Koop-İş’ten kampanya: Atipik istihdam biçimlerine son verilmeli
Sendika, uzun süredir çözüm bekleyen çalışma hayatının en önemli sorunlarını gündemden düşürmemek için kampanya başlattı. Genel Başkanımız Eyüp Alemdar ‘Başta üyelerimiz olmak üzere tüm çalışanların sesi olacağız ve haklı mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.’ dedi
Koop-İş Sendikası, uzun zamandır kamuoyunun gündeminde olan “geçici işçiler”, “kamuda taşeron çalıştırılması” ve “emeklilikte yaşa takılanlar” gibi konularda kampanya başlattı. Sosyal medya üzerinden yapılacak kampanya ile çalışma yaşamının bu önemli sorunlarının gündemde tutularak çözümüne katkıda bulunmak amaçlanıyor.
TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Koop-İş Genel Başkanı Eyüp Alemdar, kampanyayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
‘15 YIL GEÇİCİ İŞÇİLİK OLMAZ’
“Başta üyelerimiz olmak üzere tüm çalışanların sesi olacağız ve haklı mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Artık günümüzde geçici işçilik, taşeron işçiliği gibi konular gündemden çıkmalı, çalışma yaşamındaki bu tür atipik istihdam biçimlerine son verilmelidir. Geçici işçilik, adı üstünde, kısa süreli bir istihdam biçimidir. 15 yıl, 20 yıl gibi sürelerle geçici işçilik olmaz.”
Alemdar, kampanyaya konu olan çalışma yaşamının bu güncel sorunlarını şöyle sıraladı:
‘GEÇİCİ İŞÇİLER SÜREKLİ İŞÇİ KADROSUNA ALINMALI’
“Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere kamuda geçici işçi kadrosunda çalıştırılan işçiler, büyük hak kayıplarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığında geçici işçi kadrosunda çalıştırılan üyelerimiz, yılda 10 ay çalıştırılmakta, yılın 2 ayında ücret ve diğer gelirlerden mahrum kalmaktadırlar. Aileleriyle birlikte düşünüldüğünde yüz bin civarında insan, bu durumdan doğrudan etkilenmektedir. Yılda 10 ay çalışma yapılması, okulların kapalı olduğu dönemde dahi devamlılığın sağlanmasına, bakım-onarım çalışmalarına, yeni eğitim-öğretim dönemine hazırlık çalışmalarına engel olmaktadır. Bu uygulamaya son verilmeli, Kamudaki tüm geçici işçiler, sürekli işçi kadrosuna geçirilmelidir.
‘696 SAYILI KHK’LILARA TAYİN HAKKI’
“696 sayılı KHK ile kadroya geçen çalışanlara tayin hakkı verilmemektedir. Bu durum, işçilerin yaşamak zorunda oldukları il ve işyerlerine geçememelerine, sosyal bağlarının zedelenmesine hatta aile birliklerinin bozulmasına neden olmaktadır. Bu çalışanlara tayin hakkı tanınmalı, yaşadıkları mağduriyet sona erdirilmelidir. Yine bu çalışanlar, resen emeklilik uygulamalarıyla karşı karşıya kalmışlardır. En verimli oldukları 47-48 yaşlarında zorunlu olarak emekli edilmeleri, tecrübeli işçi açığı yaratmakta, kurumları zor durumda bırakmaktadır. Diğer yandan, emekli olsalar dahi geçimlerini sağlamak için çalışmaya devam etmek zorunda olan bu kişiler, ileri yaşları nedeniyle yeni iş bulamamakta, işsizlikle karşı karşıya kalmaktadır. Resen emeklilik uygulamasına bir an önce son verilmeli, bu işçilerin mağduriyetleri giderilmelidir.
ÜNİVERSİTE İŞÇİLERİ
“Üniversitelerin iktisadi işletmeleri ve sosyal tesisleri, üniversitelerden bağımsız bir tüzel kişiliğe sahip olmayan, dolayısıyla üniversiteye bağlı birimlerdir. Bu durum yargı kararlarıyla da sabittir. Buna rağmen, üniversite iktisadi işletmelerinde ve sosyal tesislerinde çalışan işçilerin ücretleri, genel bütçeden ödenmediği için, bu kişiler ücret ve mali hakları açısından farklı uygulamalarla karşı karşıya kalmakta, mağduriyet yaşamaktadırlar. Toplu iş sözleşmelerinin kapsamında olmalarına rağmen sözleşmeden yararlandırmama şeklinde hatalı uygulamalar yapılmaktadır. Bu durumdaki işçilerin mali ve sosyal haklarının genel bütçeden karşılanması ve toplu iş sözleşmelerinden eşit şekilde yararlandırılmaları sağlanmalıdır.
