Kur ilacı vurdu: Dirençli tüberkülozda tehlike kapıda
İlaçtaki avro kuru, gerçek fiyatın yarısı değil. Pahalı ilaçları tedarik etmek zor. Özellikle dirençli tüberküloz ilaçları bir süredir bulunamıyor. Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan, uyarılarda bulundu.
Dirençli tüberküloz ilaçları bir süredir bulunamıyor. Dirençli tüberküloz hastalarının tedavi gördüğü Sağlık Bilimleri Üniversitesi Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi öğretim üyesi, Tüberküloz ve Dirençli Tüberküloz Kliniği sorumlusu Prof. Dr. Aylin Babalık, Aydınlık’a, konunun Bakanlık gündeminde olduğunu ve çözüm arandığını söyledi.
İlaç fiyatlamasına esas alınan avro kuru daha yakın zamanda yükseltilmesine rağmen bazı ilaçların hâlâ bulunamıyor olması, ilaç fiyat belirleme sisteminin artık tıkandığının bir işareti olarak değerlendiriliyor. İlaçta fiyatlamaya esas alınan avro kuru (14,03 lira), gerçek fiyatın yarısı bile değil. Piyasadaki üreticiler ve tedarikçiler, bu durum karşısında özellikle yaygın kullanımı olmayan pahalı ilaçları tedarik etmekten kaçınıyor. Bakanlığın sorunu çözmedeki yavaşlığı ise kuşkusuz ekonomik yetersizlikten kaynaklanıyor. İlaçta dışa bağımlılık, görünen o ki artık ülke ekonomisinin olanaklarını zorluyor. Gerçekler, yerli ilaç üretme mecburiyetini her geçen gün biraz daha görünür kılıyor.
TEDAVİ EDİLMEZSE DİRENÇLİ MİKROP YAYILIR
Her türlü ilaç sıkıntısı, bir toplum sağlığı sorunu. Ancak tüberküloz gibi bulaşıcı bir hastalıkta ilaç bulunamaması ‘kapımızdaki tehlike’ olarak değerlendiriliyor.
Dirençli tüberkülozu, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan’a sorduk. Kılıçaslan “Dirençli tüberküloz, yetersiz sürede ya da düzensiz olarak yapılan tedavi sonucunda ortaya çıkan bir durum. Ama böyle bir hasta mikrobu başkasına bulaştırırsa, bulaştırdığı kişi de dirençli tüberküloz hastası olabiliyor” dedi. Zeki Kılıçaslan şöyle konuştu: “Dört tüberküloz ilacından iki tanesine; izoniyazit ve rifampisin ilaçlarına direnç varsa, buna çok ilaca dirençli tüberküloz diyoruz. Bunlara direnç gelişince başka ilaçların kullanılması gerekiyor. Çok daha farklı ilaçların uzun süre kullanılması gerekiyor. Yeni ilaçlar da var bu konuda ama çok pahalı onlar... Dirençli tüberkülozda kullanılan ilaçların temininde son zamanlarda bir problem var. Dirençli hastalar tedavi edilmezse başkalarına da bu dirençli mikrobu yayarlar.”
TÜRK SAĞLIK SİSTEMİ TÜBERKÜLOZDA DA BAŞARILI
Kovid-19 salgını sırasında rüştünü ispatlayan Türk sağlık sistemi, tüberkülozda da başarılı. Bunda Cumhuriyet’in bir asır önce Verem Savaş, Sıtma Savaş gibi kurumlarla başlattığı ‘toplum sağlığı’ savaşının kazandırdığı birikimin büyük payı var.
Zeki Kılıçaslan, son zamanlarda dirençli tüberküloz vakalarının dünyada yayılmasına rağmen Türkiye’de çok az olduğunu belirtti ve şöyle konuştu: “Dünyada dirençli tüberkülozun yayılması sorunu var ama Türkiye'de değil; oranı düşük, yüzde 3 civarında. Özellikle eski Sovyet Cumhuriyetlerinde, düzensiz ilaç kullanımına bağlı olarak güneydoğu Asya'da, dünyada var. Türkiye'de çok az, çünkü Türkiye'de sıkı bir program var. Şimdi özellikle Avrasya ülkelerinden gelen göçmen hastalarda görüyoruz.”
Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan, dirençli tüberkülozun tedavisinde Yedikule Göğüs Hastanesi, Süreyya Paşa Göğüs Hastanesi, Ankara Sanatoryumu ve İzmir Tepecik Hastanesi’nin yetkilendirilmiş olduğuna işaret etti. Dirençli tüberkülozda kullanılan yeni ilaçlar, hasta özelinde bakanlıktan temin ediliyor.