L’AntiDiplomatico’nun Direktörü Fabrizio Verde: Roma, ABD’ye ve G7’deki muadillerine tabi

İtalya’nın Kuşak ve Yol Girişimi’ne (KYG) dahil olma belirsizliği hakkında son gelişmeleri ve İtalya hükümetinin tavrını konuştuğumuz İtalyan gazeteci Fabrizio Verde, söyleşimizin dünkü ilk bölümünde, KYG’nin İtalya için faydalarını anlattı. Verde, “Roma çok dikkatli düşünmeli ve ateşle oynamamalı.” dedi. İtalyan gazeteciyle, söyleşimizin bugünkü bölümünde ise İtalyan Hükümeti’nin Ukrayna-Rusya çatışmasındaki pozisyonunu konuştuk.

“İtalyan Hükümeti’nin diğer G7 ve Avrupa ülkelerine göre Ukrayna-Rusya çatışmasındaki pozisyonu ile Kuşak ve Yol Girişimi’nden ayrılma senaryoları arasında nasıl bir ilişki var?” sorumuzu yanıtlayan Fabrizio Verde, şunları söyledi:

BOYUN EĞEN HÜKÜMET

İtalyan hükümetinin Ukrayna-Rusya çatışmasına ilişkin tutumu ve KYG’den ayrılma düşüncesi birbiriyle yakından ilişkilidir. Karmaşık bir düşünceler ağını ortaya koymaktadır. Özellikle bu kararlar İtalya için bazı olumsuz sonuçlar doğurmakta, ABD ve diğer G7 üyelerine bağlılığının yanı sıra potansiyel ekonomik ve jeopolitik yansımaları da vurgulamaktadır.

İlk olarak, İtalya’nın Ukrayna-Rusya ihtilafında ABD ve diğer G7 ülkeleri de dahil olmak üzere Batılı müttefikleriyle aynı safta yer alması, bu etkili uluslararası gruplar içinde hâkim olan fikir birliğine uyma isteğinin altını çizmektedir. Bu uyum, İtalya’nın kendi öncelikleriyle her zaman tam olarak örtüşmeyebilecek olan bu Batılı ortakların kolektif pozisyonlarına ve çıkarlarına boyun eğmeyi yansıtmaktadır. KYG’den olası çekilme, Batılı müttefikleri yatıştırmaya yönelik bir adım olarak görülse de önemli ekonomik sakıncalar taşımaktadır. İtalya’nın KYG projelerine katılımı ekonomik büyüme, altyapı gelişimi ve ticaretin genişlemesi beklentileriyle motive edilmiştir. Girişimden çıkmak bu potansiyel kazanımların kaybedilmesi anlamına gelebilir ve İtalya’nın ekonomik görünümü üzerinde zararlı bir etki yaratabilir.

EKONOMİK VE JEOPOLİTİK KAYIP

Ayrıca İtalya’nın KYG’den ayrılmasının jeopolitik sonuçları da olabilir. Bu durum İtalya’nın ABD ve G7’nin baskı ve tercihlerine boyun eğdiği ve bu ittifaklar içindeki tabiiyetini vurguladığı şeklinde yorumlanabilir. Bu da İtalya’nın kendi ulusal çıkarlarıyla daha yakından örtüşen bağımsız bir dış politika gündemi izleme kabiliyetini zayıflatabilir.

Sonuç olarak, İtalyan hükümetinin Ukrayna-Rusya çatışması konusundaki tutumu ve Kuşak ve Yol Girişimi’nden ayrılma düşüncesi karmaşık bir faktörler etkileşimini yansıtmaktadır.

Bu kararlar, İtalya’nın ABD’ye ve G7’deki muadillerine tabi olduğunun altını çizmekte ve potansiyel olarak ekonomik kayıplara ve jeopolitik özerkliğini ortaya koyma kabiliyetinin tehlikeye girmesine neden olmaktadır. Bu hususların birbiriyle bağlantılı doğası, İtalya’nın dış politika manzarasını yönlendirirken karşılaştığı karmaşık zorlukları vurgulamaktadır.