Krizi yaratanlar krizi çözemez! Almanya'da CDU/CSU-SPD koalisyon yolunda
Gözler Almanya’da kurulacak yeni hükümette. Seçimden birinci çıkan Hristiyan Birlik Partisi (CDU/CSU) lideri Friedrich Merz, koalisyon görüşmelerine hazırlanıyor, seçimde büyük bir hezimet yaşayan Sosyal Demokrat Parti’ye yeşil ışık yaktı. Yeni hükümet Almanya’nın krizlerine çözüm getirebilir mi?


Almanya’daki seçim sonuçları siyasetteki sıcaklığını koruyor. Gözler yeni kurulacak olan hükümette. Seçimlerde Friedrich Merz’in liderliğindeki Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) birinci oldu. Milliyetçi olan Almanya için Alternatif Partisi (AfD) ikinci, seçim hezimeti yaşayan Başbakan Olaf Scholz’un partisi SPD (Sosyal demokratlar) ise üçüncü sırada. Merz, ikinci parti olan AfD ile bir koalisyon oluşturmayı düşünmüyor. Bu durumda ağır kayıplar yaşayan SPD'nin koalisyon ortağı olması güçlü bir ihtimal. Almanya’nın önünde ise siyasi ve ekonomik krizler bir dağ gibi duruyor. Seçim sonuçlarını Aydınlık Avrupa’ya değerlendiren Siyaset Bilimci Benedikt Kaiser ‘krizlerin çözümü, krizleri yaratanlardan gelmez’ dedi.

‘KUTUPLAŞMA, GERGİNLİK VE GALEYAN’
Almanya’daki seçim tablosunu nasıl buldunuz? Bu seçimde neden yüksek katılım vardı?
Federal seçim, on yıllardır görülmemiş bir şekilde kitleleri hareketlendirdi. Bu, kutuplaşma, gerginlik ve galeyan yaratan krizlerin bir araya geldiği bir seçimdi. Partiler mobilize olabildi çünkü seçmenler tam bir karmaşa içindeydi: bazıları “sağa kaymaktan” korkuyorken bazıları bu “sağa kaymayı” talep ediyor, diğerleri ise kurtuluşu güçlü bir “merkezde” arıyordu. Başka bir deyişle, farklı seçmen çevreleri farklı çözümler arıyor ve her biri için doğru partiyi bulunuyordu.
‘MERKEZ PARTİLERİN GENÇLERE VERECEK YANITI YOK’
Gençlerin AfD ve Sol partilere olan eğilimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Merkez”in artık gençlere verecek bir yanıtı yok. “Merkez”, yani SPD, FDP ve CDU/CSU, artık cazip gelmiyor. “Merkez” genç Almanlar için gereksizdir. Kutuplaşma zamanlarında, durumun doruğa ulaştığı zamanlarda, gençler net duruşlar ve hemen göze çarpan genel bir tavır ararlar. Bunu da siyasi koordinat sisteminin “kenarlarında” buluyorlar. Basitçe ifade etmek gerekirse: taşralı genç erkekler halk için, yani “sağ” için oy kullanırken, büyük şehirlerdeki genç kadınlar açık sınırlar ve açık toplum ütopyaları için, yani “sol” için oy kullandılar.
‘BÜYÜK KRİZLERİN ÇÖZÜMÜ, BU KRİZLERİ YARATANLARDAN GELMEZ’
Seçimlerden birinci çıkan CDU/CSU kuracağı hükümette SPD'nin koalisyon ortağı olması güçlü bir ihtimal. Ancak Almanya'yı krize sürükleyen merkez partiler yeni bir politika geliştirir mi?
Gördüğünüz gibi, trafik lambası evresini (editör notu: SPD, Yeşiller, FDP partilerinden oluşan trafik lambası koalisyonunu kastediyor) hazırlayan ve mantıksal olarak buna yol açan Merkel dönemini (ağırlıklı olarak CDU/CSU ve SPD'den oluşan bir “büyük koalisyon”) yaşadık. Aynı mantıkla, bu başarısız koalisyonu başka bir “büyük koalisyon” izledi, tabii ki artık o kadar büyük değil! Halkın partileri artık pek de halkın partisi sayılmaz. Büyük krizlerin çözümleri - göç, finans, Ukrayna, vs. - bu sorunları yaratanlardan gelmez. Olsa olsa belirtilerle mücadele ederler. Büyük bir plan için, siyasi bir değişim için, yeni zorluklarla yeni bir şekilde başa çıkabilecek yeni bir dünya görüşü oluşturmak için cesaretten yoksunlar.
‘AfD GELECEKTE YÜZDE 25 SINIRINA YAKLAŞACAKTIR’
Eğer koalisyon hükümeti daha birkaç ay önce çöken hükümetin partileriyle kurulur ve benzer politikalar savunulursa Almanya’daki siyasi ve ekonomik krizin daha da derinleşmez mi?
Evet, krizler çözülmeyecek. Ya ertelenecek ya da daha da şiddetlenecek. Siyah-kırmızının başarısız olacağını ve ardından yeni seçimlerde kanat partilerinin (AfD ve Sol Parti) yeni başarılara ulaşacağını düşünüyorum. AfD en azından yüzde 25 sınırına yaklaşacaktır. Avusturya'da Herbert Kickl yönetiminde sürekli büyüyen FPÖ'nün yaşadığı duruma doğru gidiyoruz.
AfD seçimlerden ikinci parti olarak çıktı. Hatta doğuda birinci oldu. AfD’ye artık Almanya’nın ana muhalefet partisi diyebilir miyiz?
AfD, Almanya'nın doğusundaki sosyal vatansever halk partisidir. Henüz Batı Almanya'da değil ama orada da arayı kapatma süreçleri var. Batı'daki bazı yerlerde AfD hala fazla liberal, fazla Atlantikçi, fazla Hıristiyan Demokrat. Kişisel olarak bundan üzüntü duyuyorum. Gelecek krizlere karşı daha hazırlıklı olabilmek için bu durumun değişmesi gerekiyor. O zaman Batı'da Doğu'dakine eşdeğer seçim başarıları, en azından yaklaşık olarak, gerçekleşebilir. Kaiserslautern (Rheinland-Pfalz) ya da Gelsenkirchen (Kuzey Ren-Vestfalya) gibi işçi sınıfı bölgelerinde Batı-AfD daha şimdiden büyük başarılara imza atabilir. Her iki durumda da AfD, iktidar karteline karşı tek esaslı muhalefettir. Bu arada Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW), Thüringen'de egemen sınıfla işbirliği yaptığı için Federal Meclis'e giremedi ve seçmenler BSW'yi bu işbirliğinden dolayı affetmedi. Almanya'da geçerli olan yüzde beş barajına ulaşamaması bunun mantıksal neticesidir.

