Kovid-19 AB'de deprem etkisi yaptı
Ulus devletlerin ve milliyetçiliğin yükselişi Kovid-19 sonrası dönemde görülecektir. AB içinde yoğun tartışmalar olacaktır, bu tartışmaların AB’nin varlığı ve geleceği konularını da kapsaması kaçınılmaz.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun web sayfasına girildiğinde, “Avrupa Birliği (AB) nedir?” sorusuna verilen cevapta şu ifadelere yer verildiği görülmektedir: “Avrupa Birliği (AB), demokratik Avrupa ülkelerinden oluşan, vatandaşlarının hayatını iyileştirmek ve daha iyi bir dünya yaratmak için çalışan bir ailedir. Aynı zamanda AB, hem büyük bir ticari güç hem de çevre koruma ve kalkınma yardımları gibi alanlarda bir dünya lideri haline geldi. Bu yüzden Avrupa Birliği’nin altıdan yirmi sekiz ülkeye kadar genişlemiş olması ve daha birçok ülkenin üyelik için sırada olması şaşılmaması gereken bir şeydir. Avrupa Birliği başarılarını olağandışı bir şekilde çalışmasına borçludur. Avrupa Birliği olağandışıdır çünkü ne Birleşik Devletler gibi bir federasyon ne de Birleşmiş Milletler’e benzer hükümetler arasında bir iş birliği organizasyonudur. Avrupa Birliği aslında benzersizdir. AB’yi oluşturan Üye Ülkeler bağımsız, egemen milletler olarak kalırlar fakat egemenliklerini, dünyada tek tek sahip olamayacakları gücü ve etkiyi kazanmak için bir araya getirirler” yazıldığı görülmektedir. Peki Avrupa Birliği ülkelerinde Kovid-19 Pandemisi ile ilgili AB nasıl “işbirliği organizasyonu” olmuş ve “vatandaşlarının hayatını iyileştirmiş” inceleyelim.
Kovid-19 pandemisi, AB’de ilk olarak İtalya’da başlamış ve pandeminin merkezi İtalya olmuştur. Daha sonra Avrupa kıtasında İtalya’yı, İspanya, Fransa, İngiltere ve Almanya gibi ülkeler takip etmiştir. İtalya ve İspanya’nın pandemi ile ilgili yardım taleplerine diğer Avrupa Birliği ülkeleri kayıtsız kalmışlardır. İtalya hükümeti ve halkı kendilerine desteğin olmaması veya çok geç kalmasından hayal kırıklığına uğramıştır.
Avrupa Parlamentosu Sosyal Demokratlar Grubu üyesi Elisabetta Gualmini DW’ye yaptığı açıklamada, “Pandeminin başlangıcında AB'nin geç kalan ve yavaş tepkisi bizi oldukça hayal kırıklığına uğrattı” diyerek bu hayal kırıklığını vurgulamıştır.
'AB'NİN VİZYONU YETERSİZ KALDI'
İtalya Başbakanı Giuseppe Conte’de yine AB’nin yeterli dayanışmayı gösterip göstermediği konusunda şu görüşleri paylaştı: “… Pandemi, herkesi etkileyen olağanüstü bir simetrik şoktur. Bu nedenle, olağanüstü enstrümanlar kullanan güçlü ve müşterek bir reaksiyonla cevap vermek gerekir. Ancak bazı AB ülkeleri eski yaklaşımlarla politika yürütüyorlar. Bu kriz için yetersiz bir vizyondur… Avrupa’yı kalbinde hisseden herkes bu davayı desteklemelidir. AB bu tarihsel durumdaki rolünü yerine getirmezse, vatandaşlar buna daha fazla güvenecekler mi yoksa kalıcı olarak güvenlerini mi kaybedecekler? Risk açıktır. Geri dönülmez noktaya varılmak üzeredir. Açık olarak uyarıyorum, eğer AB görevini yerine getirmezse, İtalya’da olduğu kadar İspanya’da ve başka ülkelerde de milliyetçi eğilimler ve Anti-Avrupacılık akımı çok daha güçlenecektir. Böyle giderse Avrupa kaybedecek. Şimdi harekete geçme ve sorumluluk zamanı. Sonra hesaplar ve eleştiri yapmaya sıra gelecektir.” (https://www.aydinlik.com.tr/haber/conte-den-ab-ye-geri-donulmez-noktaya-gidiyoruz-204333).
