Yandex
15 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Laiklik gününün düşündürdükleri

Laiklik gününün düşündürdükleri
A+ A-
TARİHÇİ / MUSTAFA SOLAK

10 Nisan 1928’de anayasada şu değişiklikler yapıldı:

1) 2. maddedeki “Türkiye Devleti’nin dini İslam’dır” maddesi çıkarıldı.

2) 16. maddeden milletvekillerinin, 38. maddede cumhurbaşkanının göreve başlarken ettikleri yeminden “vallahi” sözcüğü kaldırıldı.

3) 26. Maddeden, meclisin görevleri arasında sayılan “ahkâmı şer'iyenin tenfizi” (din hükümlerinin düzenlenmesi) ifadesi çıkarıldı.

Bu düzenlemeden dolayı 10 Nisan, “Laiklik Günü” olarak bilinir. Bu günde laikliği önemseyenlerin algısını, laiklik üzerinden verilen mesajları yeniden düşünmeliyiz. Laiklik algıları doğru mu; hatalı mı, eksik mi?

Laiklik üzerinden söylenenler milleti birleştiriyor mu ayrıştırıyor mu?

Bu sorulara yanıt aramalıyız.

Laiklik, devlet mevzuatının, yönetiminin dine göre düzenlenmemesi, aklın dini hurafelerden kurtarılarak özgürleşmesidir. Devlet çeşitli dine sahip vatandaşları arasında tarafsız kalır, ayrım yapmaz.

Laikliği savunan kimi kesim, laikliği yanlış, eksik algılamakta; bu sebeple laikliğin zedelenmesine, hatta toplumun kutuplaşmasına isteyerek veya istemeden neden olmaktadırlar. Bazı örnekler sıralayabilirim:

a) Laiklik din ile devlet işi değil, din ile dünya işi ayrılığıdır. Dünya işine devlet işleri yanında toplum ilişkileri de girer. Örneğin sokaktaki direğe asılan “yılbaşı kutlamak haramdır” pankartı, “sokak, devlet alanı değildir” denerek itiraz edilemez. O sebeple sadece devlet işleri demek eksiktir ve tehlikelidir. Sokak ve mahallelerde laiklik karşıtı propagandaya toplumsal huzur adına izin verilemez. Öğrencinin “yılbaşı kutluyorsanız, haramdır” sözüne maruz kalan öğretmen, yılbaşı kutladığını söylüyorsa, o öğrencinin gözünde itibarı azalacaktır.

b) “Özgürlükçü”, “dinlere saygılı”, “cemaatlere saygılı” sıfatlarını laiklik kelimesinin önüne getirmeye gerek yok laiklik zaten özgürlükçü ve saygılıdır. Laiklik, dinsel anlayışlar birbirine saygı duymadığı için gerekli olmuştur. Laiklik saygı duymaz, saygı bekler.

c) Dinin gerçeğinin ne olduğu laiklerin işi değildir. Bu tutum laiklik karşıtlarının her şeyi din temelinde açıklama çabasına ortak olmaktır. Dini, propagandaya alet etmektir. Dini çıkar odaklarının elinden kurtaralım derken onlara benzeme tehlikesi vardır ve öyle de olmaktadır. Laikliği önemseyen kimi siyasetçi imamlı, dualı mitingler, açılışlar, Kuran’ı öperek kutlamalar yapmaktadır. Eleştirdikleri kesimlere benzemektedirler. Acaba oy, büyüme kaygıları sebepleriyle mi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Fıkıh, Kelam gibi ders kitaplarından laikliğin kaldırılmasına; hatta laikliğin “dayatma”, “tehlike” olduğuna yönelik ifadelere karşı çıkmıyorlar?

d) Laikliğin yaşam tarzına (kılık, kıyafet, yeme-içme, dolaşma vb) özgürlük olarak anlaşılması eksiktir. Laiklik, esasen din üzerinden ayrışmayı önlemek içindir. Bu da milli birliğin, toplumsal huzurun pekişmesini sağlar.

e) Laiklik, emekçilerin hakkını araması ve iktidara yürümesi için elzemdir. Laiklik, emekçinin, kendini, herhangi bir dinin ümmeti, bir mezhep veya tarikatın müridi görmeyerek hak arama bilincine erişmesi içindir. Aklını, günah, sevap, haram, helal, mekruh gibi baskılayan kavramlardan özgür bir şekilde kullanan birey neyin iyi, kötü, hakkaniyetli, olduğunu vicdana, emeğe, insan onuruna bakarak karar verebilir. Aklı laikleşmiş bir emekçi, sınıf mücadelesinin üstüne örtülen perdeyi kaldırır, sermayenin din üzerinden kurmaya çalıştığı egemenliğe rıza göstermez. Tarikat ve cemaat şeyhlerinin kanaatkarlığa rıza gösterilmesi yönündeki fetvalarını dinlemez, hakkını arar. Dinci vakıfların “hayırseverliğine” dayalı sosyal yardımları aracılığıyla sadaka kültürüne alışmaz. “Sigorta yaptırmanın tevekküle aykırı olduğu”, madenlerde ve inşaatlarda ölen emekçiler için “güzel öldüler”, “işin fıtratı böyle” sözlerine aldırış etmez, emeğinin değerinin verilmesi için mücadele eder.

Laiklik, emekçinin, kendini, herhangi bir dinin ümmeti, bir mezhep veya tarikatın müridi görmeyerek hak arama bilincine erişmesi içindir. Laiklik mücadelesi yaşam tarzının savunulmasının ötesine giderek emekçileri kazanmaya yönelik olarak, emekçi karakterde bir programla başarıya ulaşabilir.

f) Laiklik birleştirmek içindir; ayrıştırmak için değil. Korona salgını nedeniyle şu tür ifadelerle karşılaşmışsınızdır:

“Şimdi anladınız mı 100 bin imamın 1 doktor etmediğini”

“İBAN suresi”

Bu ifadelerle din üzerinden toplum kutuplaştırılmaktadır. 100 bin imamın 1 doktor etmediği söylemi üzerinden neden imam karşıtlığı yapılıyor?

Salgını imamlar mı başlattı, yaydı?

İmamlar “salgına çareyi biz buluruz” mu dediler?

Yanıt hayırsa o halde bu yapılan milleti kutuplaştırmak, milli birliği ortadan kaldırmak değil mi?

Halkın inancıyla “İBAN suresi” diyerek dalga geçmek de nedir?

Bağış toplanmasına karşı çıkmanın yolu bu olmamalıdır.

Bu tarz ifadeler, laikliği savunanları zor duruma düşürür. Toplumu kendilerine düşman edeler. Doğru dediklerine toplum “bunlar ayrımcı, fitneci” diyerek itibar göstermez.

Laiklik hepimizin ihtiyacı. Milletimizi bir arada tutan harçlardan. Bu harcın dağılmasına, dağıtana izin vermeyelim.

NOT: Laiklikle ilgili eksik, hatalı tutumlara ilişkin “Laikliği Doğru Anlamak” ve “Gayrimilli Eğitim” kitaplarım incelenebilir.

Laiklik gününün düşündürdükleri - Resim: 1

Anayasa laiklik vallahi