‘LGBT insana yabancıdır, olağanlaştırılamaz’ Çocuk kreşi formuna 'kız' ve 'erkek' dışında dört seçenek eklediler!

Batı tarafından dayatılan ve aileyi hedef alan LGBT uygulamaları Almanya'nın Neubrandenburg şehrinde gündem oldu. Şehirde, LGBT bayrağının kamusal alanlarda asılmasına yasak geldi.

Bu karar, bağımsız ve aşırı sağcı olarak bilinen Tim Großmüller’in önerisiyle şehir meclisinde oylamaya sunuldu. Mecliste yapılan oylamada, 15 lehte, 11 aleyhte ve 8 çekimser oyla LGBT bayrağının şehirdeki tren istasyonunda dalgalanması yasaklandı. Großmüller, bu kararı sosyal medyada "ilk zafer" olarak nitelendirerek AfD ve destekçilerine teşekkür etti.

SPD, Sol Parti ve Yeşiller, yasağa karşı çıkarak bu kararı iptal ettirmek için harekete geçeceklerini açıkladı. Sahra Wagenknecht’in partisinden temsilciler oylamada çekimser kaldı.

Öte yandan LGBT ile ilgili bir gelişme de Avusturya’da yaşandı. Graz Belediyesi’nin kreş kayıtları için hazırladığı formda cinsiyet bölümünde ‘Erkek’ ve ‘Kız’ seçeneğinin yanı sıra ‘çeşitli (divers)’, ‘arası (inter)’, ‘açık (offen)’ ve ‘belirtilmemiş (keine Angabe)’ seçenekleri yer aldı. Aileler bu duruma tepki gösterdi.

EMPERYALİZMİN İÇİNE DÜŞTÜĞÜ ÇÖKÜŞ

LGBT’nin emperyalizmin ürünü olduğunu vurgulayan Vatan Partisi MKK üyesi, Öncü Kadın Eğitim Bürosu Başkanı avukat Zerrin Öztürk Aydınlık Avrupa’ya değerlendirmelerde bulundu. Öztür şu görüşleri ifade etti:

“Günümüzde, emperyalizmin içine düştüğü çöküş sürecindeki can simidi, insanlığın toplumsal ilerleyişini geciktirebilecek en önemli ve sinsi silahı, LGBT’dir.

İnsanın varoluşunu sağlayan temel içgüdülerinden biri de Üreme (cinsellik)tir. Canlılar içinde insan iki cinsle çoğalır, aile olur. Buna bağlı olarak ta sosyalleşir. İnsan biliriz ki, sosyal bir varlıktır. İnsan insanın ilacıdır, yurdudur. İstekle, sevgiyle çoğalan insan doğası kendini geliştirerek bugünkü teknolojinin, varsıllığın, bilimin, üretimin yükselişini yaratmıştır.

Gelişmiş kapitalist-emperyalist ülkelerin ekonomik olarak içine düştükleri bunalım, kendi halklarından başlayarak insanı maddi ve manevi açılardan çökerterek, yaşam maliyetlerini en aza indirmeye yöneltmiştir. On yıllardır uyuşturucu batağında çırpınan, etnik, dini, mezhepsel bölünmüşlük körüklenen toplumlarına nihai vuruş için LGBT safsatası pazarlamasına girişilmiştir.”

‘LGBT, BİR İDEOLOJİDİR’

“Doğuştan gelen cinsel kimlik tercihi, insanlığın varoluşundan beri bildiğimiz, çok azınlıkta olan bir durumdur. LGBT’nin onlarla bir ilgisi, ilişkisi yoktur. LGBT, bir ideolojidir. Uluslararası emperyalist güçlerin ömürlerini uzatma araçlarından biridir. Çocukların ve gençlerin medya ve iletişim araçlarıyla yönlendirilmesini esas alan, cinsel kimliklerin sonradan ve sınırsızca(!) değişmesini bilinçlere yerleştirmeyi hedefleyen, bir zihinleri işgal ve yeniden imal faaliyetidir.

Bunun için önce sözde bilim insanları bulunmuş, sözde bilimsellik kazandıracak makaleler düzenlenmiş, sayısız kitaplar piyasaya sürülmüş, irili ufaklı on binlerce dernek, vakıf, platformlar günlük hayata dahil edilmişlerdir. Bunlara resmi devlet bütçelerinden fonlar ayrılmaktadır.”

‘HEDEF İNSANI GÜÇSÜZLEŞTİRMEKTİR’

“Özellikle, sözde kadın ve çocuk hakları savunuculuğu yapan feminist oluşumlar, bu kültürel çürümeyi eşitlik, özgürlük, hak sosuna batırarak toplumun en geniş kesimlerine yaymada, normalleştirmede önemli birer araç olmuşlardır.

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transeksüel sözcüklerinin baş harflerinin birleşimiyle adlandırdığımız LGBT, akıl almaz cinsel çeşitlilikler türetmiş, ensestin ve pedofilinin dahi savunulduğu bir ahlaksal çarpıklığa ulaşmıştır. Aynı cinsler arası cinsel ilişkiden, eşyalarla ilişkiye, hatta ‘akışkan cinsellik’ olarak birinden diğerine geçilebilen bir sözde özgürlüğü olağanlaştırmanın peşine düşmüştür. Hedef bellidir, insanı güçsüzleştirmektir. Ayrıca, Milli Devletleri yıkıma uğratmanın aracı olarak LGBT hareketleri kullanılmaktadır.”

‘AİLEYE SAHİP ÇIKACAĞIZ’

“Kısa süre önce Fransa’da gerçekleşen Dünya Olimpiyatı’nın açılış gösterileri, Batı’nın LGBT ile insanın maddi-manevi erozyonunu olağanlaştırma hedeflerini dünyaya açıkça göstermiştir.

Biz anne babalara, ailelere düşen, çocuklarımızı gençlerimizi, Batıda kurumlaştırılmaya çalışılan tehlikeye karşı birebir yakın ve sıcak aile bağlarıyla kontrol etmemiz, onlarla arkadaş olmamız, arkadaşlarını yakından tanıyabilmemiz, doğru ve sağlıklı sosyal- sportif faaliyetlere yöneltmemiz ve yakından izlememizdir.”