Kuzey Akımı sualtı boru hattına sabotaj
İngiltere basını bu habere hayli geniş yer verdi. Kuzey Akımı boru hatları Danimarka'nın Bornholm adasının güneyinden geçiyor ve anlaşılan o ki bu bölgede sualtı hatlarına sabotaj düzenlendi ve borular patlatıldı
Genel görüş, bu tür boru hatlarının beton kaplı kalın çelik yapısı sebebiyle kendi halinde patlamayacağı yönünde. Bölgedeki sismik alıcılar da patlamaları teyit etti. "Bu sabotaj, insansız deniz altı araçları ile yapılmış olabilir, denizaltılar kullanılmış olabilir veya ticari gemilerden atılan zaman ayarlı veya uzaktan kumandalı bombalar ile yapılmış olabilir" görüşleri yazılmakta.
Libya savaşında "anonim" saldırı örnekleri yaşanmıştı. Türk askeri üssünü savaş uçakları bombalamıştı ve kimin yaptığı belli olmadı. (Veya oldu ancak açıklanmadı). Anonim saldırıdan kastım, bir askeri saldırı oluyor, bir zarar oluşuyor ama kim, nasıl yaptı belli değil.
Geçenlerde Kırım kıyılarına bir askeri insansız denizaltı aracı sürüklendi ve basında görüntüleri yayınlandı. Çeşitli sensörleri olan ve muhtemelen patlayıcı içeren gövdeye sahip küçükçe ( ve belli ki ucuz maliyetli) bir araç. Muhtemelen kumanda/kontrol sistemi ile ilgili sorun olmuş ve araç kıyıya sürüklenmiş. Aracın üzerinden hangi ülke yapımı olduğu anlaşılmıyor. Bu alet bir gemiye, bir uçak gemisine veya boru hattına sabotaj yapsa kimin yaptığı belli olmayacak. Benzer şekilde Suriye ve Libya'da havadan düşen, kimin olduğu belli olmayan insansız savaş dronları gözlendi. Bu anonim denizaltı ve hava dronlarının yapay zeka ile yüzlerce ve binlerce sürü halinde eylem yapma durumu da önümüzdeki yıllarda mümkün olabilir. Daha kötü senaryoda ise çok daha ölümcül kitle imha araçları ile bir şehirde patlama olduğunu düşünelim. Kimin yaptığı belli değil. Belki bomba yıllardır orada bekliyor. Bunların hesabını kim verebilir?
Türkiye'nin hem insansız sualtı araçları konusunda mühendislik becerilerini artırması gerekli hem bu tür saldırılara karşı tedbiren ilgili sonar, radar, sensor vs. kapsama alanını genişletmesi gerekebilir. Kuzey Akımı hattına düzenlenen saldırılar, dünyanın çeşitli bölgelerinde sualtından geçen her türlü petrol, gaz, telekom, su vs. hatlarına sabotajların başlayacağı bir dönemin habercisi olabilir. Türkiye'nin de hem Karadeniz altındaki gaz hatlarını koruması hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile aramızdaki su boru hattını ve telekom hatlarını koruması öncelikli olmalıdır. Dünyadaki mevcut risk seviyeleri sebebiyle şehirlerimizde ve sınırlarımızda da en üst seviyede, gelişmiş kameralar ile, yüz tanıma sistemleri ile, katmanlı güvenlik tabakaları tasarımı ile tüm tedbirler alınmalıdır. Her saldırı önlenemeyebilir ancak tüm saldırılar geriye yönelik izlenebilir hale getirilebilir ve sorumlulara ulaşılabilir.
İnsansız sualtı araçları ve hava araçlarının yarattığı tehditler artık su üzerinden büyük uçak gemileri ve büyük savaş gemilerini inşa etmeyi anlamsız kılıyor olabilir. Bu gemileri korumak çok zor hale geldi. Misal şu aralar İngiltere'nin iki uçak gemisi neredeler? Biri Portsmouth iskelesinde tamir halinde, diğer ise iki gündür New York limanında. Bu nasıl iş? Madem Rusya ile savaş tamtamları çalıyor, bu gemilerin savaş sahasına yakın deniz ve boğaz bölgelerinde olmasını beklemez misiniz? Bu örneklerden hareketle, Türkiye henüz inşaatına başlamadığı, koruması çok zor olan büyük ve maliyetli savaş gemisi projelerini tekrar gözden geçirmelidir ve daha çok sualtı araçları ve daha küçük ve etkin su üstü araçlarına yönlenmelidir. Yeni döneme uygun savaş doktrinlerinin değerlendirilmesi uygun olabilir.