‘KAMUDA TAŞERONA SON VERİLMELİ’
“Taşeron çalışma sistemi, işçilere çok büyük mağduriyet yaratan, üstelik kamu kesimini de zarara uğratan bir sistemdir. Taşeron uygulamaları nedeniyle ücret ve sosyal haklarda ciddi kayıplar oluşmakta, iş güvencesi fiilen ortadan kaldırılmaktadır. Kamuda, asıl iş-yardımcı iş ayrımı yapılmaksızın, taşeron çalışma sistemi tümüyle kaldırılmalı, kadroya geçemeyen tüm taşeron işçilere kadro verilmelidir.
“Taşeron uygulamasının yanı sıra, son dönemde istihdam politikalarında yapılan değişiklikle kamuya ‘işçi’ alımı yerine, istisnai bir kadro olan ‘sözleşmeli personel’ istihdamına doğru bir yöneliş gözlemlenmektedir. Kamu Kurumlarının ‘işçi’ istihdamı şeklinde yaptığı taleplere rağmen, ‘sözleşmeli personel’ kadrolarının tahsis edildiği görülmektedir. Bu durum işyerlerinde çalışanlar arasında huzursuzluklara sebep olmakta, iş verimine ve çalışma barışına zarar vermektedir. Bu uygulamadan vazgeçilmeli, istihdamın uygun kadrolarla yapılması gerekmektedir.
‘EYT ÇÖZÜLMELİ’
“Uzun süredir çözüm bekleyen sorunlardan biri de emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgilidir. 1999 yılında yürürlüğe giren 4447 sayılı Kanunun geriye doğru işletilmesi nedeniyle, prim günü, sigortalılık süresi gibi şartları yerine getirmesine rağmen, yaş şartı nedeniyle emekli olamayan milyonlarca kişiyi ilgilendiren bu sorun, uygun formüllerle, konfederasyon ve sendikaların da içinde yer alacağı bir komisyonla çözüme kavuşturulmalıdır.
SAĞLIK-SEN, EK ÖDEME YÖNETMELİĞİ'NDEKİ MADDELERİ YARGIYA TAŞIYACAK
Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, Ek Ödeme Yönetmeliği'nden yararlanamayan sağlık çalışanlarının bulunduğunu belirterek, yönetmelikte eşitsizliğe neden olan maddeleri yargıya taşıyacaklarını bildirdi.
Sağlık-Sen'den yapılan yazılı açıklamaya göre, yönetim kurulu üyeleri ve 81 ilden şube başkanlarının katılımıyla çevrim içi düzenlenen 6. Dönem 10. Başkanlar Kurulu Toplantısı'nda, Ek Ödeme Yönetmeliği ve banka maaş promosyonlarına ilişkin talep ile sorunlar ele alındı.
Genel Başkan Semih Durmuş, toplantının açılış konuşmasında, Ek Ödeme Yönetmeliği'nden yararlanamayan sağlık çalışanlarının olduğuna dikkati çekerek, adaletsizliğe ve eşitsizliğe neden olan maddelerin sendika tarafından yargıya taşınacağını aktardı.
Yapılan düzenlemeyle performans yerine teşvik uygulamasına geçildiğini, teşvik uygulamasında önemli sayıda çalışanın kapsam dışında bırakıldığını belirten Durmuş, şunları kaydetti:
‘ADALETSİZLİĞE YOL AÇIYOR’
"Birinci basamak çalışanlarının teşvik uygulamasından yararlanamaması adaletsizliğe yol açıyor. Bakanlık merkez teşkilatı, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu çalışanları ile araştırmacı kadrosundakiler de teşvik uygulamasının dışında bırakılmıştır. Kapsam dışında bırakılan arkadaşlarımızın da teşvik uygulamasından yararlanması için itirazlarımızı yapacağız."
Durmuş, 112 Acil Sağlık hizmetlerinde verilen ücretin de düşük kaldığı görüşünü paylaşarak, "Genel idari hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfında olanlar ile lise mezunu çalışanların taban ücretleri arttırılmalı ve tavana takılma sorunu bu hizmet sınıflarında tavan uygulamasına son verilerek çözüme kavuşturulmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
ÜNİVERSİTE HASTANELERİ İÇİN ACİL DÜZENLEME
Öte yandan, Sağlık-Sen Başkanlar Kurulu Toplantısı sonuç bildirgesinde, Ek Ödeme Yönetmeliği'ndeki bazı maddelerin iptali ve değişikliği için yargı yoluna gidilme kararının yanı sıra üniversite hastaneleri için ek ödeme yönetmeliğinin bir an önce çıkarılması, taban ödeme hesaplamasında kullanılan katsayıların yeniden düzenlenmesi gibi önerilere yer verildi.
Sonuç bildirgesinde ayrıca "Banka promosyon anlaşmalarının günümüz ekonomik şartlarına uygun olarak revize edilmesi için ilgili kurumlarla temaslar devam etmektedir." bilgisi paylaşıldı.