasında “Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır.” hükmü yer alıyor.
Aydınlık’ın ulaştığı Adalet Bakanlığı kaynakları, beş komutanın dosyalarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünde olduğu, dosyalarda hiçbir eksiğin bulunmadığı, imzanın her an atılabileceğini bildirdi. Aydınlık’ın ulaştığı bilgiye göre Erdoğan’ın önünde Anasaya’nın 104. maddesini uygulaması için toplamda 11 kişinin dosyası bekliyor.
752 GÜNDÜR CEZAEVİNDELER
Emekli komutanlar Orgeneral Çetin Doğan (81), Orgeneral Fevzi Türkeri (82), Korgeneral Yıldırım Türker (82), Tümgeneral Cevat Temel Özkaynak (78), Tümgeneral Erol Özkasnak (77), 752 gündür cezaevinde ağır şartlarda kalıyor. Davada haklarında ceza verilen Çetin Doğan, Ahmet Çörekçi, Çetin Saner ve Cevat Temel Özkaynak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulundu. Erol Özkasnak’ın da avukatları aracılığıyla AİHM sürecini başlatacağı öğrenildi. Öte yandan AYM süreci devam eden Fevzi Türkeri ve Yıldırım Türker’in başvuruları için de bekleme devam ediyor.
‘HUKUK DÜZGÜN İŞLEMİYOR’
Çetin Doğan’ın eşi Nilgül Doğan, Türkiye’deki bütün hukuki süreç tamamlandığı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitmek zorunda kaldıklarını söyledi. Aydınlık’a konuşan Doğan, şunları kaydetti:
“İç hukuk yolları tükendi. Tek AİHM kaldı. Oraya da başvuru yapıldı. Hukuk maalesef düzgün işlemediği için bu yola gidildi. Herkes süreçten dolayı çok şaşkın. Hiçbir sonucu, ne olup ne biteceğini öngöremiyoruz.
“Ocak ayında Adalet Bakanlığının gönderdiği genelgenin ardından cezaevi müdürü resen tahliye süreci başlattı ama imzalar hala atılmıyor. Bizim dosyamız 4 aydır Cumhurbaşkanının önünde.
‘ÜÇ AY SONRASINA RANDEVU VERDİLER’
“2 defa mide kanaması geçirdi. Anlaşmalı bir tek hastane var, onun dışında hiçbir yerde tedavi olamıyor. İlk mide kanaması geçirdiğinde buraya götürüldü. Doktorlar kanamayı tespit etti ama yerini tespit edemedi. Onun için de ileri tetkik yapılması gerektiğini söylediler. Randevuyu da üç ay sonraya verip geri gönderdiler. Bir tedavi yapılamamış oldu. Sonra bir kanama daha geçirdi. Onda da hastaneye gitmeyi kabul etmedi. Çünkü yine aynı muamele yapılacaktı.
“Şu an sadece cezaevi doktorunun yazdığı ilaçları kullanıyor. Ayrıca diyetle beslenmesi gerekiyor. Ama bu cezaevi koşullarında yapılamıyor. Normal şartlarda kalp hastalarına sıcak ve soğuk yasaktır. Ama cezaevi koşullarında bu ortam sağlanamıyor.
‘TORUNLARININ BÜYÜDÜĞÜNÜ GÖREMİYOR’
“Artık gönlüm yoruldu. Emekliliğinin yedi senesi hapiste geçti. Bundan önce de Balyoz kumpası süreci olmuştu. Torunlarının büyüdüğünü göremiyor. Sadece biz bu durumda değiliz. Diğer komutanların da sağlıkları içeride daha da kötüleşiyor.”
