LGBT insanlık suçudur
ZERRİN ÖZTÜRK
LGBT savunuculuğu, kurumların ve kişilerin nerde durduğuna ilişkin en önemli turnusol kağıdı olmaya başladı. O yerin bir tarafı, ABD’nin yayılmacı, bölücü ve milli devletleri inanç ve etnik köklerine göre alt birimlere dönüştürme cephesidir. Burada, türlü algı oyunlarıyla halkı yanıltabilirler.
Onlar Atatürkçü, sosyalist, devrimci, dindar, hatta milliyetçi olabilirler. Eğer LGBT’yi savunuyorlarsa, onu yaymak ve çocukları, gençleri ateşe atmak için örgütlü çabaların içine girmişlerse, işte onların yolu bellidir: İnsanlığa kastetmiş olan katıksız bir gericiliğin temsilcileridir.
LGBT savunuculuğu, devletlerin, emperyalizme bağımlılıktan ve tutsaktan kurtulma mücadelelerinin önüne çekilen devasa bir duvardır. Duvarın taşları, oğullarımız ve kızlarımız, bebelerimiz, gençlerimiz, cinsel tercihlere sıkıştırılmış kimlikleriyle bunalımlara sürüklenen insanımızdır. Bu durum, ailelerimiz için baş edilmesi gittikçe ağırlaşan vahim travmalara yol açmaktadır. Saldırı altındaki aileler acil bir çıkış yolunu gözlemektedir.
İnsanlığı doğal cinslerinden uzaklaştırmanın sonu nereye varır? Dünya toplumlarının nüfuslarını azaltmanın, artışını durdurmanın ötesinde amaç daha korkunçtur. Devletlerin kolayca çökertilmesinin ötesinde doğal gelişiminden koparılan insanlık, küresel çöküşle karşı karşıya getirilecektir.
Emperyalist Batılı devlet odakları, hegemonyalarının ömrünü uzatabilmek için dünyaya adeta bir virüsü, bir büyük salgını daha bela etmeye çalışmaktadırlar. Bugün, dünyayı saran en azgın salgın budur: LGBT!
LGBT (Lezbiyen Gey Biseksüel Transeksüel)’ler, kendi deyimleriyle Lubunyalar nerdeyse, orda bölücüler, PKK ve FETÖ teröristlerine selam duranlar, foncular, misyonerler, lobiciler, masonik örgütlü mandacı zihniyetler, uyuşturucu ve fuhuş batağına düşürülen hayatları kararan sayısız insanlarımız var.
Çok daha içler acısı durumlar başta ABD ve diğer sözde modern Batılı devletlerde yaşanıyor. Bu büyük sosyal çöküşleri Biden gibi devlet başkanları bizzat savunuyor. Amaç belli. İnsanlığı nüfus olarak kontrol edilebilir bir azlığa çekebilmek. Kalanın da elinde ne devletini ne toprağını ne geçmişini ne geleceğini bırakmak. Buna karşı en duyarlı olmamız gereken bir zamandayız.
LGBT insanın kökünü kurutmaya, dünyayı boyayla, renklerle çürümeye ve yok oluşa çekmeye çalışan uluslararası ucubelik kampanyasıdır. İstanbul Sözleşmesi ile ve Grevio Raporlarıyla avlananlar, toplumlarının geleceğini LGBT’ye ipotek etmektedirler.
Acilen bu konuda yasa çıkarılmalıdır. Yüzyılımızda çağdaşlık, aileyi korumaktır. LGBT dünyaya ve insanlığa karşı bir insanlık suçu mevzisidir. Öven, makul gören, kabullenen siyasiler, devletler, kim olursa olsun insanlığa karşı suç işlemektedir. En başta, Barolar gibi Cumhuriyet’in öncü kurumları açıklamalarında daha dikkatli olmalı, insanlık suçuna bulaşmamalıdır.
İstanbul’da, İzmir’de, Konya’da kurulan Büyük Aile Platformları’na desteğimizi artıralım, çevremizi katalım, kurumlarımızı dahil edelim. Gün, Ailemiz ve Devletimiz için seferberlik günüdür! Unutmayalım, LGBT bir insanlık suçudur.