Korunan Sahne’den dayanışma çağrısı: Popüler kültürün, piyasalaşmanın panzehiri tiyatro
Nâzım’ın Kedisi oyunuyla perdelerini açmaya devam eden Korunan Sahne, bir dayanışma bildirisi yayımladı. Okday Korunan’ın kaleme aldığı bildiride, tiyatronun piyasalaşmanın, popüler kültürün panzehiri olduğu kaydedildi


Tiyatro Sanatçısı Okday Korunan’ın yönettiği Korunan Sahne; popüler kültüre ve piyasalaşmaya karşı bir bildiri yayımladı. Okday Korunan’ın kaleme aldığı bildiride, “Nazım’ın Kedisi” oyunu gibi yaşamı sorgulayan pek çok oyun salonlarda sizleri bekliyor… Koltukları doldurun. Dostlarınızı, komşularınızı davet edin… Çalışanlarınızla gelin... Öğrencilere askıda bilet alın… Sanatın gücüne inanın” ifadelerine yer verildi.
'SANAT GÜZELİ SORGULATAN KIYMETLİ BİR YOLDUR’
Sanatın; ufuk açıcı, güzeli sorgulatan bir yol olduğunu belirtilen metinde “Demokrasilerin gücünü belirleyen “lâiklik” ilkesi, bu gücü besleyen de felsefe ve estetiktir. Estetik kavramının alt başlığında yer alan “Sanat felsefesi” üzerinden yürünerek bir düşüncenin güçlü, şaşırtıcı, tekrar edilemez ve aşılamaz aktarımı sanattır. Sanat yüksek tesirli, ufuk açıcı, güzeli sorgulatan, bireysel gelişimi sağlayan kıymetli bir yoldur. Empati kurma gücümüzü zenginleştirir… Demokrasinin kıymetini kavratır. Adaletin, vicdanın, insani olanın değerini özümsetir. İnsan olma yolculuğumuzun yol haritasını çizer. Güzellik yitirildiğinde cehalet ve taassup hortlar. Kaba kuvvet öne çıkar, şiddet boy gösterir. Karanlık bir döneme geçilir. İnsanlık sınıfta kalır…” denildi.
SANAT İNSANI YÜCELTİR
Tiyatronun insanın en eski ifade biçimi olduğu vurgulanan bildiride, şu sözlere yer verildi:
Tiyatro tüm sanatların bileşkesi ve çıkış noktasıdır. İnsanın en eski ifade biçimidir. En temel eylem olan oyun kavramını içinde barındırır. Düşüncenin gelişimini sağlar... Dans, şiir yaşamın merkezinde özgürce yer alıyorsa edebiyat, heykel, resim, müzik, mimari, sinema ve daha pek çok diğer sanat disiplini o coğrafyada yaşıyor, nefes alıyor demektir. En önemlisi umut var ve korunuyor demektir... Bir şehrin kültürünü, bir ülkenin kaderini, bir insanın vicdanını yükselterek mutluluk, gelişmişlik seviyesi üzerinden evrensel değerlere yönlendirmek, kıymetlendirmek istiyorsanız sanat etkinliklerini mutlaka destekleyin. Çünkü sanat sevgi, barış, huzur, güven ve lâikliğin teminatıdır. Ekonomik büyümenin, aydınlık geleceğin habercisidir…
POPÜLER KÜLTÜRE PANZEHİR
Popüler kültürün tuzaklarına dikkat çekilen manifestoda, vatandaşlara da tiyatroya gitme çağrısı yapıldı. Bildiride şu ifadeler kullanıldı:
“Salonları bilinçli tercihlerinizle doldurun. Özü, bilimi, evrensel değerleri biçime kurban etmeden… Emeklerinizin birikimini kolayca saçalamadan seçimlerinizi yapın. Popüler kültürün tuzaklarına düşmeden, aklınızı kiraya vermeden özgür seçimlerinizle sanata destek verin… “Her insan eylemlerinin süreci içinde insandır”, eylemlerinizle sorumlu olacağınızı unutmayın. Bilin ki, her bilinçli destek dayanışma duygusunu yüceltecek, yarınların daha güzel olması için umut olacaktır.”
‘ZOR ZAMANLARDA EN ÇOK SANATIN DİLİYLE KONUŞUN’
“Zor zamanlarda en çok sanatın diliyle konuşun. Gülmekten asla vazgeçmeyin” denilen bildiride şöyle denildi:
“Zorlukların aşılmasına az bir süre kaldığında karanlığın yoğun ama aydınlığın önümüzde olduğu muhakkaktır. Cephede (Reşat Nuri Güntekin) Çalıkuşu romanını okuyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü düşünün… “Cumhuriyetin temeli kültürdür”, “sanatçı alnında ışığı ilk duyandır” sözünü hatırlayın.
Zor zamanlarda en çok sanatın dili ile konuşun. Gülmekten asla vazgeçmeyin. Müziksiz yaşamın çekilmez olacağını bilin. Galerilere gidin, müzeleri gezin. Resim, heykel satın alın… İnadına duvarlarınızı, yaşam alanlarınızı, kendinizi süsleyin. Sanatın diliyle konuşmayanların vandal bir dil kullanacaklarını mutlaka bilin… Beyninizi, yüreğinizi besleyin. Okuyun, kitap, dergi, gazete… Daha çok okuyun. Felsefeye, bilime, sanata zaman ayırın. Unutmayın ki, sanat akıl sağlığımızı korurken, ruhumuzun da gıdasıdır...”
SEYİRCİLERE DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Ego ve hırslardan uzaklaşma çağrısı yapılan bildiride tiyatronun dayanışma yaratan gücüne dikkat çekildi. Bildiride şu ifadeler kullanıldı:
“Tiyatromuzun akademik batılı adımlarını atan Muhsin Ertuğrul’un emek ve çabalarını okuyun, bilin ve asla unutmayın. Unutturmayın…
“Nazım’ın Kedisi” oyunu gibi yaşamı sorgulayan pek çok oyun salonlarda sizleri bekliyor… Koltukları doldurun. Dostlarınızı, komşularınızı davet edin… Çalışanlarınızla gelin... Öğrencilere askıda bilet alın… Sanatın gücüne inanın… Güzel yarınlara sahip çıkın. Duygularımızın, erdemlerimizin, samimiyetimizin, insanlığımızın ekonomik ölçü ile değerlendirilecek bir karşılığı asla olamaz… Hele böylesi dayanışma günlerinde… Ekonomik zorlukların yaşamı dayanılmaz hale getirdiği anlarda… Burjuva birikimlerin, saçma hırsların yersiz olduğu gerçeği tüm çıplaklığı ile önümüzde dururken… Ego ve hırslarımızı alt ederek, toplumsal faydaya değer vererek, dayanışma duygusunu öne çıkararak davranmayı deneyin. Sansür ve engellerin önüne geçmek için sanatlı etkinliklerle, sendikalarla dayanışma içinde olun. Değişimin bir parçası ve destekçisi olmanın onurunu yaşayın.
Bu ülke, coğrafya hepimizin… Yarınlar gençlerimizin. Gençlere cumhuriyetimizin kazanımlarını koruyup, kollayarak aktaralım. Birlik, beraberlik içinde sanatta buluşalım… Dayanışmanın gücünü yaşayalım… Yaşatalım. Sanat her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsa ona destek olalım. Geleceğe söylenecek sözümüz ve o sözü söyleyecek yüzümüz olsun.”