Bu pandemi sürecinde AB’de her ülke kendini düşünmüş ve AB olarak ortak kararlar alınamadan kendi kararlarını bağımsız olarak almışlardır. Örneğin Almanya, kendi ihtiyacını karşılamak için tıbbi araç ve malzemelerin ihracatını mart ayı başında yasaklamıştır. Bu yasak, İtalya tarafından ısmarlanan koruyucu maskelerin gönderilmemesine de yol açmıştır. Ancak 12 Mart’ta bu konuda yeniden düzenleme yaparak, AB ülkelerine ihracatı serbest bırakmıştı. Tıbbi malzeme gönderen Almanya’nın yardımları ise bu nedenle çok gecikti. Bu konuda Belçikalı düşünce kuruluşu Egmont Uluslararası İlişkiler Kraliyet Enstitüsü Müdürü Sven Biscop, “Bu olay çok kötü bir örnek. Bir krizde her ülkenin önce kendini düşündüğünü gösteriyor.” diyerek durumun vahametini vurgulamıştır.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksander Vucic,, “AB kriz anında bize yardım etmedi. Sırp parasının bir değeri olmadığını gördük” diyerek yine benzer bir tepki de bulunmuştur.
En ağır tepkilerden birisini ise Bulgaristan Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Krasimir Karakaçanov yapmıştır. Karakaçanov, Epicentır adlı haber sitesine verdiği özel söyleşide, “Büyük devletler sınırlarını kapattı, Avrupa dayanışması fikri nereye gitti” adlı soruya, “Avrupa'da vatandaşların yararına çalışan tek kurumun pahalı Avrupa bürokrasisinin değil, ulus devletin kendisi olduğu ortaya çıktı. Avrupa bürokrasisi, ulus devletleri yok etmek için direktifler yayımlayarak eşçinsel evliliklerle meşguldü. Şimdiye kadar Avrupa'dan tek maske almadık. Türkiye ve Çin'den geldi. Korona virüsün kendilerine AB elitinin tamamen yapay olduğunu ve Avrupa'da lider olmadığını gösterdiğini, Avrupa bürokrasisinin ulus devletlere değil, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet ettiğini” belirtti.
YARDIMDA BÖLÜNDÜLER
AB ve Batı, İtalya ve İspanya gibi pandemiden en fazla etkilenen AB ülkelerine yardım etmez iken Çin, İtalya’ya destek verebilmek için 37 doktor grubu ve 20 ton sağlık ekipmanı gönderdi. Ayrıca Rusya, Vietnam tıbbi malzeme, Küba ise doktor gönderdi. Türkiye’de, İtalya, İspanya, İngiltere, Bulgaristan, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan, Bosna Hersek ve Kosova için maske, tulum ve tanı kiti gibi yardımları yaptı.