‘KİMSENİN FDP’YE İHTİYACI YOK’
Hükümetlerin oluşumunda etkili olan liberal FDP’nin parlamento dışında kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Almanya’da liberal düşünce çöküşte mi?
Kimsenin FDP'ye ihtiyacı yok. Sol-liberal olanlar Yeşiller'e ya da SPD'ye oy verebilir. Sağ liberaller CDU/CSU ya da AfD'ye oy verebilir. FDP'nin artık piyasada doldurduğu bir boşluk yok. Parti formunda liberalizmin öldüğünü söyleyebilirsiniz çünkü diğer tüm partiler de liberal ilkeleri geliştiriyor. Ama aynı zamanda kendisini “merkez” olarak sunan saf liberal bir partiye artık ihtiyaç olmadığını da söyleyebilirsiniz çünkü seçmenler artık bundan bir fayda beklemiyor. Sol-liberal ya da sağ-liberal istiyorlar ama “saf” liberal değil. Buna bir de açık liberal siyasetin Almanya'da hiçbir kitle tabanı olmadığı gerçeği ekleniyor. Ve son olarak: FDP ne zaman hükümet olsa, çelişkiler içinde kendini kaybediyor. Buna uzun vadede kimse dayanamaz. Çöküş FDP'nin hak ettiği sonuçtur.
‘MERZ BİR TRANSATLANTİKÇİDİR’
Merz’in koalisyon hükümetinde Almanya’nın Atlantik bağlarına ve AB’ye bakış açısı değişecek mi?
Friedrich Merz transatlantikçiler arasında bir transatlantikçidir. Radikal bir şekilde Batı yanlısı - biz buna dayanışmacı-yurtsever çevremizde “Westextrem (ekstrem batıcı)” diyoruz. Ona göre, ABD başkanının eski Atlantik liberal düzenini altüst etmesi utanç verici: Egemen, örnek bir öğrenci olan tebaasının kendisinden beklediğini yapmıyor! Bu durum ABD ile AB devletleri arasındaki ilişkileri ciddi biçimde sarsıyor. Korkulması gereken, Merz'in şimdi Ukrayna'daki savaşı canlı tutmak için Fransa, Polonya ve İngiltere ile birlikte ABD'nin rolünü üstlenmek istemesidir. Bu kötü bir ihtimal. Ancak iyi olan şey, bunun sonucunda Almanya'daki çelişkilerin de doruğa çıkacağıdır. Krizler giderek yakınsıyor ve kutuplaşma daha da artıyor. Belki de gerçek anlamda büyük bir siyasi dönüşümün mümkün olabilmesi için Almanya'da da buna ihtiyaç vardır.
‘Sol Parti (Die Linke) büyük bir sürpriz yaşattı’
Almanya parlamento seçimlerinde Die Linke (Sol Parti) sürpriz bir şekilde %9’a yakın bir oy ile beşinci oldu ve 64 koltuk ile parlamentoya girdi. Seçim sonuçlarını ve Sol Parti’nin çıkışını eski Die Linke Milletvekili Hakan Taş Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi. Taş şunları ifade etti:

