Köy Enstitülerinin günümüze etkileri bu panelde: Dijital çağın öncüsü olabilirdik

Cumhuriyet Devrimi’nin kökleşmesini sağlayan ve “Küçük Amerika” süreciyle birlikte 1946 yılında kapatılmaya başlanan Köy Enstitüleri, Emin Antik Sanat Merkezi’nde konuşulacak.

Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı, Prof. Hasan Pekmezci ve felsefeci-yazar-eleştirmen Ümit Yaşar Gözüm’ün konuşmacı olduğu “Büyük Düşten Hüsrana Köy Enstitüleri” başlıklı panel, Türkiye’nin aydınlanma mücadelesini masaya yatıracak. 4 Ocak Cumartesi günü (yarın) saat 14.00’te başlayacak panelle ilgili Ümit Yaşar Gözüm’le konuştuk.

HER ALANDA DÖNÜŞÜMÜ TAMAMLAYABİLİRDİK

Neden “Büyük Düşten Hüsrana” ifadesini kullandıklarını açıklayan Gözüm, “Köy Enstitülerinin baltalanmasından Türkiye büyük kayıpla çıkmıştır. Şayet Köy Enstitüleri 1900’lerin sonunu görebilseydi, Türkiye her alanda dönüşümünü tamamlamış, Dijital Çağ’ın kapısını aralayan ilk ülke olarak konuşuluyor olacaktı. Bugünkü travmalarımızın ardında yatan etken sebeplerden birisi ve en önemlisi yeni çağı kucaklayacak bir eğitim sistemi kuramamış olmamızdır diyebiliriz. Oturumun başlığını ‘Büyük Düşten Hüsrana’ koymamın sebebi de ne yazık ki, tükenmeyen hüsranlarımız.” dedi.

TÜRKLERİN UYGARLIĞA BÜYÜK KATKILARINDAN BİRİ

Köy Enstitülerinin Türklerin uygarlığa büyük katkılarından biri olduğunu kaydeden Gözüm, “Tonguç gibi idealist bir eğitimci, Hasan Ali Yücel gibi idealist bir siyasetçinin önderliğinde on binlerce eğitimci ve on binlercesi eğitim sistemine katılan öğrencileriyle Türkiye’nin Cumhuriyet’ten sonra demokratik diriliş destanını yazdığı büyük projedir.” ifadelerini kullandı.

AYDINLANMANIN MİHENK TAŞI OLDU

Enstitülerin Türk aydınlanmasının yeniden dirilişinin mihenk taşı olduğunu belirten Gözüm, “Bu yönüyle imparatorluktan ulus devlete geçiş serüveninde eğitimli insan sayısı sınırlı olan ülkemizin, en ücra köşesinde yaşayan çocuk ve gençlerimizi cehalete karşı mücadele serüveninin bir parçası yapma düşüncesidir.

"Köy Enstitülerine ‘Türk Aydınlanması’nın yeniden dirilişinin mihenk taşıdır diyebiliriz. Ben Atatürk’ün ‘Az zamanda çok işler yaptık.’ söyleminin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonraki, varlığa bürünmüş yüzü olarak Köy Enstitülerini görürüm.” diye konuştu.

HASAN ÂLİ YÜCEL KENDİ PARTİSİNDEN DESTEK GÖRMEDİ

Köy Enstitülerinin, siyasetçilerin feodaliteye baş eğmesi nedeniyle kapatıldığını kaydeden Gözüm, bunun Türkiye’nin büyük hüsranı olduğunu dile getirerek, “Tonguç eğitim felsefesini özümsemiş bir kişiliktir, aynı zamanda iyi bir bürokrattır. Eğitimdeki bu dönüşüm projesinin taşıyıcı desteği kendisi de bir düşünce insanı olan felsefeci Hasan Ali Yücel’dir.

"Dönemin Milli Eğitim Bakanı olarak projenin her aşamasında siyasilerin, her iki cenahın yobazlarının ve köy ağalarının hedefi olmaktan asla çekinmemiştir. Siyaset yaptığı partisinin ve liderinin arkasında duracağından emindir. Ancak kendisinin Tonguç’a verdiği desteği, ne yazık ki partisinden görememiştir.” sözlerini kullandı.