21 Aralık 2024 Cumartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Küresel bunalım ve aydınlar

Seyyit Nezir

Seyyit Nezir

Eski Yazar

A+ A-

Dijital teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte yıllardır derinleşerek süregelen savaş, yoksulluk ve işsizlik sıkıntılarının yarattığı göç dalgalarının üstüne bir de Kovid - 19 küresel salgınıyla kuşatılan insanlık, geçen Mart ayında ansızın ve kelimenin tam anlamıyla toplumsal şaşkınlığa düştü. Herkesin zihninde, iri puntolarla, “Uygarlık çöküyor mu? İnsan yok oluşa mı sürükleniyor? Çıkış nerede?” soruları belirince, bilim insanlarının yanı sıra düşünür ve sanatçılar da konuyu yazılı ve görsel basında, sosyal medyada yaygın biçime tartışmaya, milyonlarca insan dünyanın bir ucundan öbür ucuna kaygılarını yansıtmaya yöneldi. Her insan kendini her an tehdit ve tehlike altında duyumsuyor, insanlık bunalımına dönüşen evrensel kaygıları her fırsatta iletişime döktükten sonra çözüm arayışına kafa yoruyordu. Tam bu noktada, “Ne yapmalı?” sorusuna ve arayışlara bir parça ışık tutabilmek, yazgımızı belirlemeye katkıda bulunabilmek adına bir düzenlediğimiz soruşturmanın duyurusunu geçen hafta bu köşede “Dünya ve Ben” başlığıyla vermiştik. Sorularımız 20 Kasım’dan beri, hem yazarlarda hem okurlarda bir heyecan ve tartışma isteği yarattı (bkz.: https://www.aydinlik.com.tr/haber/seyyit-nezir-sordu-aydinlar-ve-sanatcilar-yanitladi-insanlik-son-bunalimi-nasil-asacak-223795).

ALINTILARIN DEĞERİ

Her ne kadar, kendilerine sorularımızı ilettiğimiz kimi “çok ünlü starlar” yanıt vermediyse de, 50’nin üzerinde aydın ve sanatçıdan çok değerli, düşündürücü yanıtlar geldi. Bu durumda, gazete yönetiminin bize 5 gün ayırabildiği ikinci sayfayı verimli biçimde değerlendirmenin yolu, yanıtlardan alıntılar yapmaktan geçiyordu. Kendileri Hegel’den, Marx’tan, Brecht’ten, Lukacs’tan çok rahat alıntılar yapan kimi arkadaşlarımıza metinlerinin tümünü Üvercinka ve sanatolayi.com’da yayımlama güvencesi verdiğimiz halde yanıtlarını çektiler. Ama başka türlü yapamazdık. Van Üniversitesi öğretim üyesi Fethi Demir’in 16 bin vuruşluk çok değerli yazısı, günde ancak 10 bin vuruşluk yazı yayımlanabilen bütün bir gazete sayfasına bile sığmıyordu. Sonunda 41 arkadaşımızın yanıtını, gazete yönetiminden bir gün daha isteyerek 6. günde yani dün tamamladık. Yapılan işin değerini, şiir üzerine kuramsal denemelerini de çok önemsediğim, güzel şiirlerini ve yazılarını nicedir Üvercinka'da yayımladığım Emrah Sönmezışık, hiç yakınmadan vurguladı: “Paylaşılan görüşleri tek tek okudum. Etkili bir çalışma oldu. Emeğinize sağlık. Teşekkür ederiz. Sevgiyle...”

EK ALINTILAR

Bu arada, yanıtlarından alıntılar seçtiğim halde yer veremediğim yazar arkadaşlarımın birer cümlesini, elbette yazılarının tümünü sanatolayi.com’da okurla buluşturmak üzere, burada sunmak istiyorum:

HASAN VAROL: Kovit-19’un zararı kadar yararı da oldu, insanları eğitti de. Ölümler çok ama dünya birlikte davranıp üstünden gelmeye çalışıyor, yeni bir deneyim kazanıyor. Bilinçli birey, insana karşı sorumluluk duygusunu her zaman taşır.

İRFAN YILDIZ: Tüm insanlığın ve yeryüzünün sonunu getirdikten sonra, kapitalizmin ölümü bir işe yaramayacaktır. Kapitalist çılgınlık, teknolojiyi bir egemenlik aracı olarak görmekte ve yalnızca kendilerine ait bir grubun, küresel oligarşinin elinde tutmak istemektedir. Kapitalizm mukadder değildir.

FETHİ DEMİR: Teknolojinin belirli bir egemen kliğin elinde Demokles’in kılıcı gibi toplumları hizaya sokmak için sallandırılacak bir araca dönüşmeye başladığına da inanıyorum. Fakat bu küresel çılgınlığı tek başına bir ülkenin durduracağına yönelik yaklaşımları eksik bulduğumu da belirtmeliyim.

ALİ RIZA ÖZKAN: Yeni Ortaçağ, aslında kapitalist medeniyet tasavvurunun iflasının ilanından başka bir şey değildir. Bugünün karakteristiği buhrandır. İnsan birey olarak, aydın düşünsel olarak, kapitalist üretim ilişkilerinin hâkimi olarak buhran içerisindedir. Yeni Ortaçağ, Kapitalizmin buhran durumu çözülme durumuna evrilirken yaşanan bir ara duraktır.

LEVENT ÖZBEK: Bu süreç, sermayenin el değiştirme biçimidir. Rakamlar sermayenin nasıl el değiştirdiğini net bir şekilde açıklıyor: Koronavirüs salgını döneminde dünyadaki milyarderlerin serveti yüzde 27,5 artış göstererek 10,2 trilyon dolara ulaştı. Stadler dünya çapında yüz milyonlarca insanın sıkıntı çektiği bir dönemde milyarderlerin servetinin bu kadar artmasının halkta öfkeye yol açabileceğini söyledi. Stadler daha önce de zenginlerle yoksullar arasındaki bu devasa eşitsizliğin küresel isyan tehlikesi barındırdığı uyarısında bulunmuştu.

SEÇKİN ZENGİN: Gelecekten umutluyum. İnsan edilgenlikten çıkacaktır. İnsanlığı kendine getirecek gelişmelerden biri Covid 19 salgınıdır ki, insanın düşünmesine neden olmaktadır. Salgın hepimizi sıfırladı. Yeniden insani ilişkilerin önemseneceği döneme girilecektir.

SEVAL ARSLAN: İnsan siyasal bir varlık olduğu kadar, uygar bir varlıktır da. Sanatçılar, kadın ya da erkek, egolarını aşıp disiplinli bir dayanışma içinde, hayatın her alanında ağırlıklarını koyarak dünyanın ağlayan yüzünü değiştirebilirler.

SELAMİ KARABULUT: Kovit 19 çağımızın en büyük belası. İnsanlığın birikimi bezden üretilen bir maskeden medet umar hale geldi, bu çok trajik... Aşkın Poetikası adlı kitabımı lirizmin manifestosu olarak yazmıştım. Lirizmi sanattan kovmaya çalışanlara bir karşı duruştu...

Bunalım bir haftalık değil... Tartışmalarımızı gelecek haftalarda da sürdüreceğiz.