Kooperatifçilikte yeniden Atatürk ruhu
Kooperatifçilik ve Devletler Hukuku Profesörü Dr. Suphi Nuri İleri, 1935’te yazdığı ‘Kooperativler’ adlı kitabında, ‘Kemalizmin en tabi ve makul ekonomik rejimi yalnız ve yalnız kooperatifçiliktir’ görüşünü dile getiriyor.
Bugün de Kooperatifçilik, çağdaş Atatürkçü düşüncenin en önemli ekonomik temelidir.
"Kanaatim odur ki, muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak , maddi ve manevi kuvvetleri, zeka ve maharetleri birleştirmektir...... Müstahsillerin birleşmesinden şahsi menfaatlerinin haleldar olacağını düşünenler tabii şikayet edeceklerdir."
Mustafa Kemal ATATÜRK
(1 Şubat 1931 İzmir Ticaret Odasında yapılan toplantı konuşmasından)
Atatürk'ün kooperatifleşme konusunda yapmış olduğu bazı önemli sözleri:
“Ben de çiftçi olduğumdan biliyorum, makinesiz ziraat yapılmaz, el emeği güçtür, Birleşiniz. Böylece makine alınız” (24 Ağustos, 1925 Kastamonu)
“Bu sene zirai kooperatif teşkilatına başlanmış olması, bilhassa memnuniyetimize mucip oluyor. Bu kooperatifleri memleketin her tarafına teşmil etmeyi ziyadesiyle iltizam ediyoruz” (1 Kasım 1929, TBMM açış konuşması)
“Mesela; Kooperatifler. Şurada burada halk ya da münevverlerin teşebbüsü ile fiili sahasına geçen kıymetli hasılalar görülmektedir. Hükümetimizin de bu gibi teşebbüsleri takviye etmesi lazımdır. Hükümeti Cumhuriyet bu lüzumu tabii idrak etmektedir” (27 Ocak 1931, İzmir Halk Fırkası Kongresi)
“Kooperatif teşkilatı, her yerde sevilmiştir. Kredi ve satış için olduğu gibi istihsal vasıtalarını öğretip kullandırmak için de kooperatiflerden istifayı mümkün görüyoruz” (1 Kasım 1936, TBMM Açış Konuşması)
“Köyde ve yakın köylerde müşterek harman makinalarını kullandırma köylülerin ayrılamayacağı bir adet haline getirilmelidir. Ziraai sanayi bilhassa üzerinde meşgul olacağımız mevzu olacaktır. Bu arada sütçülüğe, süt sanayine önem vermekteyiz. Sırasıyla; şehir ve kasabalarımızın temiz ve ucuz süt mamulatı ihtiyacını temin edecek fabrikalar tesisinse ve bununla ahenkli bir surette köylerdeki sütleri kıymetlendirecek ve satışı kolaylaştıracak kooperatifler teşkiline çalışılacaktır” (1 Kasım 1937, TBMM Açış Konuşması)
“Memleketimizin muhtelif yerlerinde kredi ve satış kooperatiflerinin ve birliklerinin kurulmasına devam edilmiştir. Ezcümle Karadeniz bölgesinde fındık ürünü için beş kooperatif ve bunlar için merkezi Giresun 'da olmak üzere bir birlik kurulmuştur”. (Atatürk ağır hasta olduğu için Başbakan Celal Bayar tarafından okunan 1 Kasım 1938 Meclis açış konuşmasından)
Tarihçi Profesör Herbert Meizig de Atatürk için “Dünya tarihini araştıracak olursak, söylemi ile eylemi birbirine onunki kadar uyan hiçbir devlet adamı bulamayız” diyor. Gerçekten de Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk kooperatifçilik konusunda da önderlik etmiştir. Kooperatifçilik ve Devletler Hukuku Profesörü Dr. Suphi Nuri İleri, 1935’te yazdığı ve üniversitelerde okutulan“Kooperativler” adlı kitabında, "Kemalizmin en tabi ve makul ekonomik rejimi yalnız ve yalnız kooperatifçiliktir" görüşünü dile getiriyor. Bugün de Kooperatifçilik, çağdaş Atatürkçü düşüncenin en önemli ekonomik temelidir.
19 Mart 1923’te Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nün çıkarttığı “Kooperatif Şirketler” adını taşıyan 24 numaralı yayın Atatürk'ün, “Kooperatif şirketlerinin ülkemizde de kurulmaları ve çoğalmaları milletimiz için başlı başına bir iktisadi zafer oluşturacaktır” tümcesiyle başlıyor. “Çağdaş ekonomi politikasının simgesi haline gelen kooperatif örgütünün, ülkemizde de yayılması hususunda hizmet edecek kimseler, her an çiftçi ve halkla temas olanakları bulunan kasaba ve köy öğretmenleridir. Ülkesini seven her Türk kasaba ve köy öğretmeni, köylerimizi ekonomik ve sosyal yönden yükseltecek bu kuruluşların ülkemizde yayılması hususunda var güçleriyle çalışmayı vicdani ve kutsal bir görev saymalıdırlar” sözleriyle son buluyor.
