Koronavirüsün yeni mutasyonu

Her geçen gün daha da ağırlaşan koronavirüs ile insanlık mücadele ediyor. Türkiye’de ilk vakanın 11 Mart tarihinde tespit edilmesinin ardından virüs yayılmaya devam ediyor ve önlemler alınıyor. Dünyada ise Çin Halk Cumhuriyeti koronavirüs ile savaşında zafer noktasına geldi. Virüs Avrupa’da yayılmaya ciddiyetini arttırarak devam ederken ABD koronavirüsün yeni merkezi haline geldi. İtalya örneği dünyada tartışılıyor ve neoliberalizmin yarattığı yıkımla beraber koronavirüs salgını sonrası dünya düzeninin eskisi gibi olmayacağı konusunda fikir birliği var. Salgın ile mücadelede dünyadaki örnekler kamucu çözümler ile başarıya ulaşılabileceğini gösterdi.

Mutasyon, bir canlının genomu içindeki DNA ya da RNA diziliminde meydana gelen kalıcı değişmelerdir. Koronavirüs ile mücadele sürerken virüs ülkemizde mutasyon geçirdi, mutantlar yarattı. Yeni özellikleri ve şekliyle karşımıza çıktı. Evet yanlış okumadınız…

Türkiye koronavirüs ile mücadelesini mutantlara karşı da genişletmek durumunda.

MUTANT İLE KORONAVİRÜSÜN BENZERLİK VE FARKLARI

Koronavirüs insanlara “yakın temas” halinde bulaşabiliyor. Mutantların bulaşıcılığı fiziksel temasın yanı sıra kilometrelerce ötedeyken de mümkün.

Yeni mutasyon temasın yanı sıra çeşitli platformlarda bir anda karşımıza çıkabiliyor. Koronavirüs ile dışarı çıktığımızda temas ederken, mutantlar ile Facebook, Twitter, Youtube veya çeşitli TV kanallarının ekranlarında karşılaşabiliyoruz!

Koronavirüsün yalanı yok, mutasyon virüs ise toplumu hedef alırken sık sık yalana başvuruyor. Kimi zaman hiç olmamış bir şey uydurulurken, çoğu zaman ise çarpıtma var.

Kovid-19 vücuda bulaştığında yalnızca o insanın savunma sistemini hedef alıyor, mutasyon virüs ise bütün insanları hedef alıyor.

Türkiye vatandaşlarını korumak için bu virüsle topyekün savaşmak zorunda. Bu mutasyonlar “virüs artış ivmesi”, “çocuk istismarına af”, “gerçek veriler açıklanmıyor”, “Bilim Kurulu'nda uzman yok”, “Çin’den gelen testler işe yaramıyor” gibi yalanlarla toplumu hedef alıyor ve yanıltıyor, kimi zaman ise “Zırnık yok” diyerek Türk milletinin birlik ve dayanışma ruhunu zedelemeye çalışıyor.

KİM BU MUTANTLAR?

İsmail Saymaz: Dönem dönem Suriye Uzmanı, Güvenlik Uzmanı olarak, dönem dönem usta tarihçi olarak, dönem dönem CHP-HDP ittifakının önemini kamuoyuna kabul ettirmeye çalışan figüran olarak, kimi zaman istatistikçi olarak karşımıza çıkan Saymaz, virüsün Türkiye’de görülmesi ile birlikte koronavirüs uzmanı olarak ekranlarda boy gösteriyor. Saymaz Halk TV ekranlarında "Türkiye'nin önemli gazete ve ajansları adına orada bulunanlar ülkenin konuştuğu soruyu soramadı. İstifa etmeyi düşündünüz mü Süleyman Soylu'nun istifası için ne diyorsunuz" sorusunu soramıyor. Öyle bir baskı var ki insanların bir bakana sizin istifa ettiğiniz iddia ediliyor sorusunu sorma cesareti kalmamış, çünkü haklı olarak korkuyorlar." dedi. “GAZETECİ” İsmail Saymaz o sırada diğer ek meslekleriyle uğraşıyor olacak ki 1 gün öncesinde aynı sorunun Bakan Fahrettin Koca’ya sorulduğunu atladı, ya da mutasyon olmanın gereği yalana başvurdu. Saymaz daha önce de yurtdışından döndükten sonra 14 gün kuralına uymayarak sık sık TV programlarına katılmıştı.

Emre Uslu: Fetullah Gülen’in has memurlarından olan Emre Uslu, mutantların en eskilerinden. Yalan, iftira ve kumpaslara koronavirüs ortaya çıkmadan çok çok önce de başvuruyordu. Ergenekon kumpasında yalanlarıyla yurtseverleri hedef aldı. Türkiye’nin yakın tarihinde gazeteciliğin adını yalanları ile sık sık kirletti. Terör suçlarından hapishanede bulunanlar için koronavirüsün ilk çıktığı andan itibaren tahliye çağrılarında bulundu. İnfaz yasasında terör suçluları muaf tutulunca “infaz paketinde çocuk istismarı” yalanına başvurdu. Milli Dayanışma Kampanyasından ve Tekalif-i Milliye’den rahatsız olan Uslu “Halkın parasına ve malına da mı çökecekler” diyerek Türk milletinin dayanışma ruhunu hedef aldı.

