'Koridor güvence altına alana kadar mücadelemiz bitmeyecek'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin 951'inci yıl dönümü dolayısıyla Ahlat'taki etkinlik alanını ziyaretinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir vatandaşın güvenliğini, huzurunu teminat altına almak için terör örgütlerinin başını ezdiklerini ve ezmeye devam edeceklerini dile getirerek, "Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde ezdik, ezmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
'SAKIN HA' DİYEREK PARMAK SALLAYANLAR
Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı'nın 6'ncı yıl dönümü içerisinde bulunulduğunu hatırlatarak şöyle devam etti: “Terörle mücadelede, sınırlarımız içinde ve ötesinde görev yapan, şehitlik ve gazilik mertebelerine ulaşan kahraman askerlerimizin her birine şükranlarımı sunuyorum. Halen sınırlarımızda ve ötesinde kahramanca mücadele eden askerlerimize ve tüm güvenlik görevlilerimize başarılar diliyor, Rabbimden hepsini korumasını niyaz ediyorum. Güney sınırlarımızı bir uçtan diğer uca 30 kilometre derinliğinde bir koridorla güvence altına alana kadar mücadelemizin bitmeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyorum. Kendileri diledikleri zaman, diledikleri yere harekat düzenleyip bize 'Sakın ha!' diyerek parmak sallayanların riyakarlıklarının farkındayız, bu samimiyetsiz ifadeleri asla dikkate almıyoruz. Ülkemizin güvenlik önceliklerine göre, kendi planlamamıza göre bu operasyonları sürdüreceğiz. Hep söylediğimiz gibi bir gece ansızın gelebiliriz hem de her yere gelebiliriz.
'GÜVENLİĞİMİZ VE DOSTLARIMIZIN HUZURU'
“Bizim diğerlerinden farkımız; kimsenin toprağında, birliğinde, beraberliğinde gözümüz yoktur. Biz sadece kendi güvenliğimiz ve dostlarımızın huzuru için çalışıyoruz. Geçmişi sömürge ve katliam lekeleriyle dolu olan hiçbir ülkenin, toplumun, Türkiye'nin bu haysiyetli, ilkeli ve adil mücadelesine söz söylemeye hakkı yoktur. Türkiye'nin önünü iki asırdır kullandıkları yöntemlerle artık kesemediklerini görenlerin 2023 yaklaştıkça yeni oyunlar, yeni sinsilikler peşinde koşmaları boşuna değildir. Ne yaparlarsa yapsınlar, başaramayacaklar.”
Gençlerin Ahlat'a ve Malazgirt'e sahip çıktığını söyleyen Erdoğan “Tabii bazıları, bu bozkıra bizim ısrarla niye yatırım yaptığımızı, gençlerimizi teşvik ettiğimizi anlamıyor, anlamak istemiyor.” dedi.
“Bu kesimlerin dünyanın dört bir yanındaki toplumların üstelik bizim gibi binlerce yıllık da değil yaşadıkları coğrafyadaki birkaç asırlık varlıklarını anlamlandırmak için icat ettikleri tarih ve kültür inşaat çabalarını hayranlıkla takip ve takdir ettiklerini biliyoruz.” ifadelerini kullanan Erdoğan, aynı kesimlerin, "Konu Türkiye olunca, konu Anadolu olunca, konu Türk Milleti olunca, konu İslam olunca, tam bir mankurtluk tavrıyla küçümseyici, alaycı, horlayıcı bir tavır" içine girdiğini söyledi.
Sorumluluğunun buna rağmen yaptıklarının nedenlerini anlatmak olduğunu söyleyen Erdoğan şöyle sürdürdü: “Evet Ahlat ve Malazgirt, geçmişi, bugünü ve yarınıyla Türkiye'dir. Ahlat ve Malazgirt Anadolu'nun ebedi vatanımız olarak tescilidir. Ahlat ve Malazgirt, medeniyetimizi yeniden yükseltme irademizin adıdır. Ahlat ve Malazgirt, dostlarımıza güven, düşmanlarımıza korku veren o yükselişimizin mührüdür. Ahlat ve Malazgirt, yeni nesillere sahip oldukları değerlerin ve vatanın bedelini hatırlatacak bir semboldür.
'DUALAR HER FERT İÇİN'
“Hamdolsun bugün de askerimiz, jandarmamız, polisimiz, korucumuz, aynı inançla, aynı cesaretle Bedir'deki iman ordusuna kadar uzanan bir imanla mücadelesini yürütüyor.”
Alandakilere, “Dua ile tekbirle, Fetih suresiyle çıkılan kutlu bir mücadelede zaferin de muhakkak olduğuna yürekten inanıyor muyuz?” diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:
“Elbette herkes inanmak zorunda değil. Her şey gibi iman da bir nasip meselesidir. Ama hiç kimsenin inancı ve imanıyla canları pahasına mücadele eden, alın terini ve kanını bu uğurda akıtmakta tereddüt göstermeyen kahramanlarımıza saygısızlık etme hakkı da yoktur. Kimse duadan, tekbirden, salavattan rahatsız olmasın. Çünkü bu dualar, bu tekbirler, bu salavatlar kökeni, inancı, meşrebi ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan herkesin, her bir ferdin istiklali ve istikbali için verilen cansiparane mücadelenin manevi zırhıdır. Sultan Alparslan, Malazgirt'te zafer kazandığında sadece Selçuklu'nun değil Rum'u, Ermeni'si, Yahudi'siyle Anadolu'daki herkesin geleceğini aydınlatan bir ışık yakmıştı.”