Kurtuluş altyapıda!

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de liglerin gidişatını doğrudan etkileyen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, futbolun geleceğine dair birçok soruyu beraberinde getiriyor. Özellikle, ölçüsüz harcamalarıyla ciddi bir borç yükü altında bulunan Süper Lig kulüplerinin mevcut gelirlerinin de kesintiye uğraması, yönetimlerin futbol politikalarının değişmesini mecburi kılıyor. "Ne yapmalı?" dosyamızın üçüncü bölümünde söz, Milliyet gazetesi spor yazarı Serdar Sarıdağ'ın.

• Koronavirüs salgını nedeniyle Süper Lig, mart ayında yarıda kaldı. Ligin tamamlanabileceğini düşünüyor musunuz? Tamamlanırsa en ideal senaryo nasıl olur? Hangi takımı mutlu sona yakın görüyorsunuz?

Sağlık Bakanlığı'nın son günlerde açıkladığı tablo, futbolun ülkemizde yeniden hayat bulması konusunda bizleri umutlandırıyor. Maçların seyircisiz oynanacağını düşünüyorum. En ideal senaryonun, bazı haftalarda takımların iki maç oynayarak Temmuz sonuna kadar ligin bitirilmesi olduğunu söyleyebilirim. Kovid-19 öncesindeki tahminlerimizin, bu süreçten sonra bir anlamı kalmadı. Kartlar yeniden dağıtılıyor. Sürpriz olursa şaşırmam.

• Pandemi, futbol ekonomisini temelden sarstı. Dünya çapında futbol için ayrılan bütçeler azalacak mı?

Pandeminin sadece bu sezona değil önümüzdeki sezonlara da etkisi olacak. Yeniden mali yapılanmaların olacağı çok açık. Bonservis bedelleri ve oyunculara ödenecek paralarda düşüş olmasını bekliyorum. Çünkü önümüzdeki sezonun tamamında da, seyircisiz futbola tanıklık edebiliriz. Bu da tribün ve kulüp mağazalarından elde edilen gelirin düşmesi demek.

'ÜRETEN FUTBOL ANLAYIŞI UYGULANMALI'

• 2019'un yaz ayları itibarıyla kulüplerimiz adeta seferberlik ilan etmişti. Bankalar Birliği ile borç anlaşmaları imzalandı, harcamalar kısıtlandı, lisans talimatnamesi ile adeta kuruş hesabı yapılır oldu. Salgın sonrasında kulüplerimiz borç batağından nasıl kurtulabilir?

Kısa vadede doğru planlamayla gelecek olan sportif başarılar ve sponsorluk anlaşmaları. Uzun vadede ise üreten futbol anlayışı diyorum. Nedir üreten futbol? Tıpkı tarım ve sanayideki üretim anlayışı gibi... Altyapılardan gelecek oyunculara daha fazla şans vererek, onları dünya futbol piyasasına kazandırabiliriz. Son dönemlerde Avrupa'ya giden gençlerimize baktığımızda, bunun çok da imkansız olmadığını görebiliriz.

• Kısa vadede, kulüp futbolu bazında, ülkemizin Avrupa futbolunun ortalamasını yakalayabileceğine inanıyor musunuz?

Bu, kısa vadede çok kolay değil. Çünkü kulüplerimizin üzerinde taşınması zor mali yükler var. Ligimizde şirket olan kulüpler var ama diğerlerinin yönetimleri seçimle geliyor. Yönetim harcamaları üzerinde sorgulayabilen ve taviz vermeyen bir denetim anlayışı olmalı. Gelirleri doğru kullandığınızda hem futbolun üretim tarafını ayağa kaldırırsınız hem de Avrupa kulvarında rekabet edebilecek dirençli takımlar kurarsınız.