Yurtdışına kaçan bu mutant yalnızca Twitter’dan bulaşıcı olabiliyor.

Yılmaz Özdil: Mutantlar arasında yeni gen dizilimine sahip, “en aydın görüneni” Yılmaz Özdil’dir. Bu versiyon daha önce tüccarlık deneyimiyle de bilinir. Atatürk’ün kendi yazdığı, mücadelesini anlatan Nutuk kitabı 10 TL- 20 TL arasında satışa sunulurken, Özdil hurafelerle dolu Mustafa Kemal kitabını 2500 TL’ye satışa sunmuştur. Süper Atatürkçü bu mutasyonumuz Tekalif-i Milliye örnek gösterilerek başlayan Milli Dayanışma Kampanyasına ise şüpheyle bakmış, kampanyayı duyunca bir anda Atatürkçülüğünü dahi unutmuştur. Tabi ki varsa! “Zırnık Yok” diyerek, toplumun birlik ve dayanışma ruhunun en yüksek olması gereken dönemde kutuplaşma yaratmış, Türk milletinin savunma mekanizmasını hedef almıştır. Bu mutasyonlar arasında en “görünmez” olanıdır.

Zafer Arapkirli: Arapkirli koronavirüsün ülkemizde görülmeye başladığı günden itibaren ölüm oranlarında 0.21 rakamının olduğunu iddia etti. “Bu tablo anormal değil mi? Sağlık Bakanlığı'nın bilgisayarlarına kedi girmiş” yorumlarında bulundu. Matematik bilmeyen usta gazetecimiz eline hesap makinesini alsa iddialarının yanlış olduğunu anlayacaktı. Ancak ne hikmetse hesap makinesini almak, yalan söylemekten daha zordu. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, iddialara tabloyla yanıt verdi. Oranlarda günden güne farklılık olduğu görüldü.

Mine Kırıkkanat: Aydın kılıfı türüyle ilgili gerçeği örtmeyen bir diğer mutantımız da Mine Kırıkkanat. 29 Mart tarihinde kaleme aldığı köşe yazısında dünyadaki son durumu “Çin, eksiğini gediğini disiplinli dev nüfusu üzerinde uç önlemler alan baskın devlet sayesinde hızla tamamladı. Keza komşuları da öyle yaptılar. Kuzey Kore diktası ya da despotik Rusya’da neler olup bittiğini bilmiyoruz” şeklinde açıklıyor. Denetimi ve kamucu önlemleriyle koronavirüs vakalarının görülmesini dahi önleyen KDHC diktatörlük, Rusya ise önlemleri nedeniyle despotik tanımına kavuşuyor. Görmek istemediği ise Batı’nın koronavirüs ile mücadelede sınıfta kaldığı gerçeği. ABD ve ABD ülkeleri insanı önceleyen çözümlerin yerine bireysel çıkarları öne aldı. Koronavirüs ile mücadele etmek yerine kâr sistemini uyguladı. Çin, Rusya ve Türkiye ise Dünyaya virüs ile mücadelede yardım elini uzattı. 7 kıtaya yeni dünyanın dayanışma ruhunu götürüyor.

Mine Kırıkkanat’ın bulaşıcılığı bununla da sınırlı değil. İnfaz yasasıyla ilgili çocuk istismarı haberlerine “yalan ne kadar büyük olursa inananı da o kadar çok olur” mantığıyla balıklama atlayarak “Akılları hala bunda. Korona pandemisi bile değiştiremedi beyinlerinden sarkan önceliklerini” yorumlarında bulundu.

KORUNMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ?

Virüs ile ortaya çıkan çok sayıda mutanttan bir kısmını sizlere tanıttım. Şimdi mutasyondan korunmak için ne yapmalıyız sorusuna cevap vereceğim.

Mutantlar sokakta değil evimizin içinde. Cep telefonumuzda, bilgisayarımızda ya da TV ekranlarında... Mutantlara karşı sosyal mesafemizi koruyalım. Hemen inanmayalım.

Virüs ile mutasyonun ortak özelliği bağışıklık sistemimizi hedef alması demiştik. Bağışıklık sistemimizi güçlendirdiğimiz zaman virüs ile de savaşmamız çok kolay. Türk milletinin birlik ve dayanışma ruhunu güçlendirelim. Milli Dayanışma Kampanyası'na destek verelim.

Hangi platformda karşımıza çıktıklarına bakmaksızın tokalaşma, sarılma, RT’lemek, beğenmek, paylaşmak gibi yakın temastan kaçınalım.

Mutasyon etkilerini hissettiğiniz takdirde, doğru habere ve gerçek bilgilere ulaşmak için Aydınlık Gazetesi'ni takip edelim.

Unutmayın, bir gerçek bin yalandan daha güçlüdür!