Köylülerden çağrı: Mayınları temizleyin ekip biçelim
Sınır illerimizdeki arazilerin 215 milyon metrekaresi, 1954'te kamulaştırıldı ve mayınlandı. 51 milyon metrekaresi temizlendi, geriye 164 milyon metrekaresi kaldı. Mayınların ömrünün bittiğini söyleyen köylüler, 'Buralarda ekersek buğdayda ithalat sorunumuz kalmaz.' dedi
Sınır illerimizde kanayan bir yara mayınlı araziler. 1954 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki sınır illerimizde araziler, güvenlik gerekçesi ile önce köylülerden alınarak kamulaştırıldı ardından da mayınlandı. Mayınlanan 214 milyon 732 bin 307 metre kareden 50 milyon 649 bin 739 bin metrekaresi temizlendi. Ancak hâlâ temizlenmeyen 164 milyon metrekare arazi mayınlı.
Mayınların kullanma ömrü 75 yıl. Yani mayınların ömrü 7 yıl sonra tamamlanacak. Arazilerin temizlenmesi ilk 2004 yılında gündeme geldi. Mayınlı araziler için ihale yapıldı ve ihaleyi İsrail menşeli bir şirket kazandı. İtiraz üzerine Anayasa Mahkemesi ihaleyi iptal etti ve arazilerin temizlenmesi işi Mili Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerine verildi.
TAPULU ARAZİLER DUVARLARIN ÖTESİNDE
Mayınlı arazilerin 130 milyon metre karelik bölümü Hatay Suriye sınırında yer alıyor. Aydınlık ve Ulusal Kanal ekibi olarak Hatay sınır bölgesindeki mayınlı arazilere yakın ilçelerde vatandaşlara görüştük.
Altınözü, Reyhanlı, Kumlu, Kırıkhan ve Hassa ilçelerinde yaptığımız incelemelerde 3 metrelik güvenlik duvarları, duvarların üstünde dikenli teller, gözetleme kuleleri, asker nöbet yerleri ve havadan kontrol sistemleri kurulduğunu gördük. Güvenlik duvarlarının çekilmesi, arazisi olan çiftçileri sıkıntıya sokuyor. Bazı ilçelerde duvarlar sınırın sıfır noktasından çekilmiş. Bazı ilçelerde ise çiftçinin tapulu malları duvarların ötesinde kalmış.
Altınözü ilçesi Hacıpaşa ve Boynuyoğun mahallerinde sınır, Asi nehri iken duvarlar bizim toprakların içerisinden çekilmiş. Güvenlik duvarlarının içinde kalan topraklara çiftçiler, askeri yetkililerden izin alarak girebiliyor. Duvarın içinde kalan yerlere ise sadece toprak sahibi olan girebiliyor, tarım işçileri girmekte zorlanıyor. Asi nehrinin kenarında sığınmacılar için kurulan konteynerler de bulunuyor ve bu yüzden de bölge çok sıkı denetleniyor ve korunuyor.
3 BİN DÖNÜM TOPRAK EKİLEMİYOR
Reyhanlı ilçesi Kuşaklı Köyü, Oğulpınar ve Bükülmez köylüleri, duvarın ötesinde kalmış olan topraklarını yeniden ekip biçmek istiyor. Başvurmadıkları yer kalmamış ama sorunu bir türlü çözememişler. “Bizim duvarın ötesinde kalan toprakları, Suriyeli sığınmacılar kullanıyor” diyen köylüler, sınırın sıfır noktaya getirilerek, yaklaşık 3 bin dönüm topraklarını ekip, biçmek istiyorlar. Toprakların yeniden çiftçiye verilmesi durumunda göç önlenecek, istihdam sağlanacak, yoksulluk bitecek ve gençler gurbete gitmeyecek.
‘BİZ EKELİM İTHALAT OLMASIN’
Kuşaklı köyünden Cumaali Es, şöyle konuştu: “Bizim topraklar, 1954 yılında kamulaştırıldı. Bu topraklar mayınlandıktan sonra kullanamadık. 2020 yılında çekilen duvar sonucunda bizim köylülerin tapulu olan 3 bin dönüm arazisi duvarın ötesinde kaldı. Bu duvarların ötesinde kalan topraklarda Suriyeli sığınmacılar ev yapıyor, ekip biçiyor. Hem bu duvar ötesinde kalan topraklar, hem de mayınlı arazi toprakları bize verilse bizim çocuklarımız başka illere mevsimlik işçi olarak başka yerlere çalışmaya gitmezler. İstanbul, Antalya gibi illere giden işçilerimiz geri döner. Biz başka ülkelerden buğday ithal ediyoruz, o zaman bu ithalatı yapmamıza gerek kalmaz. Yine bu mayınlı arazilerin temizlenmesi 2014 denildi olmadı, 2022 denildi olmadı, şimdi başka zamana ertelendi. Bu nasıl bir durum ki sürekli erteleniyor ve ne zaman sorunun çözüleceği belirsiz. Bu topraklar birisine peşkeş mi çekilmek isteniyor?”
Mayınların birçoğunu Suriyeli sığınmacıların temizlediğini ifade eden Es, “Türk Silahlı Kuvvetleri bunu daha kısa zamanda yapar ve bu topraklar ekime açılır. Kısacası mayınlı arazilerde bana göre mayın kalmadı. Zaten sığınmacılar oralara evlerini yaptılar” dedi.
‘TOPRAKLARIMIZDA ÜRETMEK İSTİYORUZ’
Kumlu ilçesi Yeniköy’de çiftçilik yapan Reşit Duman da bölgede pamuk, buğday ve mısır üretiminin yapıldığını ama son dönemlerde küçük topraklarda daha kârlı iş olan meyveciliğe yöneldiklerini belirterek şöyle konuştu: “Pamuk para etmekte ama buğday ve mısır para etmediği için meyvecilik alanına girdik. Meyvede kısa sürede para kazandığımız için Hatay Amik Ovasında meyvecilik bir geçim kapısı oldu. Mayınlı arazilerin üretime açılması son derece önemli. Biz çiftçiler olarak bir karış toprağın boş kalmasını istemeyiz. Aynı zamanda bu toprakların ekilmesi, biçilmesi milli ekonomiye katkıdır. Ben kazanırken işçi kazanacak, mazot satan, gübre satan kazanacak. Bu araziler atıl kalacağına, temizlenmesi, üretime açılması, bitki yetiştirilmesi, hayvancılık için mera alanları oluşturulması gerekmekte. Biz çiftçiler bir an önce bu arazileri ekip, biçmek istiyoruz. Umarım yetkililerde bu işi hızlandırır ve bölge çiftçilerine bir geçim kapısı daha açmış olurlar.”