Kovid-19 ile ilgili yardımlar için Euro para birimini kullanan AB üyesi ülkelerin Maliye Bakanları birçok kez toplandılar. En son 8 Nisan 2020 tarihinde video konferans yöntemiyle 16 saat süren bir toplantı yaptılar ama anlaşma sağlayamadılar. Toplantıda, Kovid-19 salgını nedeniyle birlik ülkelerinde istihdamı korumak için 100 milyar Euroluk yeni ücret destek programı kurulması, Avrupa Yatırım Bankası'nın (EIB) şirketlere 200 milyar Euroluk kredi garantisi sağlaması, Euro Bölgesi ülkelerine mali destek sağlamak için kurulan Avrupa İstikrar Mekanizması'nın (ESM) ülkelere 240 milyar Euroluk kaynak aktarması ile koronavirüs salgınının neden olduğu zararı gidermek için uygulanan politikaların finansmanı için ortak borç enstrümanı (coronabono) kurulması gibi çeşitli başlıklar ele alındı. Kovid-19 krizinden en fazla etkilenen AB ülkeleri İtalya ve İspanya ortak borçlanma sistemi kurulmasını istiyor. Hollanda, İsviçre, Danimarka ve Avusturya, Kovid-19 krizinden ekonomisi en çok etkilenen İtalya ve İspanya'ya yapılması planlanan yardım şartlarına karşı çıktı.
Fransız Maliye Bakanı Le Maire toplantı sonucunda uzlaşma gerçekleşmeyince, AB’li mevkidaşlarına seslenerek, “Hergün yüzlerce, binlerce ölü saymamıza rağmen, Maliye Bakanları kelimeler ve sıfatlarla oynuyorlar. Bu durum Maliye Bakanları için, Avrupa için, Euro grubu için bir utanç kaynağı. Krizin ciddiyeti konusunda ortak bir anlayışa sahip olmalı ve güçlü bir ortak tepki vermeliyiz. Bu sorunun üstesinden gelemezsek, önce piyasalar, sonra kendi halklarımız, sonra da diğer ülkeler tarafından yargılanacağız. Avrupa’nın ve Euro’nun geleceği söz konusu” diye konuştu.
Fransız Le Figaro gazetesinin haberine göre ise Maliye bakanlarından bir tanesi, “Bugün bir uzlaşma çıkacağından emin değilim. Topu liderlere atacaklar. Bu belki biraz zaman kazanılmasına yardımcı olur, ama sorunu çözmez” diye olumsuz düşüncesini açıklamıştır.
Maliye Bakanları, konu ile ilgili 9 Nisan 2020 tarihinde tekrar toplandılar. Avusturya, Finlandiya, Almanya ve Hollanda’nın ekstra koşullar talep etmesine rağmen İtalya, İspanya ve Fransa gibi yardım talep eden ülkelerin dediği oldu ve AB ülkeleri korona virüsten kaynaklanan ekonomik zararlarını kapatmak adına 500 milyar Euroluk bir yardım bütçesinde anlaştılar. Kredi limitine erişim için tek gereklilik ise, ülkenin bu fonları Covid-19 nedeniyle doğrudan ve dolaylı sağlık hizmetleri, tedavi ve önleme ile ilgili maliyetlerin yerel finansmanını desteklemek için kullanmayı taahhüt etmesi olacaktır. Fakat Almanya’nın karşı çıktığı Korona tahvilleri üzerinde bir anlaşma ise sağlanamadı. Sürekli bir kalkınma fonu oluşturulması gerekliliği görüşmekle birlikte bu fonun finansmanı konusu netleşmeyen bir konu olmuştur. Avrupa Birliği mevcut krizi geçici ve kısa vadeli bir şekilde çözmekle birlikte, Kovid-19 krizi neticesinde meydana çıkan yapısal sorunlar ise çözülememiştir.
Kovid-19 pandemisi ile zarar gören küreselleşme, Avrupa Birliği vatandaşlığı, üyeliği ve kimliği gibi kavramlar neticesinde Avrupa Birliği’nde ve dünyada ulus devletlerin ve milliyetçiliğin yükselişi Kovid-19 sonrası dönemde görülecektir. AB içinde yoğun tartışmalar olacaktır, bu tartışmalar AB’nin varlığı ve geleceği konularını da kapsayacaktır. Ne yazık ki Kovid-19 krizinde AB iyi bir sınav vermemiştir. AB bu krizde başarısız oldu da, Dünya Sağlık Örgütü, BM, NATO ve diğer uluslararası kuruluşlar mı başarılı oldu?