‘Sol Parti seçim öncesi yapılan anketlerin hepsinde %3 ile %4 arasında gidip gelen sayılara sahipti. Sol parti ‘Die Linke’ halka büyük bir sürpriz yaşattı. Son dönemlerde, insanların ihtiyacı olan alanlarda, örneğin kira artışlarıyla ilgili hukuksal danışmanlık hattı kuruldu ve hizmetler verildi. Sosyal medya kullanıldı. Sol Parti halkın sorunlarıyla ilgilenen ve aşırı sağa, savaşa karşı duran tek parti olarak kendisini halka yeniden sevdirdi. Özellikle gençler arasındaki 25 yaşının altındaki seçmenler arasında birinci parti olmayı da başardı. Özellikle göçmenlerin, ezilenlerin, kadınların, gençlerin, emeklilerin sesinin Meclis’te var olması sevindirici.
‘AfD 2029’DA BİRİNCİ PARTİ ÇIKABİLİR’
“Öte yandan tabii ki sağın bu kadar güçlü bir şekilde oy kazanması endişe verici. Aşırı sağ, Almanya'da yeniden hortladı. Almanya'da bundan sonra hükümeti kuracak olan partiler, demokratik güçler, karşılık bulamayıp aşırı sağa giden oyları yeniden kazanmayı beceremezlerse ya da halkın sorunlarını bu aşamada çözemezlerse, bir sonraki seçimlerde, 2029 yılında AfD maalesef Almanya'da birinci parti olabilir.”
‘EKONOMİ YENİDEN CANLANDIRILMALI’
Siyasi ve ekonomik açıdan önemli adımların atılması gerekiyor. Umarım kurulacak hükümet bu yönde doğru adımları atar.
Krizin durması savaşların durması çok önemli. Enerji fiyatlarının düşmesi için yeniden Rusya'dan enerjinin satın alınması önemli olabilir. Bilindiği gibi büyük otomobil firmaları krizle karşı karşıya. Devletin yatırım için bütçeden para ayırması gerekiyor.
Öte yandan Almanya'nın dış ülkelerden gelen kalifiye elemana ihtiyacı var. Almanya'ya gelen mültecilerin bu ülke için bir kazanç olduğu burada yaşayan Almanlara anlatılmalı.
Okullara, sosyal alanlara, demir yollarına, altyapıya yatırımın yapılmalı. Almanya güçlü bir ülke. Yeniden kalkınmaya, yeniden ekonomik canlanmaya ihtiyaç var.

‘SAVAŞA AKTARILAN PARANIN HADDİ HESABI YOK’
Trump, Rusya - Ukrayna arasındaki savaşı bitireceğini söylemişti ve bu yönde de yeni gelişmeler var. Her ne kadar biz Trump'ın söylemlerini desteklemiyor olsak da barış yönünde atılan her adımın doğru olduğunu söylüyoruz.
Avrupa'nın özellikle Almanya'nın savaşa aktardığı paraların haddi hesabı yok. Halk bundan dolayı da geçmiş hükümete, tepkili. Halk diyor ki ‘Ukrayna'ya bu kadar para aktardınız, savaşa bu kadar para aktardınız fakat kendi ülkenizde yaşayan insanları unuttunuz’.
'Merz, Netanyahu'yu ülkemize davet ederek duruşunu gösterdi’
Adalet Partisi-Team Todenhöfer seçimde düşük oy alan partiler arasında. Ancak siyasi söylemleri Almanya’ya farklı bir soluk getiriyor. Adalet Partisi-Team Todenhöfer Kuzey Ren-Vestfalya Başkan Yardımcısı Birte Döpke, Aydınlık Avrupa’nın sorularını yanıtladı.