Atatürk, " Kooperatif teşkilatı, her yerde sevilmiştir", sözüyle de doğru yolda olduklarının müjdesini vermiştir.
REHBER ATATÜRK
Atatürk kooperatifçilikte ilk adımı Ankara'da atmıştır.
Ankara’daki memurlar maddi olarak çok güç koşullar altındaydı. Mustafa Kemal memurlar için Ankara’da bir tüketim kooperatifi kurulması önermiş ve konuyla ile kendisi ilgilenmiştir. O yıl çıkartılan 24 Mart 1925 tarih ve 586 sayılı bir yasa ile Ankara’daki memurlara aylıklarının yarısı kadar avans verilmesi; ancak bunun memurların ellerine verilmeyerek Ankara’da kurulacak Memurlar Tüketim Kooperatifine anapara olarak yatırılması öngörülmüştür. Bu yasa ile 21 Nisan 1925'te Ankara Memurlar Tüketim Kooperatifi kurulmuştur. 1. ortak Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa (6000 TL pay) ve 2. ortak Başvekili İsmet Paşa (525 TL) olmuştur. Diğer önemli üyeler Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak (245 TL) ve TBMM Başkanı Aldulhalik Renda (245 TL)’dır. Kooparetifin ilk kuruluş sermayesi 168.246 TL olmuştur.
Bu kooperatifin kuruluşunda kuşkusuz Mustafa Kemal yoksulluk içindeki memurlara ucuz ve kaliteli tüketim maddesi sağlamayı düşünmüştür. Ancak asıl amaç, kooperatife ilk başta kendisi ortak olarak, halka onların yanında olduğunu göstermek ve kooperatiflere güven duymalarını sağlamaktır.
Atatürk 30 Haziran 1936’da da İçel’in Tekir köyünde sahibi bulunduğu Tekir Çiftliği civarındaki üreticilerle birlikte bir tarım kredi kooperatifi kurmak üzere Ziraat Bankasına bir dilekçe vermiştir. Dilekçede ilk imzacı gene kendisidir. Ardında 35 imzacı daha vardır.
Kooperatifin kuruluşu kabul edildikten sonra Ekonomi Bakanı Celal Bayar Atatürk’e bir kutlama telgrafı göndermiştir. Atatürk de 13 Temmuz 1936’da Celal Bayar’a gönderdiği yanıtta şunları söylemiştir:
“Tarım kredi kooperatiflerinin ilki olan Tekir kooperatifinin muamelesinin bittiğini sevinerek öğrendim. Bu kooperatifte bir sayılı üye olarak bulunmamı muhabbetle yad etmenize teşekkür ederim. Tarım Kredi kooperatiflerinin az zamanda bütün yurdu kaplamasını başarı ve gayretlerinizden bekliyoruz”
K. Atatürk
SONUÇ
Kooperatif, kooperatifçilik ve kooperatif üyeliği teşvik edilmeli ve desteklenmeli; tüm üreticilerimizin ve tüketicilerimizin kooperatiflerde örgütlenebilmeleri, yetki, görev ve sorumluluk almaları, halkımıza kaliteli ve ucuz mal üretebilmeleri, ürünlerini pazarlayabilmeleri sağlanmalıdır.
Kooperatifleri destekleyen, hibe, kredi vb veren kurum ve kuruluşlar çok yapıcı ama aynı zamanda dikkatli ve eleştirel bir yaklaşım içinde olmalı, istismar, dışlama, keyfi davranışlar önlenmelidir.
Ortaklar bilinçli ve etkin olmalıdır. Yanlış yapanlar eleştirilmeli, uyarılmalı, yasal olmayan işlere, tutumlara karşı önlemler alınmalıdır.
Yurdun üretime gereksinimi vardır. Üreticinin üretmeye ve üretmek için desteğe gereksinmesi vardır. Bunun en önemli yolu üreticimizin örgütlenmesinden, güç birliği yapmasından geçer. Teori ile pratiği birleştiren ya da halk dilinde söylendiği şekliyle, elini taşın altına koymak, bilgi, beceri ve olanakları kooperatiflerde birleştirmek gereklidir.
Kooperatifçilik ekonomik bir halk hareketidir. Geniş üretici ve tüketici kitlelerin bu harekete katılmaları sağlanmalıdır. Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1 Mart 1922’de Büyük Millet Meclisi’nde, “Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici köylüsüdür. O halde herkesten daha çok refah, mutluluk ve servete müstahak ve layık olan köylüdür” diyordu. Köylü ve üretici Türkiye'nin gerçek sahibi ve efendisi olabilmek için mutlaka kooperatiflerde örgütlenmelidir.
Bugün Atatürk’ün devrimci ekonomi politikasına dönmek, kooperatifçilikte Atatürk politikasını ve ruhunu sürdürmek, en geniş kitleleri örgütlemek yaşamsal önemdedir. Kemalist devrimi tamamlanın en önemli adımlarından biri de budur.
Kaynak:
https://apelasyon.com/yazi/59/ataturk-ve-kooperatifcilik
https://www.odatv4.com/analiz/ataturk-kooperatifci-miydi-0211151200-84091
https://acikerisim.uludag.edu.tr/bitstream/11452/20453/1/3_1_17.pdf