05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Kültürel yozlaşmanın önü sanatla kesilir’

Caz müzisyeni ve yazarı Şenay Ocak, müzik yapmanın yanı sıra cazın tarihi ve felsefesiyle ilgili de araştırmalar içerisinde. Ocak’la sanat hayatını, topluma etkisini ve caz müziğini enine boyuna konuştuk

‘Kültürel yozlaşmanın önü sanatla kesilir’
A+ A-
ALİ ULUSOY

Caza gönül vermiş bir müzisyen, bir caz şarkıcısı Şenay Ocak. Armonisiyle ve doğaçlamasıyla, evrensel boyuta ulaşmış olan cazın tarihi hakkında atölyeler düzenleyen, caz müzisyenleri ile söyleşiler yapan ve caz üzerine yazılar yazan bir sanatçı ve akademisyen. Dünyanın bu en ileri müziği hakkında aydınlatıcı bilgiler veren Şenay Ocak, müziğin alçakgönüllü bir şekilde geniş kesimlerce benimsetilmesinden yana. Bu felsefeyle üretilen sanatın da kültürel yozlaşmanın önüne geçeceğine inanıyor.

Bahçeşehir Üniversitesi, Caz Yüksek Lisans hazırlık sınıfında cazın önde gelen isimleriyle çalışan Şenay Ocak, Hacettepe Üniversitesi Akademik Senfoni Orkestrası ile projeler yaptı. Ankara Caz Festivali ve Zorlu PSM Caz Festivali başta olmak üzere birçok festivale ve bu kapsamda İtalya’da bir sanat festivaline performans için davet edildi. Sanatçı ayrıca Ümit Eroğlu, Erol Erdinç, Baki Duyarlar, Neşet Ruacan, Önder Focan, Bora Çeliker, Yahya Dai gibi şef ve caz müzisyenleri projeler yaptı. Şenay Ocak ile söyleşimizi sunuyoruz:

‘MÜZİKAL İLERLEYİŞİN SONU YOK’

  • Caz müziğiyle tanışmanız nasıl oldu?

Aslında annemin armağan ettiği rock müzik kasetleri sonrası blues ve caz dinlemeye başladım diyebilirim. O zaman Kayseri’de çok az yerde bulunurdu rock, blues ve caz albümleri… Rock söylerken 15-16 yaşlarımda cazı keşfetmeye başladım diyebilirim.

  • Caz müzisyeni olmak nasıl bir tutku? Diğer müziklerden ayıran, sizi kendisine bağlayan özellikleri nelerdir?

Caz müzisyeni olmak kendi özünü bulmaya olan bir tutku, çünkü hiç sonu yok müzikal ilerleyişin insan benliğinde. Caz konusunda sadece kendi içinden çıkanları en iyiye götürme isteği; şüphesiz onu doğaçlama algısıyla en ileri algı seviyesine taşıyor.

  • Caza yönelen müzisyenler en çok neden etkilenerek bu seçimi yapıyorlar sizce?

En çok doğaçlamanın özlemiyle bu seçim oluyor bence. Çünkü kendini hem notalarla hem ondan özgürce ifade edebileceğin daha büyük bir alan yok.

‘EVRENSEL NORMLARDA İYİ MÜZİK YAYGINLAŞMALI’

  • Caz tarihi ile ilgili düzenlediğiniz atölye çalışmalarınızdan ve yazılarınızdan bahseder misiniz? Cazın geçmişini ve kökenini anlatmayı neden önemsiyorsunuz?

Caz tarihi benim caza başlarken öğrenmeye çabaladığım ancak ulaşmakta zorlandığım bir alandı. Ve caz ile ilgili yazıların müzik olarak insanları çok kucaklamayan terim ve içeriklerle gerçekleştiğini gördüğümde hep üzülürdüm. Önceliğim bu yüzden, kendi ihtiyaçlarımı baz alarak başkalarına yardım etmek oldu. Daha çok dinleyici ve daha çok evrensel normlarda iyi müziği korkmadan sunan müzisyenler olsun istiyorum.

  • Çokça tartışılmaya başlanan konulardan birisi “Türk Caz” kavramı veya Türk Müziği’nin cazda kullanılması konusu. Evrensel bir müzik türü olan cazla Türk Müziği’nin ya da dünyanın başka bir yerindeki geleneksel müziğin ilişkisini nasıl ele almak gerekiyor sizce?

Bence günümüzde, stil olarak çok fazla çeşitlilik var. Hepimiz o alandan kendimizi ifade eden birini dinleyip, icra edebiliyoruz. Eğer bu Türk müziği ise elbette caz ile ilişkilendirilmeli. Bu topraklar hepimizin içinde bir aroma bırakıyor müzikal olarak. Ama tercih etmemek de yine bizim içimizden gelenlerle ilgili.

  • Dijital dönüşümün ve elektronik müziğin yaygınlaşmasının, müzik üzerindeki etkilerini nasıl değerlendirirsiniz? Sizce gelecekte müzisyenin yerini bilgisayarlar alır mı?

Alıyor. Ama tamamen organik ve akustik sesler konusunda ustalaşmak ile ilgili çalışan biri olarak tarafımı belirtmek adil olmaz diye düşünüyorum.

GEÇMİŞTE DERSLER GELECEKTE YENİLİKLER VAR

  • Devlet konservatuvarlarında caz anasanat dalları kuruluyor. Bu bölümlerin gelecek hedefleri neler olmalı?

Hedefimiz kesinlikle sanatın tüm insanlığa ulaşacak normlarda ve tüm alçak gönüllüğüyle her kesimin beğenisine sunulacak kadar yüceltilecek kesimlerce benimsetilmesi. Geçmişte müzikten alınacak dersler, gelecekte yenilikler var. Müziği bu felsefeyle üretmek ve sevdirmek kültürel yozlaşmanın önünü hızla kesecek diye düşünüyorum.

  • Yeni projelerinizi okurumuza duyurmak isteriz.

Öncelikle bir şarkı yazma aşamasındayım. Türkçe sözlü bir tekli ama müzik caz ve blues melodiler içeriyor. Caz tarihi atölyelerim ve yazılarım Cazkolik, Zorba TV Dergi ve pek çok platformda devam edecek. Eylül ortaları itibariyle Türkiye’nin usta caz müzisyenleriyle yaptığımız söyleşi videoları da Zorba TV Dergi YouTube kanalında yayınlanıyor olacak. Umarım herkesle caz konserlerinde de buluşuruz diyerek söyleşi için çok teşekkür ediyorum.

Müzik kültürel yozlaşma caz Şenay Ocak Bahçeşehir Üniversitesi