Almanya’daki seçim tablosunu nasıl buldunuz?
Seçim sonuçları bize Almanya'daki insanların geleceğe yönelik korkularının sonuçlarını gösteriyor. Burada insanlar için hiçbir çaba sarf edilmediğini, ekonomik durumun perişan olduğunu görüyorlar. Eğitim sistemimiz de sağlık sistemimiz kadar kötü durumda. Tahrip edilen ormanlar, doğaya verilen zararın onarılamayacağını gösteriyor. Silahlar ve savaş hakkında çok konuşuluyor, ancak barış pek söz konusu edilmiyor. Çocuklarımızın geleceği ve güvenliği tartışmalı. İnsanların suçlayacak birilerine ihtiyacı var. Vergilerimizi şüpheli savaşlara ve transatlantik ortaklara yatıran politikacıları suçlamak yerine, ülkemize gelen ve Hıristiyan inancına sahip olmayan insanları suçluyorlar. Bu seçim sonucu, beni korkutan ve ne Almanya ne de biz insanlar için iyi olmayan Müslüman karşıtı duyguları ortaya çıkarıyor.
Seçime yüksek bir katılımın olması neden kaynaklı?
Almanya'daki insanların çoğunluğu Almanya'da yaşamaktan memnun değil. Politikacıların insanları umursamadığı yönündeki hisler bu oranların ortaya çıkmasına neden oluyor. Almanya'daki Müslümanlar ve aileleri yıllar önce Türkiye'den gelen pek çok Alman arasında ırkçılıkla ilgili duyulan kaygılar seçimlere katılımın yüksek olmasına yol açtı. Doğduklarından beri Alman pasaportuna sahip olsalar bile pek çok kişi bu yıl ilk kez oy kullandı. Hep birlikte Almanya'nın ana vatanımız olduğunu hissediyoruz, ama gerçekten evimiz diyebilir miyiz?

YENİ HÜKÜMETTE AYNI SİYASETLERİ UYGULAYACAK
Almanya’da yeni kurulacak hükümet siyasi ve ekonomik krizi aşabilir mi?
Bana göre siyasi bir değişiklik olmayacak. Sadece İsrail ve Ukrayna'ya Taurus (seyir füzesi) da dahil olmak üzere daha fazla silah sevkiyatı olacak. Böylece barışa yönelik daha da büyük bir tehdit ortaya çıkacak. Bu da ülkedeki büyük sorunların çözümü için para ayrılmayacağı anlamına geliyor. İnsanlar arasındaki gerilim ve ırkçılık artmaya devam edecek. CDU/CSU ve SPD arasındaki bir koalisyon AfD'nin büyümeye devam etmesini mümkün kılacaktır.
Partimiz silah sevkiyatları yerine barış çabalarını savunan, siyasi sistemimizde gerçek değişimler isteyen ve transatlantik 'dostlara' düşüncesizce itaat etmeyen bir partiyiz. Almanya'da ve bu dünyada insan adına ve insanla birlikte hareket eden bir politikaya ihtiyacımız var. İşte bu yüzden bize Justiceparty (Adalet Partisi) deniyor.
MERZ, ALMANYA'YA AB'DE ÖNCÜ BİR ROL VERMEK İSTEYECEK
Rusya-Ukrayna ve Filistin-İsrail konusunda yeni kurulan hükümetin farklı bir siyaset izleyeceğini düşünüyor musunuz?
Ne yazık ki durum daha da kötüye gidecek. Gerçek diplomasi ve barış müzakereleri için beklemeye devam etmemiz gerekecek.
Merz, İsrail ve Filistin konusundaki tutumunu da Netanyahu'yu hemen arayarak ve bu savaş suçlusunun Almanya'yı ziyaret etmesini isteyerek gösterdi. Almanya'nın dünyaya tekrardan gösterdiği bu yüz gerçekten utanç verici.
Merz’in koalisyon hükümetinde Almanya’nın Atlantik bağlarına ve AB’ye bakış açısı değişecek mi?
Donald Trump artık Avrupa ile ne ekonomik olarak ne de güvenlik garantörü olarak ilgileniyor. Bu durum çok net. Friedrich Merz, Brüksel ve Strazburg'da AB Parlamentosu üyesi olarak yeterince uzun süre çalıştı. Son birkaç aydır Brüksel'de çokça bulundu. Almanya'ya AB'de öncü bir rol vermek isteyecektir. Sadece çıkarları değil de insanları da düşünüp düşünmediğini göreceğiz.
Değerli Aydinlik.com.tr okurları.
Aydinlik.com.tr ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Aydinlik.com.tr bunlardan sorumlu tutulamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.